Yazar:
Gül Hür
Katkıda Bulunanlar:
Koray Kaplıca
Türkiye’de Ocak 2024 itibarıyla 208 yükseköğretim kurumu (devlet/vakıf üniversitesi ve vakıf meslek yüksekokulu) ile dünyada üniversite sayısı bakımından 25. sırada yer alıyor. RWU verilerine göre Türkiye’den ilk bine giren üniversite sayısı toplam üniversite sayının %3,8’ine tekabül ediyor. Bu oran ile Türkiye, Suudi Arabistan, Güney Kore ve Mısır gibi ülkelerin gerisinde. Nüfus dikkate alındığında da üniversite kalitesi açısından Türkiye’nin birçok benzer ülkeden geride kaldığı görülüyor. Üstelik bu durum üniversite sıralaması yapan diğer kuruluşların verilerine bakıldığında da fazla değişmiyor. Türkiye’nin özellikle nitelikli devlet üniversiteleri 2015’ten bu yana sıralamalarda irtifa kaybediyor. 
Show more

Türkiye Üniversiteleri Sıralamalarda Düşüş Eğiliminde
Ulusal ve uluslararası kurumlar tarafından her yıl bazı bilimsel metrikler (öğretim üyesi başına düşen makale sayısı, atıf sayısı, doktora mezun sayısı, sürdürülebilirlik ve istihdam vb.) baz alınarak hazırlanan dünyanın en iyi üniversiteleri listeleri hazırlanıp yayımlanıyor. Hacettepe Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi gibi Türkiye’den bazı üniversiteler bu listelerin görece üst sıralardaki yerini korusa da son yıllarda Türkiye’deki üniversitelerin başarı grafiği düşüş eğiliminde. Bu değişimi daha detaylı görebilmek için uluslararası tanınırlığı ve prestiji en yüksek olan Quacquarelli Symonds (QS) World Ranking ve Times Higher Education (THE) adlı iki kurumun 2015- 2024 yılları arasında Türkiye’den ilk 1000’de yer alan üniversite sayısı grafiği aşağıdaki gibi:
Show more

Son 10 yılda en iyi ilk 500 üniversite sıralamasında yer alan Türkiye’deki toplam üniversite sayısı değişiklik göstermemekle birlikte ilk 500’de yer alan üniversitelerin sıralamasının düşüş eğiliminde olduğunu görmek mümkün. Örneğin genelde ilk 500’de yer alan Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Times Higher Education 2015 verilerinde en iyi 85. üniversite olurken 2024 yılı listesinde 351-400 bandına kadar gerilemiş. Aynı verilerde Boğaziçi Üniversitesi 2015 yılında dünyanın en iyi 139. üniversitesi iken 2024 yılı verilerine göre 601-800 bandında yer alıyor.
Son olarak, 2009 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Enformatik Enstitüsü bünyesinde kurulan ve dünya üniversiteleri için bilimsel yayınlarının nitelik ve niceliğini yansıtan akademik performans göstergelerine dayalı bir sıralama sistemi geliştiren University Ranking by Academic Performance’ın (URAP) 22 Aralık 2023’te yayımladığı dünya üniversiteleri listesi, ilk 500’de Türkiye’den herhangi bir üniversite bulunmadığını gösterdi.

