Uluslararası Güvenli Kürtaj günü, ilk olarak 28 Eylül 1990 yılında Karayipler ve Latin Amerika’da kürtajın suç olmaktan çıkarılması için başlatılan bir eylem günü olarak ortaya çıktı. 2011 yılında ise Women’s Global Network for Reproductive Rights (WGNNR) pek çok ülkede güvenli ve yasal kürtaja erişimin bir hak olmaması nedeniyle 28 Eylül’ü Uluslararası Güvenli Kürtaj günü olarak ilan etti. Uluslararası Güvenli Kürtaj günü kürtajın bir hak olarak tanınmasının yanı sıra, kadınların kürtaj oldukları için damgalanmaları ve yaşadıkları ayrımcılıkla mücadele ediyor.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, her yıl tüm gebeliklerden neredeyse yarısı (121 milyon) istenmeyen gebeliklerden oluşuyor. Kürtaj hakkının kısıtlı ya da yasal olmaması kürtaj yaptırmak isteyen kadınların genellikle güvenli olmayan yollara başvurmasına sebep oluyor. 2010 ila 2014 yılları arasında gerçekleşen kürtajların yaklaşık %45’i güvenli değildi. Güvenli olmayan kürtajların üçte biri eğitimsiz kişiler tarafından, tehlikeli yöntemlerle ve uygun olmayan koşullarda gerçekleştiriliyor. DSÖ, doğum kontrol yöntemlerine erişimin yanı sıra güvenli kürtaja erişim evrensel cinsel ve üreme hizmetlerinin bir parçası olması ve insan hakkı olarak tanınması gerektiğini ifade ediyor.
COVID-19 Salgın Döneminde Güvenli Kürtaj
Aralık 2019’dan bu yana dünya küresel bir sağlık krizi ile mücadele ediyor. Sağlık krizi aynı zamanda dünyadaki derin eşitsizliği de gün yüzüne çıkardı. Salgın döneminde güvenli kürtaj hakkına erişmek her zamankinden daha zor oldu. Sokağa çıkma yasakları ve hastanelerdeki yoğunluk bu durumu doğrudan etkiledi.
Salgın sürecinde güvenli kürtajın sağlanması için alınan önlemler ülkeden ülkeye değişiklik gösterdi. Arjantin, Ekvador, Meksika, Güney Avusturalya, Güney Kore ve Tayland’da güvenli kürtaj için önemli adımlar atıldı. Öte yandan, Polonya ve ABD’nin Texas eyaleti gibi bazı bölgelerde kısıtlamalar uygulandı.
Küresel ölçekte salgın döneminde 15 milyondan fazla planlanmamış gebelik meydana geldi. Anne ölümleri geçen yıllara kıyasla 28 bin arttı. 3 milyondan daha fazla güvenli olmayan kürtaj meydana geldi. Küresel olarak güvenli kürtaja erişimin sağlanmasına yönelik süregelen mücadeleler ve engeller sağlık ve insan haklarına yönelik adaletsizliğin kanıtı olarak gösteriliyor.
Türkiye’de Kadınların Yaklaşık %15’i Hayatlarında En Az Bir Kez Kürtaj Yaptırıyor
Türkiye’de ilk olarak 1965 yılında çıkan 557 Sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun ile gebeliği önleyici yöntemlere dair kısıtlar kaldırıldı ve güvenli kürtaja tıbbi zorunluluk hâlinde izin verildi. 1983 yılına gelindiğinde ise 2827 No’lu Nüfus Planlaması Hakkında Kanun ile güvenli kürtaj hakkı gebeliğin 10. haftasının bitimine kadar yasal hâle geldi. Yasaya göre, kadın evli ise eşinin, 18 yaşın altında ise ebeveyn rızası gerekmektedir. Yasa, gebeliğin 10 haftadan fazla olduğu ve kadının hayatını riske atacak veya doğacak çocuk ile gelecek nesiller için ağır mağduriyet yaratacak durumlarda kürtaja izin vermektedir. Türkiye’de kadınların yaklaşık %15’i hayatlarında en az bir kez kürtaj yaptırdıklarını belirtiyor.
Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi 2020 yılında Türkiye’de kürtaj hizmetlerine ilişkin “YASAL ANCAK ULAŞILABİLİR DEĞİL: Türkiye’deki Devlet Hastanelerinde Kürtaj Hizmetleri” isimli ikinci raporunu yayımladı. Rapor için Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı bulunan 504 kamu hastanesi ve 14 şehir hastanesi ile iletişime geçildi ve gizli müşteri telefon anketi uygulandı. 518 kamu hastanesinden 295 hastaneye ulaşılabildi.
Show more

Araştırma sonuçlarına göre, kamu hastanelerinde isteğe bağlı kürtaj hizmetinin sağlanmıyor olması “ doktor kararı”, “doktor inisiyatifi” ve “doktor yapmıyor” gibi ifadeler ile açıklandı. 55 hastane “yasak veya yasal değil” ifadesini kullanarak kürtajın yasal hak olmasına rağmen bu durumu kriminalize etti. 10 hastane sadece evli bireylerin isteğe bağlı kürtaj hizmeti alabileceğini belirtti. 5 hastanede ise isteğe bağlı kürtajın doktor gerek görürse yapılacağını söyledi. 1 hastane ise bekar kadınların savcılıktan izin alması gerektiğini belirtti.
Show more

Görüşme yapılan hastanelerden;
 1’i Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümüne bağlanmak yerine vezneye bağlanmayı ve oradan çalışan “bayan personele” sorulmasını teklif etti. 
 1’i isteğe bağlı kürtajın özel hastanelerde bile gizli gizli yapıldığını ve alenen yapılmadığını belirtti. 
 1’i isteğe bağlı kürtajın olmaması konusunda “Neden gerek olsun ki? Bu tür durumlar yok,” diyerek cevapladı. 
 2 hastanede isteğe bağlı kürtaj yapmamalarına neden olarak “yetkimiz yok” ve sertifikasyonumuz yok.” açıklamasında bulundu. 
 5 hastane ise isteğe bağlı kürtajın “keyfi” olduğunu ifade etti.
Show more

Kadir Has Üniversitesi 2016 yılında “Yasal Ancak Ulaşılabilir Değil: Türkiye’de Devlet Hastanelerinde Kürtaj Hizmetleri” raporunun ilkini yayımlamıştı. Buna göre, 2020 yılında 2016 yılında kıyasla “sadece tıbbi zorunluluk varsa yapılıyor” diyen hastanelerin sayısı azaldı. Öte yandan, 2020 yılında "isteğe bağlı yapılmıyor" diyen hastanelerin sayısında önemli bir artış yaşandı.