Ordinaryus Profesör Reşat Kaynar’ın Latife Hanım’ın Mektupları Hakkında İtiraf Açıklamaları Doğru mu?

Latife Hanım’ın mektupları, özellikle sosyal medyada tarih anlatıları etrafında süren tartışmalarda en çok gündeme gelen konulardan biri. Atatürk’le evliliği sırasında ve sonrasında yazdığı mektuplar ile kişisel notlardan oluşan bu arşiv, Latife Hanım’ın 1975’teki ölümünden sonra önce ailesi tarafından Ziraat Bankası’nda bir kasaya kaldırıldı, ardından mahkeme kararıyla 1980’de “gizli” kaydıyla 25 yıllığına kapatıldı. Belgeler Türk Tarih Kurumu’na devredilerek burada muhafaza altına alındı. 2002’de dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer bu arşivi Atatürk Müzesi’ne taşımak istedi ancak başarılı olamadı. 2005’te TTK Başkanı Yusuf Halaçoğlu arşivin açılacağını duyurduysa da, Latife Hanım’ın ailesinin itirazı üzerine kararından vazgeçti.

Arşivin içeriği hakkında kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, hem Atatürk’ün özel yaşamına hem de Cumhuriyet’in ilk yıllarının sosyal ve siyasal atmosferine dair önemli ayrıntılar barındırabileceği düşünülüyor. Bu belirsizlik, zaman içinde çeşitli spekülasyonların ve şehir efsanelerinin ortaya çıkmasına da zemin hazırlamış durumda.

İddiaya konu olan sözler, Latife Hanım’ın günlüklerini görme fırsatı bulmuş az sayıdaki kişiden biri olan Ordinaryüs Profesör Reşat Kaynar’a atfediliyor. Kaynar, Latife Hanım’ın 1975’teki ölümünün ardından günlüklerin akıbetiyle ilgili yürütülen mahkeme sürecinde bilirkişi olarak görevlendirilmişti. 

Kaynar’a atfedilen sözler ise şu şekilde:

Anahtar kelimelerle yapılan taramalarda, 25 yıllık yasağın sona ermesine yaklaşılan 2005 yılı öncesinde çeşitli gazetelerde Ordinaryüs Profesör Reşat Kaynar’la yapılmış röportajlara ulaşılabiliyor. 6 Ağustos 2004’te Vatan’da yayımlanan röportajda Kaynar, günlüklerin içeriğine dair ayrıntıya girmese de Atatürk hakkında olumsuz bir ifade bulunmadığını ve Latife Hanım’ın notlarında Atatürk’ten daima “Muhterem Paşam” diye söz ettiğini söylüyor. 3 Ocak 2005’te Hürriyet’te yayımlanan başka bir röportajda ise Kaynar, günlüklerin bir bilim kurulu tarafından incelenmesi gerektiğini belirtiyor; Latife Hanım’ın Atatürk’e pişmanlık dolu mektuplar yazdığını ifade etmiş. Aynı haberde, Latife Hanım’ın vereme yakalandıktan sonra tedavi için yurt dışına çıkmak istediği, bunun için Atatürk’ten izin talep ettiği ve Atatürk’ün de konuşmaması şartıyla bu izni verdiği bilgisi yer alıyor. Kaynar, bu tartışmalardan kısa bir süre sonra, 2006 yılında hayatını kaybetti. Yapılan anahtar kelime taramalarında ise Latife Hanım’ın mektuplarıyla ilgili olarak güvenilir kaynaklarda Kaynar’a atfedilen başka bir ifadeye rastlanmıyor.

Bu süreçte dönemin TTK Başkanı Yusuf Halaçoğlu da “Ben de mektupları okudum, Atatürk’e zarar verecek herhangi bir ifade yok” diyerek mektupların içeriğine dair açıklama yapmıştı.