1929 yılında başlayan ve 1930’lu yıllarda etkisini gösteren Büyük Buhran, özellikle Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa’yı etkiledi. ABD borsasının çökmesiyle başlayan buhran, dünya genelinde büyük ekonomik yıkımlara neden oldu. Dünya ticaretinde düşüşlere yol açan kriz, özellikle tarıma dayalı ekonomilere sahip ülkeleri derinden etkiledi. Türkiye de bu krizden payını aldı ve ekonomisinde ciddi sarsıntılar yaşadı.
Büyük Buhran başladığında, henüz altı yaşında genç bir cumhuriyet olan Türkiye, ekonomik yapısını yeni inşa ediyordu. İhracatta önemli yer tutan tarım ürünlerinin küresel ekonomik bunalım nedeniyle hızla düşmesi, tarım sektörüne ciddi darbe vurarak çiftçilerin gelirlerinde büyük kayıplara yol açtı. Yakıt fiyatlarının yüksek, ürün fiyatlarının düşük olması nedeniyle çiftçiler makineli tarım yapamaz duruma geldi ve birçok çiftlik terk edildi. Buhran ithalatı da etkiledi. İthalatın düşmesiyle sanayi ve üretim alanlarında sıkıntılar yaşandı. Bu süreçte Türkiye, dış borç ödemelerini ertelemek ve ithalatı azaltmak zorunda kaldı. İthalatın finansmanı için borç bulmakta zorlanıldı ve dış ticaret açığı arttı.
Türkiye, Büyük Buhran’a karşı alınan önlemler kapsamında devletçi politikaları ön plana çıkararak ekonomiyi canlandırmak için devlet eliyle sanayi yatırımları yapmaya başladı. 1930’larda Sümerbank, Maden İşleri Bankası ve Etibank gibi kamu iktisadi teşebbüsleri kurarak sanayi altyapısını güçlendirmeye çalıştı. Ekonomik krizle mücadelede devletin aktif rol oynadığı bu dönemde, Türkiye’de ağır sanayi üretimi arttı, ithalat oranı düştü ve dış borç dengesi olumlu yönde gelişti.