
Türkiye'de Son On Yılda Cezaevlerinin Durumu
Adalet
İlk yayın :
16 Temmuz 2025
2015-2025 yılları arasındaki dönemde, Türkiye’de cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü sayısının istikrarlı biçimde artması (2020 ve 2023 yılları hariç) kamuoyunun önemli gündem maddelerinden biri haline geldi. Bu artışın arkasında ise hem adli hem de siyasi ve idari gelişmeler yer alıyor. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından başlayan olağanüstü hal süreci ve geniş çaplı soruşturmalar, cezaevi nüfusunda belirgin bir sıçrama yaşanmasına neden oldu. Son 10 yıllık dönemde; FETÖ ve Gezi Parkı davaları, yerel yönetimlere yönelik kayyum uygulamaları ve siyasetçilere, gazetecilere veya sivil toplum temsilcilerine açılan soruşturmalar dikkat çekti. Cezaevlerinde kapasitenin üzerinde tutuklu ve hükümlü bulunması, buna eşlik eden sağlık, hijyen ve yaşam koşullarına dair eleştirilerle birleşince cezaevleri yalnızca bir adalet sistemi meselesi değil, aynı zamanda toplumsal ve siyasi açıdan izlenen bir gündem başlığı haline geldi.
19 Mart 2025 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan soruşturmalar, İzmir’in eski büyükşehir belediye başkanı Tunç Soyer ile birlikte Antalya (Muhittin Böcek) ve Adana (Zeydan Karalar) gibi büyükşehirlerde görev yapan belediye başkanlarının da tutuklanmasıyla genişledi. Bu kapsamda tutuklanan bazı yerel yöneticilerin cezaevinde ciddi sağlık sorunları yaşadığına dair kamuoyuna yansıyan bilgiler ve Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün 1 Temmuz 2025 tarihinde yayımladığı güncel veriler, cezaevlerinin durumu üzerine yapılan tartışmaları bir kez daha gündeme getirdi.
Cezaevlerinde Aşırı Doluluk ve Hızla Artan Mahpus Sayısı
Türkiye’de cezaevi nüfusu 2015’ten bu yana katlanarak artıyor. 2015 yılı sonunda ceza infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlü sayısı 177.262 kişiye ulaşmıştı. Bu sayı, o dönemdeki cezaevlerinin kapasitesine hemen hemen eşitti ve cezaevlerinde ciddi bir doluluk sorunu yaşanmaya başlamıştı. Özellikle 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından gerçekleştirilen toplu tutuklamalar, mahpus sayısında büyük bir sıçramaya yol açmıştı. Ceza infaz kurumunda 31 Aralık 2015 tarihindeki kişi sayısı, 2014 yılının aynı tarihine göre (158.690) %11,7 artmıştı. Sonrasında her yıl artan mahpus nüfusu nedeniyle 2022’de cezaevi kapasitesi artırılarak 270.068’e yükseltilmesine rağmen yine de kapasitenin 27.792 kişi üzerinde mahpus bulunmaktaydı.
Artan ihtiyaca rağmen cezaevlerindeki doluluk sorunu ise bir süredir çözülemiyor. Adalet Bakanlığı verilerine göre Temmuz 2024 itibarıyla Türkiye genelinde 395 cezaevinde tutuklu ve hükümlülerle birlikte toplam 342.526 bulunmasına rağmen resmi kapasite 295.328 kişi ile sınırlıydı. Yani cezaevlerinde 47.198 kişi kapasite fazlası olarak barınmaktaydı. Üstelik bu sayı yalnızca birkaç ay içinde daha da arttı. Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün 1 Eylül 2025 itibarıyla yayımladığı güncel verilere göre ise toplam mahpus sayısı 419.194 kişiye ulaştı ve bu da cezaevleri kapasitelerinin yaklaşık 100 bin kişi üzerinde doluluğa ulaştığını gösteriyor. Türkiye, mahpus sayısı bakımından Avrupa Konseyi ülkeleri arasında birinci sıraya yükselmiş durumda. 2022 yılı Avrupa Konseyi ceza istatistiklerine göre Türkiye’de her 100 bin kişiden 355’i cezaevinde. Bu oran, Avrupa Konseyi ülkelerinde ortalama 117’dir.
Mahpus sayısındaki tırmanışa karşı dönem dönem yasal düzenlemeler yapılarak cezaevlerinin kısmen boşaltılması için çalışıldı. 2020’de COVID-19 salgını sırasında ve 2023’te çıkarılan infaz yasaları ile on binlerce mahpus şartlı salıverme veya denetimli serbestlik yoluyla tahliye edildi. Nitekim 2020’den bu yana farklı “örtülü af” niteliğindeki düzenlemelerle toplam 200 bine yakın kişi cezaevlerinden çıktı. Ancak bu düzenlemeler bazı suç tiplerini ve siyasi tutukluları kapsam dışı bıraktığından tahliyeler kalıcı bir rahatlama sağlayamadı. Cezaevleri kısa sürede yeniden doldu ve mahpus sayısı birkaç yıl içinde yine ciddi bir artış gösterdi.
