Bir X kullanıcısı tarafından 29 Ekim 2025’te yapılan bir paylaşımda yer alan görselin Türkiye’nin 1943 yılında ürettiği tankı gösterdiği iddia edildi.
Gönderi, kısa sürede 400 binden fazla beğeni almış.
İddiada yer alan görsel Sovyet yapımı T-37A tankına ait.
Kaynaklara göre, Kırıkkale Dişli Fabrikaları’nın kuruluş sürecinde teknik kapasiteyi ölçmek amacıyla 1936’da deneme amaçlı bir tank üretimi yapılmış.
“Kırıkkale MKE 1943” adlı yerli tank projesi ise mühendis Selahattin Şanbaşoğlu’nun anlatımına dayanıyor. Ancak bu bilgi resmi kaynaklarla doğrulanamıyor ve söz konusu tankın prototip aşamasında kaldığı, seri üretime geçmediği belirtilmiş.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde bir açılış konuşmasında, Türkiye’de kendilerinin hükümetinden evvel bir toplu iğne dahi üretemediğini belirtmesi muhalif çevrelerde tepkiyle karşılanmıştı. Kullanıcılar, sosyal medya platformları üzerinden, bazen mizahi bir hava da katarak, 2002 yılı öncesinde Türkiye’nin üretim ekonomisine nasıl katkılar sunduğunu gösteren içerikler paylaşmış.
Ancak bu paylaşımların bir kısmı yanlış veya çarpıtılmış bilgiler içeriyor. İlgili gönderide yer alan görselin de Türkiye’nin 1943 yılında ürettiği bir tank olduğu iddia edilmiş. Araştırmaya görselin gerçek olup olmadığı ve gerçekse de Türkiye’nin üretimi olup olmadığı sorusuyla başlanabilir. Görsel, tersine görsel arama yöntemiyle aratıldığında, T-37A isimli Sovyet yapımı bir tank türüyle karşılaşılıyor. Dolayısıyla bu görselin Türkiye tarafından üretilen bir tankı göstermediği açık.
Kubinka Tank Müzesi’nde sergilenen T-37A
Türkiye’nin tank üretimi tartışmalarını anlamak için resmi ve akademik kaynaklar üzerinden araştırma yapmaya devam etmekte fayda var. Hollandalı savunma analistleri Stijn Mitzer ve Joost Oliemans tarafından yönetilen, açık kaynak temelli bir askeri araştırma blogu olan Oryx’te, bu tankla ilgili 2023 tarihli bir analiz yer alıyor. Analizde Türkiye’nin 1943’te kendi tankını üretmediği, o tarihte kullanılan tüm zırhlıların Sovyet, İngiliz ve Fransız yapımı olduğu belirtilmiş. MKE Kırıkkale M-1943 adıyla paylaşılan tank aslında 1934’te Sovyetler Birliği’nden hibe edilen T-37A modeli imiş. Yazıya göre Türkiye’nin ilk tank alımı 1932-1934 yıllarında Sovyetler’den yapılan T-26 ve BA-3 araçlarıyla gerçekleşti. Bu tanklar 1943’e kadar kullanıldı ve o yıl yedek parça eksikliği nedeniyle hizmetten çıkarıldı.
1943 yılında Türkiye’nin tank üretip üretmediğine dair araştırmaya devam edildiğinde bazı akademik çalışmalarla karşılaşılıyor. Bunlardan birinde, Türkiye'nin ilk yerli tank projesinin dönemin ilk metalürji mühendisi olan Selahattin Şanbaşoğlu ve ekibi tarafından tasarlanan Kırıkkale MKE 1943 modeli olduğu belirtilmiş. Şanbaşoğlu'nun kendi ifadesine göre, 1940 yılında kendi girişimleriyle yaptıkları bu tankın sadece motoru dışarıdan temin edilmiş, zırh levhası, topu, paleti ve aktarma organları gibi parçaları yerli olarak üretilmiş. Bu hafif tank, Türk sanayisinin önemli bir başarısı olarak 1946'daki Cumhuriyet Bayramı töreninde sergilenmiş. Dönemin gazete arşivleri incelendiğinde bu sergilemeye dair bir habere rastlanmıyor. Ayrıca makalede yazanlara göre tank, seri üretime geçmemiş ve hiçbir sipariş gelmediğinden tek bir örnek olarak kalmış. Bunun temel nedenleri arasında, Türkiye'nin savunma silahı ihtiyacını, 1941'de onaylanan Amerikan Ödünç Verme ve Kiralama Yardımları gibi anlaşmalarla dışarıdan karşılamaya odaklanan siyasi kararlar ve yerli üretimi destekleyecek yeterli ekonomik fon ve sanayi altyapısının eksikliği bulunduğu söyleniyor.