URAP’ın açıkladığı listede Türkiye’deki üniversitelerin başarısızlığı bazı medya platformlarında da yayınlanmıştı.
Tabi bu listelerdeki yöntemlerle ile ilgili süregelen tartışmalar bulunuyor. Üniversite kalitesinin tanımlanması ve ölçülmesi karmaşık bir konu olmasına rağmen farklı perspektiflerden çeşitli faktörlerin dikkate alınabileceğini belirtmekte fayda var.
Son 10 Yılda Akademik Özgürlükler Geriledi
Akademik özgürlükler, üniversitelerin kalitesini ve akademik başarısını doğrudan etkileyen önemli bir faktör. Öğretim üyeleri ve araştırmacılar için baskı ve kısıtlama olmaksızın öğretme, öğrenme ve araştırma yapma hakkı sunan bu özgürlükler, bilimsel araştırmaların objektif yürütülmesini, yeni fikirlerin serbestçe tartışılmasını ve bilginin özgürce aktarılmasını sağlar. Bu özgürlük ortamı, yaratıcılığı ve inovasyonu teşvik eder, eleştirel düşünceyi destekler ve akademik çalışmaların kalitesini artırır, bu da üniversitenin genel başarısını ve itibarını yükseltir.
Bir yüksek öğretim kurumunun, onu diğer üniversitelere kıyasla öne geçirecek bir standarda ulaşmasının ancak uzun yıllar sonunda oluşacak bir kurum kültürünü  içerdiğini belirtmekte fayda var. Bu anlamda Ocak 2021’deki rektör atamasının ardından suların durulmadığı Boğaziçi Üniversitesi’nin geçirdiği değişime göz atmakta fayda var. Özellikle akademisyen kadrolarında izlenen demokratik, liyakate dayalı ve şeffaf süreçlerin yıllar içinde üniversitenin prestijine nasıl katkı sunduğunu ve bu süreçlerin değişmesiyle üniversitenin yaşadığını prestij kaybını görmek mümkün.
Show more

FAU ve V-Dem Institute tarafından oluşturulan Akademik Özgürlükler Endeksi’nde (Academic Freedom Index) Türkiye’nin son yıllardaki seyri üniversitelerin düşen sıralamaları ile ilgili hikayeye önemli bir katkı sunuyor. Farklı göstegelerin değerlendirilmesiyle 0-1 arasında değer alan endekste Türkiye 2015’te 0,30 değer alırken 2016’dan bu yana 0,06-0,08 arasında değerler alabiliyor. 
Son 10 Yılda Yükseköğrenime Ayrılan Pay Düşüş Eğiliminde 
Yükseköğrenim kalitesi bilimsel üretimin yapıldığı iklimin uygun olmasının yanı sıra bu üretimi destekleyecek kaynakların da yeterli olmasını gerekli kılıyor. Çeşitli kurumların yaptığı sıralamalarda ilk ondaki yeri değişmeyen Harvard Üniversitesi’nin 2023 yılı bütçesi 5,9 milyar dolar seviyelerinde. Yine ABD’deki en başarılı devlet üniversitelerinde California (Berkeley) Üniversitesi’nin 2023 bütçesi de 3 milyar dolar. 30 yıl önce bütçesinin yarısını federal bütçeden alan bu üniversite yarattığı kaynaklarla bugün bu payı %14’e kadar indirmiş durumda. Türkiye’de devlet üniversitelerinin ise ne devletten aldığı bütçeyle ne de kaynak üretme kapasiteleriyle uluslararası bir rekabette iyi bir yer edinmeleri mümkün görünmüyor. 
Show more

2023’te genel bütçeden yükseköğrenim kurumlarına merkezi yönetim bütçesinin % 3’lük bir kısmına tekabül eden yaklaşık 135 milyar TL ayrıldı. Yıllık dolar kurunu dikkate aldığımızda ise bu miktar 5,6 milyar dolara denk geliyor. 2023 sonu bütçe gerçekleşmeleri verilerine göre ise yükseköğretim kurumlarının toplam harcaması 8,5 milyar doları buldu. Her ne kadar üniversitelerin farklı kriterlerine göre harcamalar farklılaşsa da bir gösterge olarak devlet üniversitesi başına düşen harcama 2023’te ortalama 66 milyon dolar. Bu miktar 2017’den bu yana kaydedilen en yüksek miktar olsa da ABD doları enflasyonunu dikkate aldığımızda üniversitelere ayrılan bütçeler reelde 2013’ten bu yana düşüyor. Hatta 2023’teki gerçekleşen harcama miktarı devlet üniversitesi sayısının 53 olduğu 2005 yılındaki harcamadan reel dolar bazında %40 daha düşük durumda. Bu da üniversite sayısı artarken kaynakların artmak bir yana daha da bölündüğü anlamına geliyor. 
Show more