İddia şöyle;

Bir Twitter hesabı tarafından 19 Ağustos 2023 tarihinde yapılan bir paylaşımda Hawaii’deki yangınların adayı ‘akıllı ada’ haline getirmek için kasten çıkarıldığı iddia edildi.

Hawaii ‘Akıllı Ada’ Diye Bir Proje Var mı?
ABD’nin Hawaii eyaleti bir süredir yangınlarla boğuşuyor. İlk defa 8 Ağustos’ta bildirilen yangınlar Maui kasabası yakınlarında başladı ve yerleşim yerlerine sıçradı. 22 Ağustos 2023 tarihi itibarıyla yangınlar sonucu 115 kişinin hayatını kaybettiği, 1100 kişinin de kayıp olduğu bildirildi. Felaketin ölçeğinin artmasıyla nedenleri üzerindeki tartışmalar da gündemden düşmüyor. Sosyal medya platformlarında paylaşımlarıyla etkin olan bazı grupların yangınların kasten çıkarıldığına dair teoriler öne sürüyorlar. Yangınların neden çıktığına dair kanıt arama çalışmalarının devam etmesi de bu tür teorilerin geniş kitlelere ulaşmasına neden oluyor. 
Yangının kasten çıkarıldığına yönelik öne çıkan teorilerden biri de akıllı ada projesine alan açmak için bunun yapıldığı. Yangınların Maui’nin ’15 dakikalık akıllı ada’ projesine yönelik olarak yeniden dizayn edileceği için çıkarıldığı ile ilgili birçok paylaşım sosyal medya mecralarında etkileşim alıyor. 
‘15 dakikalık şehir’ konsepti şehir planlamacıları arasında son dönemde yürütülen önemli tartışmalardan biri haline geldi. Konsept daha kompakt ve yürümeye elverişli kentsel alanların tasarlanması, böylece insanların uzak mesafeleri gitmek için arabalara bağımlı kalmamaları ve nihayetinde daha temiz şehirlerin ortaya çıkarılmasını amaçlamış bir yaklaşımı ifade ediyor. Kısacası, 15 dakikalık yürüme mesafesiyle insanların çalışma yerinden sağlığa, günlük alışverişten eğitime, kültürel faaliyetlere kadar her türlü ihtiyaçlarını giderebileceği bir kentsel tasarımdan söz ediliyor. Böylece, şehirlerin daha sürdürülebilir olmaları amaçlanıyor. 
Bu konseptin destekleyicisi olan çok sayıda kişi var. Örneğin, Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo yapılan belediye seçimleri öncesi bu konsepti açık bir şekilde desteklemiş.

Kimi eleştirmenler böyle bir dönüşümün ancak mesleği ve geliri uygun olan kişiler için elverişli olabileceğini ama işçi sınıfı için “kabusa dönüşebileceğini” savunuyorlar. Fakat komplo teorisyenleri elinde bu kentsel tasarımın insanların ‘hareket özgürlüğünü kısıtlama’ olarak yeniden yorumlandığını görmek mümkün. Özellikle aşırı sağcı komplo sitelerinde bu konsept ‘küresel bir sosyalist oyun’ olarak tasvir ediliyor. 
Bu paylaşımlarda da Hawaii’de çıkan yangınların da bu konsepte uygun olarak eyaleti veya özelde Maui adasını yeniden tasarlamak amacıyla kasten çıkarıldığı iddia ediliyor. İddianın temelinde ise Ocak 2023 yılında Maui adasında gerçekleştirilen bir konferans bulunuyor. Hawaii Uluslararası Sistem Bilimleri Konferansı 2023 adlı konferansta toplam 678 konuşma gerçekleşmiş. Bu konuşmalar Organizasyon Sistemleri ve Teknoloji, İnternet ve Dijital Ekonomi, Karar Analitiği ve Hizmet Bilimleri, İşbirliği Sistemleri ve Teknolojileri, Dijital ve Sosyal Medya ve Sağlık Hizmetlerinde Bilgi Teknolojisi gibi panellerde değerlendirilmiş. Bunlardan bir tanesi de Akıllı ve Bağlantılı Şehirler ve Topluluklar olarak belirlenmiş. Her ne kadar akıllı şehir konsepti tartışılmışsa da tartışılanlar arasında Hawaii veya Maui bulunmuyor. 
İddiada yer alan bir diğer konferans da Eylül 2023’te gerçekleştirilecek Hawaii Dijital Yönetim Zirvesi. Zirve her yıl Hawaii’de gerçekleştiriliyor. Bu iddialar karşısında organizatörler bir açıklama yapmış:
“Not: Her yıl Honolulu'da düzenlenen Hawaii Dijital Hükümet Zirvesi'nin, Maui'yi ilk akıllı ada haline getirme amacını taşıdığı iddiasını yayan aldatıcı sosyal medya paylaşımları dolaşımda bulunmaktadır. Bu iddialar yanlıştır ve zirvenin yıllık odak noktasıyla örtüşmemektedir. Etkinlik, kamu ve özel sektör BT profesyonelleri arasındaki işbirliğini kolaylaştırmayı, hizmet verdikleri kesimlere sağlanan destek ve hizmetleri geliştirmek için en iyi uygulamaları ve yenilikçi çözümleri paylaşmayı teşvik etmek amacıyla tasarlanmıştır.”