Sağlık Koşulları ve Hasta Mahpuslar
Cezaevlerinin önüne geçilemeyen aşırı doluluğu, koğuşlarda sıkışıklık, yetersiz yatak ve hijyen koşulları gibi ciddi sorunları da beraberinde getiriyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin 2023 son çeyreğine ilişkin raporu, Marmara Bölgesi cezaevlerinde yemeklerin az ve kalitesiz verilmesi, yemeklerin içinden taş ve böcek çıkması, sıcak suyun düzenli sağlanmaması, hafta sonları suların kesilmesi, ısıtıcıların çalışmaması gibi vakaları ayrıntılı biçimde belgelemiş. İHD’nin tespit ettiği sadece son üç aylık dönemde 1596 hak ihlali arasında sağlık ve beslenme koşullarına dair yüzlerce şikayet bulunuyor.
Sağlık hizmetlerine erişimdeki sorunlar da cezaevi koşullarının en kritik boyutlarından birisi. İHD’nin raporlarına göre hasta mahpuslar (cezaevinde ciddi sağlık sorunları olan tutuklu ve hükümlüler) konusundaki tablo endişe verici nitelikte. İHD’nin güncel verilerine göre, 2025 yılı itibarıyla Türkiye hapishanelerinde en az 1.412 hasta mahpus bulunuyor. Bunların 335’inin durumu “ağır” olarak değerlendiriliyor. Bu ağır hastalardan 230’u tek başına yaşamını sürdüremiyor, 188’i ise sürekli kontrol gerektiren hastalıklara sahip.
Çocuk Mahpuslar ve Cezaevlerindeki Çocuklar
Türkiye cezaevlerinde sadece yetişkinler değil, çocuk yaştaki mahpuslar da bulunuyor. Suça sürüklenmiş çocuklar için ayrı kapalı cezaevleri ve eğitim evleri bulunuyor ve 12-18 yaş grubundakiler buralarda tutuluyor. Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün güncel verilerine göre, cezaevlerinde toplam 4.373 çocuk bulunuyor. Bu sayı, genel mahpus nüfusunun artışına paralel olarak yükselmiş görünüyor.
Bunun yanında, cezaevlerindeki 0-6 yaş grubu çocuklar meselesi de dönem dönem gündeme taşınan ancak Adalet Bakanlığı tarafından düzenli verisi tutulmayan bir başlık. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 65. maddesi gereği, annesi hükümlü olup da dışarıda bakacak kimsesi olmayan 0-6 yaş çocuklar annelerinin talebiyle cezaevinde anneleriyle birlikte kalabiliyor. Ancak bu çocukların sayısıyla ilgili tartışmalar uzun yıllardır devam ediyor. Adalet Bakanlığı'nın cezaevlerinde anneleriyle birlikte kalan 0-6 yaş grubu çocuklara ilişkin en güncel açıklaması, 4 Temmuz 2024 tarihinde CHP milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi'nin soru önergesine verdiği yanıt. Bakanlık, “Söz konusu başvuruya ilişkin olarak İstatistik Bürosunda veri bulunmamaktadır” ifadesiyle bu konuda resmi bir istatistik paylaşmadığını belirtmiş. Bu konu 2021 yılında kamuoyuna “3 bin çocuk anneleriyle cezaevinde” şeklinde yansıyınca Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafınan bir basın açıklaması yapılarak bu sayının 345 olduğu belirtilmişti.
İLGİNİ ÇEKEBİLİR
Türkiye’de ve Dünyada Çocuk İşçiliği
Libya Cumhurbaşkanı Muammer Kaddafi’nin Ölmeden Önce Türkiye’ye Mektup Yazdığı Doğru mu?
Türkiye’nin Testosteron Seviyesi Ortalaması En Yüksek 59. Ülke Olduğu İddiası Doğru mu?
Görsel Türkiye'nin 1943 Yılında Ürettiği Tankı mı Gösteriyor?
Müze Hırsızlığı: Sanatın Kutsallığına Dokunmak
Türkiye’nin PISA Serüveni
Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan Vatandaşlarının Türkiye’de Özel İzin Almadan Serbestçe Çalışabileceği İddiası Doğru mu?
Avrupa’da Zorunlu Eğitim Süresi
Ekonomik Karmaşıklık: Zenginliğin Sessiz Belirleyicisi
Türkiye Nüfusunun %93'ünün TikTok Kullanıcısı Olduğu İddiası Doğru mu?