Küresel Kölelik Endeksi, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Walk Free ve Uluslararası Göç örgütü (IOM) tarafından hazırlanan bir rapor. 160 ülkede modern köleliğe ilişkin ulusal tahminler sunan endeks en güncel 2021 verilerini derlediği yeni raporunu yayımladı. Küresel Kölelik Endeksi, günümüzde ülkelerde var olan modern köleliğin ayrıntılı bir analizini gösteriyor. Hükümetlerin modern kölelikle mücadele etmek için aldığı önlemleri ve dünyanın her yerindeki nüfusların karşı karşıya olduğu riskleri gösteriyor. Küresel Kölelik Endeksi, vatandaşların, sivil toplum kuruluşlarının, işletmelerin ve hükümetlerin modern köleliği ortadan kaldıracak sağlam politikaları oluşturabilmeleri için sorunun boyutunu, mevcut durumu ve katkıda bulunan faktörleri anlamalarına yönelik bir araç olarak kamuoyuna sunuluyor. Küresel Kölelik Endeksi, modern köleliğin yaygınlığını açıklayan veya tahmin eden faktörleri belirlemeye yönelik istatistikler ve süreçleri açıklarken beş ana boyutta 23 risk değişkenini kapsayan verilerin analizine dayalı olarak 160 ülkenin risk puanlarını inceliyor. 

Modern Kölelik Nedir?

Modern kölelik, bir kişinin tehdit, şiddet, zorlama, aldatma veya gücünü kötüye kullanılması nedeniyle reddedemeyeceği veya terk edemeyeceği sömürü durumlarını ifade ediyor. Zorla çalıştırma, zorla evlendirme, borç esareti, cinsel sömürü, insan kaçakçılığı, kölelik benzeri uygulamalar, zorla veya kölece evlilik ve çocukların satışı ve sömürüsü gibi pek çok biçime sahip olmakla birlikte farklı isimlerle de bilinir. Modern kölelik, dünyadaki her ülkeyi etkileyen gizli bir suç. Madencilik, tekstil üretimi ve tarım da dahil olmak üzere birçok endüstride, evlerden mülteci kamplarına kadar pek çok bağlamda bulunuyor. 

Dünyada Modern Kölelik

Endeks’e göre 2021 yılında dünyada herhangi bir günde tahmini olarak 50 milyon insan modern köleliğe maruz kalıyor. 50 milyon insandan yaklaşık 27,6 milyonu zorla çalıştırılıyor ve 22 milyonu zorla evlendiriliyor. Bu sayı dünyadaki her 150 kişiden biri anlamına geliyor. Dünyada modern köleliğin en yüksek olduğu beş ülke sırasıyla Kuzey Kore, Eritre, Moritanya, Suudi Arabistan ve Türkiye. Kuzey Kore, Eritre, Moritanya ve Afganistan 2018 Küresel Kölelik Endeksi’nde de modern köleliğin en yaygın olduğu on ülke arasında yer almıştı. 
Öte yandan, Japonya dışında modern köleliğin en düşük olduğu ülkeler Kuzey veya Batı Avrupa’da yer alıyor. Ancak İsviçre, Norveç, Almanya, Hollanda, İsveç, Danimarka, Belçika, İrlanda ve Finlandiya gibi modern köleliğin daha az yaygın olduğu ülkelerde bile binlerce insan, toplumsal cinsiyet eşitliğine, sosyal refaha ve siyasi istikrara rağmen güçlü ceza adalet sistemlerine rağmen çalışmaya ve evlenmeye zorlanıyorlar. 
Dünyada en kırılgan grupta yer alan kadınlar, çocuklar ve göçmenler orantısız bir şekilde modern kölelikten daha fazla etkileniyorlar. Modern kölelikte dünyadaki tüm insanların 12 milyondan fazlası çocuk ve yarısından fazlasını da kadınlar oluşturuyor. Göçmen işçilerin zorla çalıştırılma olasılığı ise göçmen olmayan işçilere kıyasla üç kat daha fazla. 

