Bir X kullanıcısı tarafından 20 Ekim 2025’te yapılan paylaşımda, Türkiye’nin testosteron seviyesi ortalaması en yüksek 95 ülke arasında 59. sırada yer aldığı iddia edildi.
Gönderi, kısa sürede 800 bin görüntülemeye ulaşmış.
Ülkelerin testosteron ortalamalarını gösteren veri, Amazon Affiliates programı kapsamında testosteron artırıcı takviyelerin reklamını yapan bir siteden alınmış. Bu durum, sayfanın güvenilirliği açısından belirgin bir çıkar çatışması riski oluşturuyor.
Sitede verilerin nasıl toplandığının anlatıldığı bölümde, çalışmanın sınırlı ve yöntemsel olarak sorunlu olduğu, verilerin amatör bir derleme niteliği taşıdığı ifade ediliyor. Kaynak, bu verilerin bilimsel sonuçlar çıkarmak için uygun olmadığını da açıkça kabul ediyor.
Araştırmanın Kaynağı Testesteron Arttırıcı Ürünlerin Reklamını Yapan Bir Site
Bilimsel çalışmalar, erkeklerde testosteron düzeylerinin hem yaşla birlikte doğal olarak azaldığını hem de son birkaç on yılda bazı toplumlarda kuşaklar arası bir düşüş eğilimi olabileceğini gösteriyor. ABD ve Avrupa’da yapılan uzun dönemli araştırmalarda, 1990’lardan bu yana genç ve orta yaşlı erkeklerin ortalama testosteron seviyelerinde belirgin bir gerileme gözlenmiş durumda. Bu düşüş kısmen yaşlanma, obezite, kronik stres, uykusuzluk ve çevresel endokrin bozucularla açıklanıyor. Ancak karşı görüşteki araştırmacılar, ölçüm yöntemlerinin değişmesi, örneklem farklılıkları ve laboratuvar standartlarının tutarsızlığının bu tabloyu abartabileceğini savunuyor. Yani bilim dünyası, testosteron düzeylerindeki azalmanın mutlak mı yoksa metodolojik mi olduğu konusunda hâlâ tam bir fikir birliğine sahip değil.
Popüler kültürde “erkeklerde testosteron düşüyor” iddiası, çoğu zaman biyolojik bir tespitten çok kimlik kriziyle ilgili bir tartışmaya dönüşüyor. Sosyal medyada “erkekliğini geri kazan”, “alfa ol”, “soğuk duş al, güne erken başla” gibi kişisel gelişim trendleri, hormonlardaki olası düşüşü ahlaki ya da kültürel bir çözülme olarak sunuyor. Modern erkeğin “yumuşadığı” ya da “maskülen enerjisini kaybettiği” yönündeki nostaljik endişelerle beslenen bu söylem, aynı zamanda takviye ve destek ürünlerine yönelik talep yaratmak için bir pazarlama aracına da dönüşmüş durumda.
İlgili X gönderisinde paylaşılan grafiğin, 95 ülke içinde testosteron seviyesi en yüksek ülkeleri gösterdiği iddia edilmiş. Sosyal medyada paylaşılan grafiğin üzerinde testosteronedecline.com isimli bir internet sitesinin yer aldığı görülüyor.
Sitede ilk dikkat çeken unsur, testosteron artırıcı bir takviye ürünün reklamının yapılması ve bunun Amazon Affiliates programı kapsamında olması. Bu program, web sitesi sahiplerine ve içerik üreticilerine Amazon’daki ürünlere özel bağlantılar üzerinden satış yönlendirmesi yaparak gelir elde etme imkânı sunuyor. Dolayısıyla bu durum, sayfanın güvenilirliği açısından açık bir çıkar çatışması riski doğuruyor. Site, program kapsamında satışlardan komisyon aldığı için, testosteron düşüşü konusunu bilimsel bir analizden ziyade ürün satışını teşvik edecek biçimde çerçeveleme eğiliminde olabilir.
Site incelendiğinde, Testosterone Data, Methods, and Sources başlıklı bir bölüm dikkat çekiyor. Bu bölümde, çalışmayı yürüten kişinin site yöneticisi antipufaadmin adlı bir kullanıcı olduğu anlaşılıyor. Kendisinin profesyonel bir araştırmacı olmadığını, projeyi kişisel merakla yürüttüğünü ve verileri farklı ülkelerde yapılmış bireysel akademik ve klinik çalışmalardan derlediğini belirtiyor. Bahsedilen veriler, katılımcıların yaşı, testosteron düzeyleri, ölçüm yapılan yer ve ilgili yayın bağlantısı gibi bilgilerden oluşuyor. Ama ülkeler arası karşılaştırmalar, kimi zaman tek bir çalışmadan ya da küçük örneklemlerden elde edilen verilere dayanıyor. Ayrıca yazar, yaş farklarını dengelemek için kendi geliştirdiği “amatör yaş düzeltme yöntemi”ni kullandığını ve bu nedenle sonuçların hatalı veya eksik olabileceğini açıkça ifade etmiş. Metinde, çalışmanın ciddi bilimsel sonuçlar çıkarmak için uygun olmadığı da özellikle vurgulanmış.
Özetle, böyle bir çalışma kişisel bir merak nedeniyle bir sosyal medya kullanıcısı tarafından yapılmış. Ancak çalışmanın bilimsel bir tarafı bulunmuyor.
Testosteron Oranı Gerçekten Düşüyor mu?
Son yıllarda yapılan araştırmalar, erkeklerde testosteron düzeylerinin yalnızca yaşlanmaya bağlı değil, kuşaklar arasında da genel bir düşüş eğilimi gösterdiğini ortaya koymuş. 1,5 milyon erkeği kapsayan 2025 tarihli kapsamlı bir sistematik inceleme, sağlıklı erkeklerde serum testosteron ve LH düzeylerinin yıllar içinde yaş ve vücut kitle indeksinden bağımsız olarak anlamlı biçimde azaldığını göstermiş. 2006–2019 arasında yapılan geniş ölçekli başka bir çalışma ise neredeyse tüm yaş gruplarında testosteron düzeylerinde belirgin ve istatistiksel olarak güçlü bir düşüş olduğunu ortaya koymuş. Son olarak ABD’de NHANES verileri üzerinde yapılan analizler de 1999’dan itibaren genç ve orta yaşlı erkeklerde ortalama testosteron seviyelerinin sürekli olarak düştüğünü ve bunun tek başına obezite veya yaşlanmayla açıklanamadığını göstermiş.
Sonuç olarak;
Türkiye’nin testosteron seviyesi ortalaması en yüksek 95 ülke arasında 59. sırada yer aldığı iddiası yanlış.