Sanayi Devrimi, Büyük Britanya’da 18.yüzyılın sonlarında başladığında el emeğinin yerini yeni enerji kaynaklarıyla beslenen makineler aldı. Bu değişimin ilk işareti İngiltere’nin tekstil fabrikalarının makineleşmesi, sanayi ve ulaşım için odun ve su gücü yerine kömürün kullanılmasıyla oldu. 1850’den itibaren kömürün buhar makineleriyle daha verimli kullanılması, elektrik üretim teknolojilerinin geliştirilmesi ve içten yanmalı motorun icadı dünyada günlük yaşam ve çalışma hayatında büyük dönüşümler meydana getirdi. 19. yüzyıla damgasına vuran bu değişimlerin maliyeti ise Sanayi Devrimi’nin başlangıcından bu yana atmosferdeki karbondioksit seviyesinin %260 artması oldu.

Atmosferde karbondioksit seviyesindeki bu radikal değişimin en görünür sonuçları ise artan sıcaklıklar ve aşırı hava olaylarındaki artış. Dünya Meteoroloji Örgütü’nün Eylül 2019’da yayınladığı rapora göre, sıcaklık endüstri toplumu öncesi seviyelerin en az 1 derece üzerinde. İlk bakışta oldukça az görünen bu artış iklim sisteminde o kadar köklü değişimlere yol açıyor ki 2018’de yapılan bir araştırmada katılımcıların önemli bir kısmı iklim değişikliğini ülkelerine yönelen en büyük tehdit olarak görüyor. İklim değişikliği küresel bir kriz. Üstelik bu krizin görünür çevresel tahribattan yarattığı gıda, su ve sağlık sorunlarına kadar geniş yelpazede etkileri var. Kömür, petrol ve gaz üretimi sonucunda her yıl milyarlarca ton karbondioksit atmosfere salınmaya devam ediyor. Küresel emisyonları azaltılmadığı takdirde sıcaklık artışının 2100 yılına kadar üç derece ve üzerinde olma ihtimali yüksek ve bilimsel otoriteler tarafından bu durumun ekosistemlerde geri döndürülemeyecek sonuçlara yol açacağının altı çiziliyor.
Türkiye’de Sera Gazı Emisyonu 1990’dan Bu Yana 2,3 Katına Çıktı
Sera gazları ısıyı hapsediyor ve gezegeni daha sıcak hale getiriyor. Son 150 yılda atmosferdeki sera gazı artışının neredeyse tümünden insan faaliyetleri sorumlu. Sera gazları iklim değişikliğinin önemli nedeni olarak kabul ediliyor.
Show more

TÜİK verilerine göre, 2020 yılında Türkiye’de toplam sera gazı emisyonu CO2 eşdeğeri olarak 523,9 milyon ton olarak gerçekleşti. Kişi başı sera gazı emisyonu 1990 yılında 4 ton, 2018 yılında 6,4 ton, 2019 yılında 6,1 ton ve 2020 yılında ise 6,3 ton olarak hesaplandı. Son 29 yılda Türkiye’nin sera gazı emisyonu 2,3 katına çıktı.
Show more

2020 yılında toplam 523,9 milyon ton olarak hesaplanan sera gazı emisyon miktarından en büyük paya sahip sektör %70 ile enerji oldu. Enerji sektörünü sırasıyla %14 ile tarım, %12,7 ile endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı ve %3,1 ile atık sektörü takip ediyor.
Show more

Eurostat 2020 verilerine göre AB'de en büyük sera gazı emisyonu payına sahip sektör enerji olarak görülüyor. Sera Gazı Emisyon Endeksi'ne göre, en yüksek sera gazı miktarına sahip ülke Türkiye. 
Ege Bölgesinde Yağışlı Gün Sayısı %77 Azaldı
İklim değişikliğinin etkilediği bir diğer göstergelerden biri de yağış miktarlarının değişkenlik göstermesi. Türkiye'de Karadeniz kıyı şeridi en fazla yağışlı gün sayısına sahip. Özellikle Ordu-Artvin arasında yağışlı gün sayısı 150 günün üzerinde seyreder. Türkiye genelinde ise yağışlı gün normali 99,5 gündür. En çok yağışlı gün 126 günle 2018 yılında görüldü. Yağışlı gün sayısı 2021 yılında ortalama 106 gün. Yağışlı gün sayısı 2021 Şubat, Nisan, Mayıs ve Ekim aylarında normallerin altında kaldı. 

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 2020-2022 yılları arasında kuraklık değerlendirmesinde yer alan haritada kırmızı ve siyah kısımları son 24 ayda ciddi kuraklık yaşayan bölgeleri gösteriyor. Türkiye genelinde 2022 Ekim ayı yağışları normalin altında gerçekleşti. En fazla azalmanın gerçekleştiği bölge %77 ile Ege Bölgesi oldu. Marmara Bölgesinde ise yağışlarda 2021 Ekim ayına kıyasla %56 azalma meydana geldi.