İklim değişikliği sorunu gün geçtikçe daha önemli bir hale geliyor. İnsan faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonları ise dünya ikliminin değişiminde büyük role sahip. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nde (BMİDÇS) sera gazları hem doğal hem insan kaynaklı olan ve atmosferdeki kızılötesi radyasyonu emip tekrar yayan gaz oluşumları olarak tanımlanmış. Emisyon ise sera gazlarının belirli bir alanda ve zaman diliminde atmosfere salınması anlamına geliyor.
Küresel İklim Değişikliği ile Mücadele
Dünya genelinde görülen endüstrileşme, enerji üretimi ve tüketimi, tarım gibi insan faaliyetleri sonucunda atmosferdeki sera gazı emisyonları artıyor. Bu artış, küresel iklim değişikliğine yönelik sorunları da ortaya çıkarıyor. Çünkü sera gazlarının yoğunluğundaki artış ile atmosferdeki güneş ışını tutulumu artıyor. Bu durum dünyanın sıcaklığının yükselmesine sebep olarak iklim sistemini dengesizleştiriyor.
Dünya yüzeyi güneş ışınlarından aldığı enerjiyi absorbe ederek ısınır ve bu enerjinin bir kısmını kızılötesi radyasyonu ile vererek soğur. Bu radyasyonun bir kısmı uzaya yayılamadan sera gazları tarafından absorbe edilir. Bu durum atmosferin ve dünya yüzeyinin ısınmasına neden olur. Sera etkisi adı verilen bu olay küresel iklim değişikliğinin de başlıca sebebi. Sera gazı emisyonlarının artması ile sera etkisi de gün geçtikçe artıyor.
İklim krizi ile başa çıkabilmek için bu ortamı oluşturan etkenleri tanımak ve aksiyon almak önemli. Bu noktadan hareketle, istatistiki verilerden yararlanarak iklim krizini oluşturan etkenlerden biri olan sera gazlarının emisyonu ne oranda artış gösteriyor, dünyada bu artışın seyri nasıl ve hangi sektörler emisyonda daha fazla sorumlu gibi soruların yanıtı önem arz ediyor. 
Türkiye'de Sera Gazı Emisyonları: Artış Trendi ve OECD Karşılaştırması
TÜİK’in yayınladığı ve 1990 - 2021 yıllarını kapsayan çevre istatistiklerine bakıldığında Türkiye’nin sera gazı emisyonuna dair verilerine ulaşılabiliyor.
Show more

2020 yılında Türkiye’de yıllık 524 milyon ton olan sera gazı emisyonu yüzde %7.7 artarak 2021 yılında yıllık 564,4 milyon ton oldu. 1990 yılında Türkiye’nin emisyonu yıllık 219,5 milyon tondu. 1990 yılından 2021 yılına kadar bu değer %157 oranında artış gösterdi.  
Show more

Türkiye’deki ve OECD ülkelerindeki sera gazı emisyonunda etki sahibi sektörlerin payı benzerlik gösteriyor. Sektör bazında bakıldığında enerji sektörü en büyük emisyon payına sahip. Sanayi üretiminden kaynaklanan emisyonlar ikinci sırada yer alırken tarımsal faaliyetten oluşan emisyonlar üçüncü sırada. Atık sektöründen kaynaklı emisyon ise sektörler arasında en az paya sahip. 
Show more

İncelenebilecek bir diğer veri ise ülkelerin kişi başına düşen sera gazı emisyonu. Bu hesaplama bir ülkedeki toplam sera gazı emisyonunun o ülkenin nüfusuna bölünmesi ile yapılmakta. Bu değer, ülkelerin sera gazı emisyonlarındaki sorumluluklarını değerlendirmek için önemli. 
Show more

Seçili OECD ülkelerinin 1990-2021 arası toplam sera gazı emisyonu verilerine bakıldığında bazı ülkelerin iklim değişikliği ile mücadele kapsamında yıllık emisyonunda düşüşler görülüyor. Bununla birlikte Türkiye’nin yıllık sera gazı emisyonunda artış gözleniyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde endüstrileşme sürecine ve hızlı ekonomik büyümeye bağlı olarak ortaya çıkan enerji talebi sera gazı emisyonunda artışlara sebep olabiliyor.
Küresel İklim Değişikliği ile Mücadelede Anlaşmalar
Küresel iklim değişikliğinin önlenmesi amacıyla, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında iki önemli uygulama aracı bulunuyor: 2020 yılına kadar geçerli olan Kyoto Protokolü ve 2020 yılından sonrasını kapsayan Paris Anlaşması. İmzacı ülkelerin, belirlenen hedeflere uygun olarak sera gazı emisyonlarını azaltma taahhüdü var. Şu anda geçerli olan Paris Anlaşması'nın, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ile karşılaştırıldığında en dikkat çekici özelliği, tüm ülkelerin katkılarına dayalı bir sistem öngörmesi. Anlaşma, gelişmiş ülkelerin mutlak emisyon azaltımı hedeflerini sürdürmelerini, gelişmekte olan ülkelerin ise farklı ulusal koşullarına uygun olarak emisyon azaltımı hedeflerini zaman içinde artırarak ekonomiyi kapsayacak yeni hedeflere yönlendirmelerini teşvik etmekte.
Türkiye'nin Sera Gazı Azaltım Hedeflerindeki Yol Haritası 
Türkiye, BMİDÇS ve Paris Anlaşması kapsamında sera gazı azaltım hedeflerini belirlediği Ulusal Katkı Beyanı’nı açıklamıştı. Buna göre sera gazı emisyonunda %21 artıştan azaltım hedefleniyordu. Güncellenmiş Birinci Ulusal Katkı Beyanı’nda Türkiye, 2030 yılı için referans senaryoya göre sera gazı emisyonu hedefini yükselterek %41 artıştan azaltımı planladığını açıkladı. Referans senaryo sera gazı emisyonunu azaltmak için hiçbir önlem alınamayan senaryoda ortaya çıkan emisyonu ifade ediyor. Referans senaryoya göre 2030’da 1.175 milyar ton CO2’a ulaşması beklenen emisyonun alınacak önlemler ile 695 milyar ton CO2’de tutulması hedefleniyor. Belirlenen ilk hedef 2030 yılı için toplam sera gazı emisyonunun 929 milyon ton CO2’da tutulmasıydı.