Nobel Fizik Ödüllü John Clauser İklim Değişikliğinin Dünya Nüfusunu Azaltmayı Amaçlayan Bir Aldatmaca Olduğunu mu Söyledi?

İklim değişikliği, Dünya'nın ikliminde sıcaklıklar ve hava modellerindeki değişiklikleri içeren uzun vadeli değişimleri ifade eder. Güneş aktivitesindeki değişimler ve büyük volkanik patlamalar gibi doğal faktörler bu değişimlere katkıda bulunabilirken, insan faaliyetleri 1800'lerden bu yana iklim değişikliğinin arkasındaki baskın güç haline gelmiştir. Bunun başlıca nedeni kömür, petrol ve gaz gibi fosil yakıtların yaygın kullanımıdır. Enerji, sanayi, ulaşım, inşaat, tarım ve arazi kullanımı gibi çeşitli sektörler, iklim değişikliğine neden olan zararlı sera gazı emisyonlarına en büyük katkıda bulunan sektörlerdir. 

2015'te 196 ülke tarafından kabul edilen Paris Anlaşması, iklim değişikliğinin nasıl ele alınmasına yönelik temel uluslararası çerçeve. Paris Anlaşması'nın amacı, küresel sıcaklık ortalamasındaki artışı sanayi öncesi sıcaklık ortalamalarına göre 2 santigrat derece altında sınırlandırmak. Ayrıca anlaşma bu miktarı 1,5  santigrat derece ve 21. yüzyılın ortasına kadar da net sıfır dereceye indirene kadar emisyon azaltma çalışmalarını sürdürecek. Her ülke için farklılaştırılmış katkı esasına göre yürütülen politikalarla bu hedefe ulaşmak amaçlanıyor. Paris Anlaşması küresel ölçekte bir anlaşma olsa da hem ulusal hem uluslararası düzeyde iklim değişikliği siyasi düzlemde tartışılan başat konulardan biri. Bu da onu komplo teorilerinin vazgeçilmez bir malzemesi yapıyor. 

İklim değişikliği konusunda anaakımdaki mevcut argümanlara karşı görüşler üreten gruplar uzun zamandır aktif. Küresel ısınmanın döngüsel bir fenomen olduğunu öne süren ve sıcaklık değişimlerinin insan kaynaklı olmadığını iddia eden gruplar olduğu gibi emisyon azaltma politikaların gizli bir elit grubunun dünyayı kontrol amacıyla teşvik edildiğine dair iddialar üreten gruplar da var.

2022 Nobel Fizik Ödülü kuantum dolaşıklığıyla ilgili yaptıkları deneylerle kuantum dalının gelişmesine katkı vermelerinden dolayı Alan Aspect, John F. Clauser ve Anton Zeilinger’e verilmişti. Ödülü alan üç fizikçiden biri olan Clauser’ın Mayıs 2023’te CO2 Coalition (Karbondioksit Koalisyonu) Yönetim Kurulu’na girmesi ise gündem oldu. CO2 Coalition 2015 yılında iklim değişikliği anaakım kabullerini tartışmaya açmak için kurulmuş bir organizasyon. Kurum karbondioksitin insan hayatına ve ekonomiye yararlı olduğunu savunuyor. Mevcut iklim modellerinin sınırlılıklarını vurgulayan Koalisyon zorunlu emisyon azaltım politikalarının kötü sonuçları olduğunu iddia ediyor.  Clauser’in kuruma dahil olması çok da sürpriz değil. Nobel ödüllü fizikçi 2021’de Nobel fizik ödüllerinin iklim değişikliği modellemesi üzerine çalışan bilim insanlarına gitmesini de eleştirmiş. İklim değişikliği üzerine yayınlaşmış çalışması olmayan Clauser, mevcut iklim modellerinin yanlış olduğunu ve önemli değişken olduğunu düşündüğü bulutların etkisini gözden kaçırdığını iddia ediyor. Bu konudaki görüşlerini Quantum Korea 2023 etkinliğinde ve Epoch Times ile yaptığı röportajda belirtmiş. 

Clauser konuşmalarında iklim modellemelerinde eksiklerin Intergovernmental Panel on Climate Change tarafından benimsendiğinin ve geliştirilen emisyon azaltma politikaların hatalı olduğunu vurguluyor. Bu nedenle de bir iklim krizi olmadığını iddia ediyor.  Fakat konuşmasının hiçbir yerinde iklim değişikliğini komplovari bir şekilde dünya nüfusunu azaltmak isteyen gizli güçlerin bir oyunu olarak nitelendirmemiş. Clauser bilimsel açıdan kendi durduğu noktayı yaptığı tespitler üzerinden belirtmiş. İklim değişikliğini inkar eden komplo teorisi grupları ise Clauser’ın konuşmasını abartılı şekilde servis etmişler. Kısa bir internet araştırması birçok uydurma haberi yayınladığı doğruluk kontrolü platformları tarafından tespit edilen The People’s Voice’un iddiayı ilk paylaşanlar arasında olduğunu gösteriyor. Site her ne kadar başlığını “Nobel Prize-Winning Scientist: ‘Climate Crisis Is a Hoax To Depopulate the Planet’” olarak vermiş olsa da Clauser’in böyle bir şey söylediğine dair bir kanıt sunamıyor.