Türkiye, Avrupa ve Orta Asya’da Modern Kölelikte Birinci Sırada

2023 Küresel Kölelik Endeksi’ne göre, 2021 yılında Türkiye’de herhangi bir gün modern kölelikte yaşayan 1,3 milyon insan olduğu tahmin ediliyor. Bu sayı Türkiye’de her bin kişiden 15,6’sının modern köle olduğu anlamına geliyor. Türkiye hükümeti 2018 yılından bu yana insan kaçakçılığına ilişkin bazı olumlu adımlar attı. Öte yandan hala önemli boşluklar bulunuyor. Örneğin, 2009’dan bu yana insan kaçakçılığı ile mücadele ulusal eylem planı güncellenmedi. Mülteciler ve LGBTQI+ topluluğu gibi savunmasız gruplar için çabalar yetersiz ve bu durumda bazı yabancı mağdurların gözaltına alınmasına ve sınır dışı edilmesine neden oluyor. Aynı zamanda modern köleliğe karşı savunmasızlık azınlık gruplara yönelik ayrımcılıkla beraber Suriye'deki çatışmaların etkilerinden de kaynaklanıyor. 

Zorla Çalıştırma: Türkiye’de Suriyeli Mülteciler Sömürü Altında

2021 yılında Türkiye’de 133 zorla çalıştırma mağduru tespit edildi. Göçmen işçiler ve mültecilerin özellikle risk altına olduğu, tarım, ev hizmetleri, hazır giyim, tekstil ve inşaat olmak üzere birçok sektörde zorla çalıştırma bildirildi. Örneğin, Ağustos 2021’de Taliban’ın kontrolü ele geçirmesinin ardından ülkelerinden kaçan 68 Afganistan vatandaşının bazılarının Türkiye’ye geldiği ve tekstil fabrikalarında, bulaşık yıkama işlerinde eksik ödeme ve suistimal dahil olmak üzere sömürüye maruz kaldıkları ortaya çıktı. Türkiye’deki Suriyeli mülteciler özellikle sömürü altında. Türkiye’de çalışma izni verilen en az 3 bin Suriyeli mülteci sektörde kayıtlı olarak istihdam ediliyor ancak Özbekistan ve Afganistan gibi ülkelerden gelen göçmenlerin yanı sıra 400 bin kadar işçinin kayıt dışı istihdam edildiği tahmin ediliyor. Bu işçiler eksik ödemeye, ayrımcılığa, aşırı çalışma saatlerine ve uyumsuzluk nedeniyle işten çıkarılma tehdidine maruz kalıyor. 

Yetişkinlerin Zorla Ticari Cinsel Sömürüsü

Suriye sınırında yer alan Şanlıurfa’da Suriyeli kadın ve kız çocuklarının zorla ticari cinsel sömürü için suç grupları tarafından hedef alındığı bildiriliyor. Özellikle eşini kaybetmiş ya da boşanmış kadınlar “daha az korundukları” algısıyla hedef alınıyor ve  bu bakış açısıyla sınır ötesi uyuşturucu kaçakçılığı gibi yasa dışı faaliyetler için işe alınıyor. Suriyeli mülteci nüfusu arasında zorla ticari cinsel sömürü risklerinin ve deneyimlerinin ötesinde Türkiye’deki LGBTİQ+ topluluğunun da daha büyük risk altında olduğu bildiriliyor. 2021 yılında hükümet Türkiye’de 201 seks ticareti mağduru tespit edildi ancak konuya ilişkin bilgiler sınırlı kalıyor.
Sivil Toplum Kuruluşları, Türkiye’de çocukların ticari amaçlı cinsel sömürüsünün muhtemelen eksik bildirildiğini öne sürüyor. 2021 yılında hükümet insan ticareti mağduru 120 çocuk tespit edildiğini açıkladı ancak sömürünün biçimini belirtilmedi. Şanlıurfa’daki mülteci kampları da Suriyeli çocukların ticari amaçlı cinsel sömürüsünü de kolaylaştırdığını bildiriliyor. Erkek çocuklar arasında ise cinsel sömürü risklerine ilişkin farkındalık eksikliği ve buna bağlı olarak koruma mekanizmalarının bulunamaması, erkek çocuklarının kamplarda, işyerlerinde ve halka açık ortamlarda sömürü riskiyle karşı karşıya bıraktığı bildiriliyor. 