Araştırmaya devam edildiğinde karşılaşılan başka bir bilgi de Türkiye’nin 1936’da deneme amaçlı bir tank ürettiği. 2005 tarihli “Türk Savunma Sanayii’nde Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu’nun Yeri” adlı doktora tezinde, Kırıkkale Dişli Fabrikaları’nın kuruluşunun, askerî fabrikalarda yapılan örnek tank üretimi çalışmalarının ardından gündeme geldiği belirtiliyor. 1936’daki bu üretim, Türkiye’nin teknik kapasitesini ölçmek amacıyla gerçekleştirilmiş. Fakat mevcut imkânlarla tank motoru ve dişlilerinin üretilemeyeceği anlaşılınca, bu eksikliği gidermek için bir dişli fabrikası kurulmasına karar verilmiş.
Türk Savunma Sanayii’nde Yerli Tank Üretimi
Bilkent Üniversitesi’nde, Türk savunma sanayii ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı (Turkish Defense Industry and Undersecretariat for Defense Industries) konusunda yazılan bir yüksek lisans tezine göre, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) tank tedariki ve yerli üretim hedefi uzun bir süreçte ilerlemiş. Soğuk Savaş döneminde, Türkiye büyük ölçüde dış yardımlara bağımlı kalmış ve bu süreçte ABD'den hibe yoluyla M-47/48 tankları tedarik edilmiş. TSK'nın modernizasyon çabaları ise, eskiyen araçların yerini alması amacıyla Soğuk Savaş sonrası dönemde, özellikle 2000'li yılların başında hız kazanmış. Bu modernizasyon kapsamında, 1996 yılında, mevcut M-60 tanklarının modernizasyonu için IAI firması ile bir program başlatılmış. Ayrıca, TSK'nın kara kuvvetlerinin ateş gücünü artırma hedefi doğrultusunda Ana Muharebe Tanklarının (MBT) ortak üretimine karar verilmiş ve bu tankların Kayseri Anatamir Tank Fabrikası'nda üretilmesi planlanmış. Ancak, bu tür büyük projeler (MBT projesi dahil) siyasi kriterler, insan hakları konuları ve ihracat lisansı garantileri gibi nedenlerle defalarca (MBT projesi dört kez) ertelenmiş.
M47 Patton (Kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/M47_Patton)
Türkiye Savunma Sanayii başkanı tarafından kaleme alınan bir başka çalışmada da Türkiye'nin tank üretimi meselesindeki en kritik dönüşümün, Mayıs 2004'te Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK) toplantısında alınan kararlarla yaşandığı belirtilmiş. Bu toplantıda, o dönemdeki modern tank projesi iptal edilmiş ve TSK'nın ihtiyaçlarının karşılanmasında maksimum ulusal kaynak kullanımı ve yerli üretim ve orijinal tasarım esaslarına dayanan yeni tedarik modellerine geçiş yapılmış.
Peki, 1940'lı yıllarda Türkiye ve dünya savunma sanayinde ve siyasetinde neler oluyordu? 1940’lı yıllar, hem Türkiye hem de dünya için savaş ekonomisinin belirleyici olduğu bir dönemdi. II. Dünya Savaşı tüm sanayileşmiş ülkeleri silah üretimine yöneltirken, Türkiye tarafsızlık politikası izleyip savunma harcamalarını minimumda tutmaya çalıştı. 1941’de imzalanan Ödünç Verme ve Kiralama Yasası (Lend-Lease Act) kapsamında ABD’nin müttefiklere yaptığı askeri yardımlar, Türkiye’nin de dış tedarik bağımlılığını artırdı. Bu dönemde Almanya ve Sovyetler tank üretiminde yarış halindeyken, Türkiye sınırlı sanayi kapasitesi nedeniyle bu alanda yalnızca deneysel girişimlerle yetinmek zorunda kaldı.
Sonuç olarak, 1940’larda Türkiye’de Kırıkkale MKE 1943 adlı bir yerli tank projesi tasarlanmış olsa da, bu bilgi yalnızca projede görev alan mühendis Selahattin Şanbaşoğlu’nun anlatımına dayanıyor ve resmi ya da arşiv kaynaklarıyla doğrulanamıyor. Proje, teknik ve ekonomik yetersizlikler nedeniyle seri üretime geçememiş ve tek bir prototip düzeyinde kalmış. Sosyal medyada paylaşılan görsel ise bu tanka değil, 1930’larda Sovyetler Birliği’nden Türkiye’ye hibe edilen T-37A modeline ait. Dolayısıyla, iddiada yer alan görsel Türkiye’nin kendi üretimi bir tanka değil, dönemin dış yardımlarıyla edinilen bir araca işaret ediyor.
Sonuç olarak;
Görselin Türkiye’nin 1943’te ürettiği ilk tankı gösterdiği iddiası yanlış.