Yazar:
Gül Hür
İddia şöyle;

Bir Instagram hesabı tarafından 14 Mayıs 2025’te yapılan bir paylaşımda çiftlerin yüz hatlarının zamanla birbirine benzediği ve bunun bilimsel adının da ayna nöron olduğu iddia edildi

İddia YANLIŞ
Ayna nöronlar, bir hareketin hem yapılması hem de izlenmesi sırasında aktive olan sinir hücreleridir. Fiziksel görünüm değişikliğiyle doğrudan bir bağlantıları bulunmaz. 
Bilimsel çalışmalar, ayna nöronların empati, taklit ve öğrenme gibi işlevlerle sınırlı olduğunu gösteriyor. Uzun vadeli biyolojik dönüşümler yaratacak kadar etkili değildir. 
Çiftler arasındaki benzerlik algısı genellikle ortak yaşam tarzı, çevresel koşullar ve algısal önyargılarla açıklanabilir.
Ayna Nöron Etkisi Fiziksel Dönüşüm Yaratmaz
Günümüzde bilimsel kavramların popüler anlatımlara taşınmasıyla birlikte, özellikle çeşitli sosyal medya platformlarında paylaşılan birçok içerik gerçekte olduğundan daha ikna edici bir görünüme kavuşabiliyor. Karmaşık terimlerin, akademik bir dilin ya da araştırma izlenimi veren açıklamaların kullanıldığı gönderiler, ilk bakışta güvenilir ve doğruymuş izlenimi yaratabiliyor. Ancak bu tür içeriklerin bir kısmı, ya bağlamından koparılmış bilgi parçalarına dayanıyor ya da mevcut bilimsel bulguların ötesine geçerek çok büyük genellemeler içeriyor. Özellikle “bilimsel gerçek” gibi sunulan açıklamaların içeriği, kapsamı ve dayandığı kaynaklar dikkatle incelenmekte fayda var.
İlgili sosyal medya gönderisinde de, “uzun süre birlikte olan çiftlerin zamanla fiziksel olarak birbirine benzemesi” yönündeki iddia, “ayna nöron etkisi” adı verilen bilimsel bir kavramla açıklanmış ve bu benzerliğin nörolojik bir uyumlanma süreci olduğu öne sürülmüş. Bu iddianın doğru olup olmadığını tespit edebilmek için öncelikle ayna nöron kavramına bakmakta fayda var.
Ayna nöronlar, ilk olarak 1990’lı yıllarda İtalya’da İtalya’daki Parma Üniversitesi bünyesinde, nörofizyolog Giacomo Rizzolatti liderliğindeki bir araştırma ekibi tarafından yapılan deneylerde keşfedilmiş. Ekip, makak maymunlarının beynindeki “F5” adı verilen motor bölgede, bir nesneye uzanma ya da onu kavrama gibi amaçlı hareketleri gerçekleştirdiklerinde aktif olan bazı nöronların, aynı hareketi yapan bir başka canlıyı izlerken de aynı şekilde ateşlendiğini gözlemlemiş. Bu keşif aslında, sadece hareket eden değil, hareketi izleyen beynin de benzer bir biçimde tepki verdiğini ortaya koyuyor. İnsanlarda da buna benzer sistemlerin olduğu ve bu nöronların başkalarının davranışlarını gözlemleyerek anlamamıza ve bazı durumlarda bu davranışları öğrenmemize katkı sunduğu düşünülüyor.
Ancak ayna nöronlara atfedilen işlevlerin bir sınırı var. Oxford Research Encyclopedia’nın da belirttiği gibi, bu nöronların empati, taklit ve sosyal öğrenmeyle ilişkili olduğu görüşü bazı araştırmalarla desteklense de, bu sistemin karmaşık sosyal davranışları tamamen açıklayıp açıklayamayacağı tartışmalı. Örneğin, bir insanın başka biriyle uzun süre birlikte yaşaması sonucu fiziksel olarak ona benzemesi gibi gözlemler, ayna nöronların etkisiyle doğrudan ilişkilendirilebilecek düzeyde bilimsel destek taşımıyor. Boston Üniversitesi'nin hazırladığı bir yazıda da vurgulandığı gibi, ayna nöronlar “tam bir açıklama” olmaktan ziyade sosyal davranışları anlamaya dair bir parça sunuyor. Ancak sosyal davranışları anlamak için birçok farklı çevresel, genetik ve psikolojik etkenin dikkate alınması gerekiyor.
Tüm bu bilgiler ışığında, uzun süre birlikte yaşayan çiftlerin zamanla fiziksel olarak birbirine benzemesinin ayna nöronlarla açıklanabileceği yönündeki iddialar bilimsel temelden yoksun. Çünkü ayna nöronlar, gözlem yoluyla öğrenme, taklit ve sosyal etkileşim gibi süreçlerde rol oynayabileceğine dair araştırmalar mevcut. Ancak bu işlevleri bireylerin yüz hatlarının, mimiklerinin ya da bedensel görünümlerinin zamanla birbirine dönüşmesini sağlayacak kadar güçlü ya da yönlendirici değil. Dahası, fiziksel benzerlik algısı çoğu zaman algısal yanlılıklarla ve ortak yaşam biçimlerinin getirdiği stil benzerlikleriyle karıştırılabilir. Dolayısıyla, bu tür iddialar ayna nöronların rolünü olduğundan fazla yorumluyor. Gerçekte, çiftler arasında gözlenen benzerlikler ancak çok daha geniş çevresel, kültürel ve psikolojik etkenlerin sonucu olabilir, sinirbilimsel bir zorunluluğun değil.

Sonuç olarak;

Çiftlerin ayna nöron etkisi nedeniyle yüz hatlarının zamanla birbirine benzediği iddiası yanlış.