Türkiye’de 20-24 Yaş Arası Kadınların %15’i Çocuk Yaşta Evlendirildi

Türkiye’de zorla evliliğe ilişkin resmi bir veri yok ancak 2018 Nüfus ve Sağlık Araştırmasına göre, 20-24 yaş arası kadınların %15’i çocuk yaşta evlendirildi. Bu oran, 20-24 yaş grubundaki Suriyeli kadınlar arasında çok daha yüksek. Suriyeli kadınların %45’i on sekiz ve %9’u on beş yaşından önce evlendirildi. Suriye’deki çatışmalardan kaçtıktan sonra sığınmacıların Türkiye’de karşı karşıya kaldıkları ekonomik sıkıntılar nedeniyle Suriyeli kız çocukları evliliğe zorlanabiliyor. Bazı çocuk yaşta evliliklerde, özellikle düşük gelirli ve kırsal bölgelerde hükümet tarafından tanınmayan ve kadınlara boşanmada eşit haklar tanımayan dini törenler (imam nikahı) yoluyla evlilik gerçekleşiyor. Resmi olmayan bu evlilikler kadınların toplum içinde istismar ve kötü muamele riskini de artırıyor. 

Organ Kaçakçılığı Mültecileri ve Göçmenleri Hedef Alıyor

Türkiye’de organ kaçakçılığına ilişkin resmi veri bulunmamakla beraber 2022’de Interpol, Türkiye’de sömürüye maruz kalan Endonezyalı kurbanları içeren organ kaçakçılığı çetesini çökertti. Suriyeli bir mültecinin Facebook grubu aracılığıyla iletişime geçilip 10 bin dolar para teklif edilmesinin ardından hayatta kalabilmek amacıyla organlarını satmaya başvurduğu bildirildi ancak kendisine yalnızca 500 dolar ödendiği ortaya çıktı.  

Türkiye Modern Kölelikte En Savunmasız Ülke

Türkiye, Avrupa ve Orta Asya’da modern köleliğe karşı en savunmasız ülkeler arasında yer alıyor. Kırılganlık, büyük ölçüde Suriye’deki süregelen iç savaşın etkilerinden kaynaklanırken yoksulluk, göçmenlere karşı ayrımcılık, kadın haklarının son yıllarda kötüleşmesi ile birleşiyor. Türkiye ev sahipliği yaptığı tahmini 4 milyon sığınmacıyla dünyanın en fazla sığınmacı barındıran ülkesi. Suriyeli mültecilerin yaklaşık %50’si yoksulluk içinde yaşıyor ve modern köleliğe karşı savunmasızlıkları artıyor. Örneğin, çocuk yaşta evlilikler korunma, aileler üzerindeki mali yükleri hafifletmek ve başlık parası almak için bir araç olarak kullanılabiliyor. Ayrıca, kadınlar ve çocuklar suç grupları tarafından zorla cinsel istismara zorlanabiliyor. Suriyeli mültecilerin büyük çoğunluğu kayıt dışı istihdam ediliyor. Çok sayıda çocuk işçi asgari ücretten daha az ücret alıyor ve sürekli işten çıkarılma ve sınır dışı edilme tehdidine maruz kalıyor. Suriyeli kadın işçiler ise Suriyeli erkek işçilerin çok altında ücret kazanıyor. 

Türkiye Modern Köleliğe Karşı Önlemler Yetersiz

Türkiye, Avrupa ve Orta Asya’da modern köleliğe karşı en az önlem alan ülkeler arasında yer alıyor. Değerlendirilen 52 ülke arasında son çeyrekte yer alırken çözüm üretmek ve sorunu çözmek için adım atmadı. Öte yandan, Türkiye en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapmak konusunda büyük bir sorumluluk üstlenirken bu nüfus büyük bir riskle de karşı karşıya kalıyor. İnsan kaçakçılığıyla mücadele amacıyla Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ihbar almak için 24 saat hizmet veren ve çok dilli bir arama kanalı oluşturdu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı özel sığınma evleri dahil olmak üzere pek çok hizmet veriyor. Ancak yine de savunmasız nüfuslar arasında mağdurları arama ve tespit etme çabaları yetersiz ve kaynaklar sınırlı. 
Türkiye’de ceza sisteminde ciddi boşluklar bulunuyor. Çocukların silahlı çatışmalarda kullanılması, ve zorla evlendirilme dahil olmak üzere modern köleliğin çeşitli biçimleri uluslararası standartlara rağmen suç sayılmıyor. 18 yaş ve altı evlilikler mahkeme onayı ya da ebeveyn izniyle mümkün. Mevcut mevzuat modern kölelikle mücadelede yetersiz kalıyor.