Tüm dünya haftalardır koronavirüs salgınının etkisi altında. Dünya genelinde pek çok tedbir koronavirüsle mücadele kapsamında uygulanıyor. Örneğin birçok ülkede kısmi karantina uygulamaları mevcut. Türkiye’de ise ilk vaka, 11 Mart günü açıklanmıştı. Güncel olarak (31 Mart 2020) Türkiye’deki vaka sayısı 13 bin 531 iken hayatını kaybedenlerin sayısı da 214’e ulaştı.
İlk vakanın görülmesinin ardından Türkiye’de de koronavirüs kapsamında birçok önlem alındı. Herhangi bir ilde ya da ülke genelinde sokağa çıkma yasağı henüz ilan edilmemiş olsa da 65 ve üzeri yaştaki bireyler ile kronik rahatsızlığı olan kişilerin sokağa çıkmaları sınırlandırıldı. Bunun yanı sıra geçtiğimiz günlerde koronavirüs ile mücadele kapsamında 17 milyar dolarlık bir destek paketi açıklandı. Bu haliyle destek paketi, gayri safi yurt içi hasılanın %2’sine tekabül ediyor.
Ancak bu destek paketinin yetersiz olduğuna ilişkin eleştiriler de mevcut. Örneğin birçok iktisatçı ve sosyal bilimci, çalışanlara ücretli izin verilmesini de içeren farklı talepler dile getiriyor.
Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri ise salgın sürecinde ihtiyaç sahiplerine yardım edebilmek amacıyla bağış kampanyaları başlattı. Bu doğrultuda her iki belediye de internet sitelerinde ve sosyal medya platformlarında hesap numaralarını paylaşarak İstanbul ve Ankara sakinlerini dayanışmaya davet etti. Birçok siyasetçinin de destek verdiği kampanyalar, kısa sürede etkileşim aldı. 31 Mart sabahı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 81 ile gönderdiği resmi bir yazı ise kafalarda soru işaretleri oluşturdu.
Bakan Soylu, illere gönderdiği “Yardım Toplama” konulu yazısında, yardım toplama usullerinin 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nda düzenlendiğini hatırlatarak belediyelerin bu kanundan muaf olduklarına dair bir hüküm bulunmadığını söyledi. Bu doğrultuda, Yardım Toplama Kanunu’nun hükümlerinin sağlanmaması halinde Kanun’un 6. maddesi çerçevesinde işlem yapılacağı belirtildi.
Peki, Yardım Toplama Kanunu Nedir ve İlgili Maddesi Ne Söylüyor?
1983 yılında kabul edilen Yardım Toplama Kanunu’nun ilk maddesinde de belirtildiği üzere Kanun’un amacı; yardım toplamaya yetkili kişi ve kuruluşları belirlemek ve söz konusu yardımın amacına, toplanmasına, kullanılmasına ve denetlenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemek. Bu bağlamda Kanun’un 3. maddesine göre gerçek kişiler, dernekler, kurumlar, vakıflar, spor kulüpleri, gazete ve dergiler yardım toplayabilirler.
Soylu’nun yaptığı hatırlatma ise Kanun’un 6. maddesinde yer alıyor. “İzin alma zorunluluğu” başlıklı maddeye göre Cumhurbaşkanınca belirlenip ilan edilen dernek, kurum ve vakıflar dışındaki kişiler ve kuruluşlar; yetkili makamdan izin almadan yardım toplayamazlar. Bununla birlikte ilgili maddenin devamında, izin alınmadan girişilen yardım toplama faaliyetlerinin güvenlik kuvvetlerince derhal menedileceği ve sorumlular hakkında kovuşturma yapılacağı hükmediliyor.
Madde 6 – Kişiler ve kuruluşlar, yetkili makamdan izin almadan yardım toplayamazlar. Ancak, kamu yararına çalışan dernek, kurum ve vakıflardan hangilerinin izin almadan yardım toplayabilecekleri, Cumhurbaşkanınca belirlenip ilan edilir. (1)
İzin alınmadan girişilen yardım toplama faaliyetleri güvenlik kuvvetlerince derhal menedilir ve sorumlular hakkında kovuşturma yapılır.

Madde 6 – Kişiler ve kuruluşlar, yetkili makamdan izin almadan yardım toplayamazlar. Ancak, kamu yararına çalışan dernek, kurum ve vakıflardan hangilerinin izin almadan yardım toplayabilecekleri, Cumhurbaşkanınca belirlenip ilan edilir. (1)

İzin alınmadan girişilen yardım toplama faaliyetleri güvenlik kuvvetlerince derhal menedilir ve sorumlular hakkında kovuşturma yapılır.

İzin verme yetkisi bulunan makamlar ise 7. maddede sıralanıyor. İlgili maddeye göre söz konusu yardım toplama faaliyeti için bir ilin birden fazla ilçesini kapsıyorsa o ilin valisinden, bir ilçenin sınırları içinde ise o ilçenin kaymakamından izin alınması gerekiyor. Eğer yardım, birden fazla ili kapsıyorsa da faaliyete girişecek gerçek veya tüzel kişilerin yerleşim yerinin bulunduğu ilin valisinden izin alınması gerektiği belirtiliyor.
Kısacası yardım toplama faaliyetlerinin kapsamına göre faaliyeti yürütecek kişi ya da kuruluşların ilçe kaymakamlıkları ya da il valiliklerinden izin alması öngörülmüş.
Bununla birlikte İçişleri Bakanı Soylu’nun gönderdiği yazının ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, kişisel twitter hesabında, başlatılan bağış kampanyasının devam ettiğini duyurdu. İmamoğlu, belediyelere tanınan bağış toplama yetkisine referans vererek bağış yapmak isteyenlerin belediye hesaplarına para yatırabileceklerini söyledi.
Peki, Belediye Kanunu Ne Söylüyor?
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesinde, belediyelerin yetki ve görevleri sıralanıyor. 15. maddenin i) bendinde belirtildiği üzere belediyeler bağış kabul edebilirler. Belediye meclisi yetkilerinin düzenlendiği 18. maddenin g) bendinde ise şartlı bağışların kabul edilebileceği yazıyor. Ayrıca 38. maddede de belediye başkanlarının şartsız bağışları kabul edebileceği belirtiliyor. Son olarak Kanun’un 59. maddesinde belediye gelirleri arasında bağışlara da yer verilmiş.
Örneğin Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili web sayfasında hesap bilgilerinin yer aldığı bölümün altında bağış kampanyasının Belediye Kanunu’nun 38. maddesi kapsamında yürütüldüğü belirtilmiş.
İş bu süreç, 5393 sayılı Belediye Kanununun Belediye başkanının görev ve yetkileri başlıklı 38 inci  maddesinin (l) bendindeki; “Şartsız bağışları kabul etmek” hükmüne istinaden yürütülmektedir.

İş bu süreç, 5393 sayılı Belediye Kanununun Belediye başkanının görev ve yetkileri başlıklı 38 inci  maddesinin (l) bendindeki; “Şartsız bağışları kabul etmek” hükmüne istinaden yürütülmektedir.

Sonuç olarak Belediye Kanunu’nda belediyelerin bağış kabul edebileceği, belediye meclislerinin şartlı bağışları kabul edebileceği ve belediye başkanlarının da şartsız bağışları kabul edebileceği belirtiliyor.
İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinin bağış kampanyalarının hangi kanun nezdinde değerlendirileceği yorumunu ise hukukçulara bırakıyoruz