Hawaii Yangınları Neden Çıktı?
Yangınların nasıl çıktığını anlamaya yönelik çalışmalar devam ediyor. Yangın öncesi gözlemlenen şartlar bir yangın ihtimalini ortaya koyarken çeşitli faktörlerin bir araya gelmesi yangınları ciddi bir felakete dönüştürdü. 
Reuters’in hazırladığı infografikte yayılma şu şekilde açıklanıyor: 
“Rüzgâr dağların üzerinden geçerken batan hava sıkışır, ısınır ve nemini kaybeder. Kanyonlardaki dar açıklıklar rüzgarları hızlandırır; bu da yangını beslemek için daha fazla oksijen yaratır. Güçlü rüzgarlar daha sonra sıcak közleri yeni yakıtlara taşıyarak, noktasal yangınları dağıtarak ve alevleri yanmamış alanlara ileterek yeni yangınların yayılmasına sebep olur.”
Hawaii’deki yangınların yayılımı da tam bu şekilde gerçekleşti. 8 Ağustos tarihi itibarıyla Hawaii’nin Maui adasındaki bazı bölgeler ‘ciddi derecede kurak’ olarak işaretlenmişti. 

Üstelik gözlem verileri 7-9 Ağustos tarihleri arasında Maui adasında rüzgârın 100 km’den fazla olduğunu gösteriyor. Şiddetli rüzgar yangınları şehir merkezine doğru taşımış. 

Bütün bu gelişmeler neticesinde yangınlar başlamadan önce ABD Ulusal Hava Durumu Servisi yangın olasılığına dair ‘Kırmızı Bayrak’ uyarısı vermişti. (Gönderi daha sonra silinmiş.)

Buna göre, eğer Keetch-Byram kuraklık endeksi 600’den yüksek ise, bağıl nem %45 ve altında ise ve rüzgar hızı saatte 20 milden (32,2 km) yüksek ise bölgede yangın olasılığının çok yüksek olduğu ifade ediliyor. Böyle bir durum da “yeni veya mevcut yangınlarla ilgili yaygın ateşleme veya kontrol sorunları potansiyeline” işaret ediyor. 
Üstelik yangını besleyen bir diğer olgu da bölgedeki yaygın kuru bitki örtüsü. Gine otu olarak da bilinen ve yemlik saman olarak yetiştirilen panicum maximum adlı ot, adanın yerli otlarını yok ederek istilacı bir tür olarak yayılmış. Maui adasının dörtte biri bunun gibi istilacı otlarla kaplı. Yağmur yağdıktan sonra hızlıca ortaya çıkan bu türün yangınlarda bir tür yakıt işlevi gördüğü belirtiliyor. 
İddia AFP, USA Today, PolitiFact ve FullFact tarafından da incelenmişti.
İddia YANLIŞ
Bir Twitter hesabı tarafından 19 Ağustos 2023 tarihinde yapılan bir paylaşımda Hawaii’deki yangınların adayı ‘akıllı ada’ haline getirmek için kasten çıkarıldığı iddia edilmişti. Bu teoriyi destek için kullanılan kanıtların güvenilirlik açısından bir geçerliliği bulunmuyor. Üstelik yangın öncesinde toplanan verilerin Hawaii’de yıkıcı bir yangının çıkması için geçerli koşulları işaret ettiği görülüyor. 

Sonuç olarak;

Hawaii yangınlarının 'akıllı ada' dönüşümü için çıkartıldığı iddiası yanlış.