Türkiye’de COVID-19 önlemlerinin alınmaya başlandığı Mart 2020 tarihinden itibaren hayatın her alanında etkileri gözlemlenebilen pandemi; Türkiye’deki sığınmacıların temel ihtiyaçlara, sağlık ve eğitim hizmetine erişimlerini de etkileyerek savunmasız grupların sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarının karşılanması konusunun toplum için önemini vurgulamış oldu.
Türk Kızılayı’nın yayınladığı “COVID-19’un Sosyal Uyum Yardımı Programı’ndan Yararlanan Sığınmacı Nüfusuna Etkileri” raporundan, Dünya Bankası’nın hazırladığı “Türkiye'deki Mültecilerin Savunmasızlığı ve Korunması: Dünyanın En Büyük İnsani Yardım Programının Uygulanmasından Elde Edilen Bulgular” raporundan ve Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD)’nin “COVID-19 Salgınının Türkiye’de Mülteciler Üzerindeki Etkilerinin Sektörel Analizi” isimli raporundan derlenen veriler ışığında COVID-19’un Türkiye’deki sığınmacılar üzerindeki etkilerini inceledik.
Türkiye Sığınmacılara Ev Sahipliğinde Birinci Sırada
Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği’nin Haziran 2020 verilerine göre, 2019 sonu itibarıyla dünyada yaklaşık 79.5 milyon insan yerinden edilmiş durumda ve bunların 26 milyonu mülteci statüsünde. BMMYK’ye göre, Türkiye dünya çapında sığınmacılara ev sahipliği yapan ülkeler arasında birinci sırada.
Show more

Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği’ne göre Temmuz 2020 itibarıyla Türkiye’de yaklaşık 4 milyon mülteci ve sığınmacı bulunuyor. Bunların 3.6 milyonu geçici koruma statüsüyle Türkiye’de bulunan Suriyeliler ve 330 bini diğer milletlerden oluşan kayıtlı mülteci ve sığınmacılar.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün istatistiklerine göre, Türkiye’de geçici koruma statüsüyle ikamet eden 3.6 milyon sığınmacının 60 bini geçici barınma merkezlerinde, 3 milyon 500 bini geçici barınma merkezleri dışında kalıyor.

Sığınmacıların Ekonomik Durumu
Avrupa Birliği tarafından fonlanıp, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC), Türk Kızılayı (Kızılay) ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile ortaklaşa yürütülen Sosyal Uyum Programı ile; Uluslararası Koruma ve Geçici Koruma altında yaşayan ihtiyaç sahiplerine nakit yardımı gerçekleştirilmekte. Program kamp dışında yaşayan mülteci ve sığınmacıların gıda, barınma, giyim gibi temel ihtiyaçlarını karşılamayı hedeflemekte. Programla her bir aile bireyine aylık 120 lira sağlanıyor.
Dünya Bankası’nın yayınladığı “Türkiye Ekonomi Monitörü: Yelkenleri Ayarlamak” isimli rapora göre, birçok sığınmacı resmî yardım almıyor ve Sosyal Uyum Programı’ndan yararlanan 1,5 milyon Suriyeli sığınmacının %76’sı yoksul ve %12’si yoksulluk sınırına yakın.
Dünya Bankası’nın hazırladığı “Türkiye'deki Mültecilerin Savunmasızlığı ve Korunması: Dünyanın En Büyük İnsani Yardım Programının Uygulanmasından Elde Edilen Bulgular” raporuna göre SUY Programı’ndan yararlanan sığınmacıların ana gelir kaynağı yaklaşık %90 ile emek. Bu oranın yaklaşık %64’ünü vasıfsız emek oluştururken, %25’ini vasıflı emek oluşturmakta.
COVID-19 Türkiye’deki Sığınmacıları Nasıl Etkiledi?
Türk Kızılayı’nın “COVID-19’un Sosyal Uyum Yardımı Programı’ndan Yararlanan Sığınmacı Nüfusuna Etkileri” isimli raporunda 1.7 milyonun üzerinde sığınmacının SUY Programı’ndan yararlandığı belirtiliyor.

Kaynak: Türk Kızılayı

Raporda katılımcıların %19’unun çalışan olduğu belirtilirken, COVID-19’a bağlı olarak işini kaybettiğini belirten sığınmacıların oranı %69 olarak gösterilmekte. İşini kaybedenlerin %93’ünün ailedeki tek çalışan birey olduğu belirtiliyor. COVID-19 önlemlerinin alınmaya başlandığı tarih olarak belirtilen 23 Mart 2020 itibarıyla hanelerin %82’sinin borçlanmasının arttığı aktarılıyor. Ayrıca hanelerin %78’i gıda ve hijyen gibi ek masraflar sebebiyle hane halkı harcamalarında artış yaşandığını belirtiyor.
Raporda 6 kişilik bir hanenin COVID-19 sebebiyle eklenen masraflar hariç asgari harcama sepetinin 2.777 lira olduğu, kişi başına düşen 379 liralık asgari harcamanın ek ödemelerle birlikte 136 lirasının sosyal yardım ile karşılandığı belirtiliyor. Bu durum kişi başına 243, hane halkı başına 1.457 liralık bir uçurum ortaya koyuyor.
Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği’nin raporunda, araştırmaya katılan sığınmacılar COVID-19 önlemleri ile birlikte zorunlu harcamalarını karşılamakta zorlandıklarını belirtirken; katılımcıların %33’ü fatura, %31’i kira ve %25’i temel ihtiyaç ödemelerinin etkilendiğini belirtiyor. Katılımcıların %52’si ise hijyene erişimlerinin azaldığını aktarmış.
Sağlık Hizmetlerine Erişim
Türk Kızılayı’nın çalışmasına katılım gösteren hanelerin %22’sinde engellilik, kronik hastalık ve gebelik sebebiyle düzenli sağlık yardımına ihtiyaç duyan bireyler bulunduğu aktarılırken, %61’i COVID-19’un sağlık hizmetine erişimi olumsuz etkilediği belirtiliyor.
SGDD araştırmasına katılan sığınmacıların %15’i sağlık hizmetlerinden yararlanamadıklarını, %23’ü yararlanabildiklerini ve %60’ı başvurmadıklarını belirtirken; düzenli ilaç ihtiyacı olup ilaç temin edemeyen sığınmacıların oranı %68. Katılımcıların %78’i ise COVID-19’dan korunmak için gerekli önlemleri aldıklarını düşünüyor.
Eğitim Hizmetlerine Erişim
Türk Kızılayı’nın raporuna göre, çalışmaya katılan sığınmacıların %68’i okul çağında çocuk sahibi olduğunu belirtmiş. Bu çocukların %93’ü okula kayıtlı olsa da, %31’i uzaktan eğitime katılım gösterebilmiş değil. Bunun ana sebepleri olarak televizyona, EBA Uzaktan Eğitim sistemine ve internete erişimin kısıtlı olması veya uzaktan eğitim müfredatını takip edebilmek için yeterli bilgiye sahip olmamak gösteriliyor.

Kaynak: Türk Kızılayı

SGDD’nin ulaştığı sığınmacıların %70’i çocuklarının okula kayıtlı olduğunu belirtirken, %48’i çocuklarının uzaktan eğitimden faydalanamadığını aktarmış. Uzaktan eğitime katılamama sebepleri arasında birinci sırada %55 ile TV, bilgisayar veya akıllı telefon yokluğu yer alıyor.

Kaynak: Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği