
Reuters Dijital Haber Raporu
Yanlış Bilgi
İlk yayın :
20 Haziran 2025
Her yıl dijital haberciliğin nabzını tutan Reuters Enstitüsü, dünya genelinde haber okuma alışkanlıklarını, güven seviyelerini ve medya kullanım trendlerini mercek altına aldığı Dijital Haber Raporu’nu yayımlıyor. 2025 raporu, 48 ülkeden 86.917 yetişkinin katılımıyla hazırlandı. Bu yılın öne çıkan bulgularından biri, sosyal medya üzerinden haber takibindeki dikkat çekici artış. Rapora göre, bazı ülkelerde haberin yönünü artık geleneksel gazeteciler değil, ünlü isimler ve influencerlar belirliyor. Kamuoyu tartışmalarının şekillenmesinde bu figürlerin etkisi giderek artıyor.
Haber Takibinde Sosyal Medya Çağı
Reuters’in 48 ülkede yaptığı araştırma, haber tüketiminde dijital medyanın artık ana akım kaynakların önüne geçtiğini gösteriyor. Bu değişim, geleneksel kurumsal gazeteciliğin etkisini zayıflatırken, yerine podcaster’lar, YouTuber’lar ve TikToker’lardan oluşan parçalı ama etkili bir alternatif medya ağı güç kazanıyor.
Bu dönüşüm özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde daha da netleşmiş durumda: ABD’de sosyal medya ve video platformları üzerinden haber takip edenlerin oranı %54’e ulaşarak ilk kez televizyon haberlerini (%50) ve haber sitelerini (%48) geride bıraktı.
ABD’de genç yetişkinler hızla sosyal medya ve video platformlarını ana haber kaynağı haline getiriyor. 18-24 yaş grubunun %54’ü, 25-34 yaş grubunun ise %50’si artık haberleri bu mecralardan takip ettiğini söylüyor. Oysa bu oranlar geçen yıl sırasıyla %41 ve %44’tü. Kısacası, sadece bir yılda ciddi bir artış yaşanmış durumda.
ABD’de dijital medyada öne çıkan içerik üreticileri, geleneksel medyanın ulaşmakta zorlandığı kitlelerle doğrudan bağ kurmayı başarıyor. Özellikle genç erkekler, sağ görüşlü gruplar ile ana akım medyaya güveni düşük olan ve onları önyargılı ya da elitist bulan kesimler, bu içerik üreticilerini yoğun şekilde takip ediyor. Bu durum, dijital medyanın sadece alternatif değil, aynı zamanda kutuplaşmış bir haber ekosistemine de zemin hazırladığını gösteriyor.
Sosyal medyanın ve kişilik temelli haber kaynaklarının yükselişi sadece ABD’ye özgü bir trend de değil. Örneğin, sosyal medyayı ana haber kaynağı olarak kullananların oranı Japonya ve Danimarka gibi ülkelerde sabit kalırken, İngiltere (%20) ve Fransa (%19) gibi siyasi kutuplaşmanın daha belirgin olduğu ülkelerde artış gösteriyor.
Instagram ve TikTok gibi video odaklı platformların haber tüketiminde etkisi giderek artıyor. Donald Trump’ın seçim zaferinden sonra Meta’nın daha fazla siyasi içeriğe yer verme kararı dikkat çekici bir gelişmeydi. Bu değişikliğin farklı ülkelerdeki yayıncılar üzerindeki etkisi ise henüz netleşmiş değil.
Raporun önemli bulgularından biri de bazı büyük haber kuruluşları ve birçok gazetecinin platformu terk etmesine rağmen X’in toplam haber erişiminde kayda değer bir düşüşün yaşanmaması. Fakat platformun kullanıcı kitlesinde önemli bir değişim gözlemlenmiş: 2022 öncesinde daha çok kendini sol görüşlü olarak tanımlayanlar tarafından kullanılan X, Elon Musk’ın satın almasının ardından sağ görüşlü kullanıcılar arasında ciddi bir artış yaşamış. Verilere göre, kendini sağcı olarak tanımlayan kullanıcıların oranı platformda üç katına çıkmış durumda.
X’in kullanıcı profili, sadece ABD’de değil, diğer ülkelerde de dikkat çekici biçimde değişmiş görünüyor. Reuters’ın 12 ülkeyi kapsayan küresel analizine göre, Elon Musk’ın platformu satın almasının ardından kendini sağcı olarak tanımlayan kullanıcıların sayısı birçok ülkede artmış. Örneğin, Birleşik Krallık’ta sağ eğilimli kullanıcılar neredeyse iki katına çıkarken, sol eğilimli kullanıcıların oranı ise yarıya düşmüş. Almanya, Fransa, İtalya ve Brezilya gibi ülkelerde de benzer eğilimler gözlemleniyor.
X, ABD ve bazı ülkelerde güçlü bir kullanıcı tabanını korurken, TikTok’un farklı coğrafyalarda hızla yükseldiği görülüyor. Reuters’ın örneklemine göre en dikkat çekici artış Tayland’da yaşanmış. TikTok’un haber için kullanım oranı burada %49’a ulaşarak 10 puanlık bir sıçrama göstermiş. Raporda, TikTok’un haber tüketimi için kullanımındaki bu artışın en belirgin şekilde genç yaş gruplarında ortaya çıktığı vurgulanıyor.
Yanlış Bilgideki En Büyük Tehdit Ulusal Politikacılar
Araştırmaya katılanların %58’i internetteki yanlış bilgilerden dolayı endişeli. Bu oran geçen yıla göre neredeyse aynı kalsa da, 2022’ye kıyasla 4 puanlık bir artış söz konusu. Endişenin en yoğun hissedildiği bölgeler, sosyal medyanın haber kaynağı olarak yaygın şekilde kullanıldığı Afrika ve ABD (%73). Buna karşılık Avrupa’daki endişe oranı daha düşük seviyede, %54. Yanlış bilgiyle ilgili tehdit algısına bakıldığında ise, katılımcılar en büyük sorumlu olarak ulusal politikacıları işaret ediyor.
Afrika, Latin Amerika ve Asya’nın bazı bölgelerinde influencer’ların ve ünlü kişilerin yanlış bilgi yaymadaki etkisi de ciddi bir endişe kaynağı. Örneğin AFP’nin Nijerya ve Kenya’da yaptığı araştırmalar, bu ülkelerde siyasi partilerin veya adayların sosyal medyada yanlış anlatılar yaymak için popüler influencerları işe aldığını ortaya koymuştu.
Öte yandan Yunanistan ve Macaristan gibi ana akım medyanın siyasi gündemlerden yoğun şekilde etkilendiği düşünülen ülkelerde, halk gazetecileri de sorunun bir parçası olarak görüyor. ABD’de ise özellikle sağ görüşlü bireyler, haber kuruluşlarını büyük bir tehdit olarak algılıyor. Bu kişiler medyanın kasıtlı olarak halkı yanlış yönlendirdiğine ve liberal bir ajanda doğrultusunda hareket ettiğine inanıyor.
Araştırmaya göre, yanlış bilginin yayılabileceği platformlar arasında Facebook ve TikTok başı çekiyor. X ve Instagram ise onları takip ediyor.
İnsanlar yanlış bilgiyle karşılaştıklarında genellikle ilk olarak güvendikleri haber kaynaklarına (%38), resmi kurumlara (%35) ve doğruluk kontrolü yapan platformlara (%25) başvurmayı tercih ediyor. Özellikle genç kullanıcılar, diğer kullanıcı yorumlarını okuyarak veya yapay zekâ sohbet botlarını kullanarak sosyal medyada kendi araştırmalarını yapma eğiliminde.
Dünya genelinde haber güveni ortalaması %40 seviyesinde. Finlandiya %67 ile en yüksek güvene sahip ülke konumundayken; Macaristan, Yunanistan ve bazı Doğu Avrupa ülkelerinde bu oran %22’ye kadar düşüyor. Türkiye’de ise haber güveni %33 ile ortalamanın altında.
Raporda dikkat çeken bir diğer bulgu ise insanların haberlerden uzak durma eğilimi. Her 10 kişiden 4’ü artık haber takibini bilinçli olarak azaltıyor. Bu, bugüne kadar ölçülen en yüksek oran. Haberlerden uzak durma eğiliminin en yaygın olduğu ülkeler arasında Türkiye (%61), Bulgaristan (%63), Hırvatistan (%61) ve Yunanistan (%60) yer alıyor. İnsanlar genellikle haberlerin olumsuz etkilerinden (%39), bilgi fazlalığından (%31) ya da sürekli çatışma ve savaş haberlerinden (%30) dolayı haber takibini bırakıyor.
Raporun Türkiye Verileri
Raporda Türkiye’deki medya ortamına dair dikkat çekici bulgular da yer aldı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali ve yolsuzluk iddialarıyla tutuklanması süreci, CHP’nin olası Cumhurbaşkanı adayı olarak öne çıkması ve sonrasında yaşanan geniş çaplı protestolar detaylı şekilde ele alındı. Gösterilere katılanların keyfi biçimde tutuklanması, RTÜK’ün Sözcü TV, Halk TV ve Tele1 gibi muhalif yayın organlarına yönelik baskıları ve BBC muhabiri Marc Lowren’in sınır dışı edilmesi gibi gelişmeler de raporda yer buldu.
Raporda ayrıca Türkiye’de medya özgürlüğüne yönelik artan baskılara dikkat çekiliyor. Hükümetin, X platformuyla birlikte protestolara destek verdiği iddia edilen 700’den fazla hesabı kapattığı; Meta’ya içerik kısıtlama taleplerine uymadığı gerekçesiyle yüksek para cezaları kesildiği; TRT’de protestolara destek veren çalışanların işten çıkarıldığı; gazetecilerin ise gözaltına alınıp tutuklandığı ifade ediliyor.
Tüm bu gelişmelerin gölgesinde, Türkiye’de haberlere duyulan güvenin ciddi şekilde azaldığı da raporda yer alıyor. Türkiye’de habere güven oranı %33’e gerilerken, bu oran son 10 yılın en düşük seviyesi olarak kaydedildi. Araştırmaya dahil edilen 48 ülke arasında Türkiye, haber güveninde 33. sırada yer aldı.
Ankete katılan 2002 kişi arasında en az güvenilen üç haber kaynağı A Haber, ATV ve Sabah olarak öne çıktı.
Televizyonun Türkiye’de hâlâ etkili bir haber kaynağı olmaya devam ettiği belirtilirken, basılı yayınlara olan ilginin giderek azaldığına dikkat çekiliyor. 2015’e kıyasla gazetelerin haftalık okur oranı neredeyse üçte bire düşmüş durumda.
Sosyal medya üzerinden haber takibine dair verilerde ise Instagram dikkat çekiyor. Türkiye’de haber almak için en çok kullanılan sosyal medya platformu hâline gelen Instagram, geçen yıla göre 2 puanlık bir artışla ilk sıraya yerleşmiş. Bir önceki yılın lideri olan YouTube ise 3 puanlık bir düşüşle ikinci sıraya gerilemiş. Bu tablo, genç kullanıcıların görsel içerikli platformlara yöneliminin artmaya devam ettiğini gösteriyor.
İLGİNİ ÇEKEBİLİR
Modern Devletin Gösteri Alanı: Mega Projeler ve Gerçek Maliyetler
Hamidiye Su A.Ş’nin Yıllık Kar ve Zarar Verileri Doğru mu?
Türkiye’de Su Kullanımı: Kim, Ne Kadar Su Harcıyor?
Türkiye’nin PISA Serüveni
Sosyal Medyaya Yaş Kısıtlamaları: Güvenlik - Özgürlük İkilemi
Görsel Göğüs Kanserine Yakalanan Bir Kişiyi mi Gösteriyor?
Kriz Durumlarında Neden Orijinal Görseller Paylaşmalıyız?
Yeni Düzenlemeyle IQ Seviyesi 79’un Altında Olan Kişiler Ehliyet Alamayacak mı?
Tuvalette Akıllı Telefon Kullananlarda Hemoroid Oluşumunun %46 Oranında Arttığı İddiası Doğru mu?
9 Kat Çıktıktan Sonra Bahşiş Alamadığı İçin Siparişi Isıran Kurye İddiası Doğru mu?