Yazar:
İpek Kul
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), çocuk istismarını; “çocuğun hayatına, sağlığına, gelişimine, güven, sorumluluk ve becerilerle ilgili genel değerlerine zarar veren, bir yetişkin, toplum ya da devlet tarafından uygulanan davranışların tümü” olarak ifade ediyor.
Çocuk istismarı çeşitleri ise; yaygınlık, sebep ve sonuç kriterlerine göre fiziksel istismar, psikolojik istismar, cinsel istismar ve çoçuğun ihmal suretiyle istismar edilmesi olarak dört ana başlıkta toplanıyor.
İnsan Hakları Derneği’nin 2008 yılında yayınladığı Çocuk İstismarı ve İhmalini Önleme/Öğretmenler ve Aileler İçin Eğitim Kılavuzu’nda; ihmal ile istismarın %60, fiziksel istismarın %20, cinsel istismarın ise %9 gibi bir oranda görüldüğü belirtilmiştir.
Türkiye’de cinsel istismara maruz kalan çocukların yaşa göre dağılımları incelendiğinde; %30’unun 2-5, %40’ının 6-10, %30’unun 11-17 yaş grubunda olduğu görülmektedir. Yani vakaların %70’ini oldukça küçük yaş grubu oluşturmaktadır. Türkiye’de son yıllarda çocukların cinsel istismarı suçu nedeniyle Adli Tıp Kurumu’na başvurular da hızla artmaktadır. Çocukların cinsel istismarı suçuna ilişkin açılan dava, mahkûmiyet, beraat ve diğer yaptırımlara ilişkin veriler ise yıllara göre aşağıdaki gibi görülmektedir;

Cezaların Caydırıcılığı
Çocuk istismarı suçunun yaptırımlarının uygulanması hususunda ülkelerin uygulamış olduğu cezai tedbirlere bakıldığında, en ağır yaptırımların Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’de olduğu görülmektedir. Öte yandan, Türk Ceza Kanunu’nda çocuk istismarı ve cinsel saldırı suçlarında yargılama neticesinde hüküm tesis edilirken, sanıklara uygulanan yaptırımlara “iyi hal, saygın tutum, rıza” gibi indirim sebepleri uygulanması, cezaların alt sınırından hüküm kurulması ve cezaların ertelenmesi gibi, cezanın infaz şekline ilişkin uygulamalar mevcut. Bu gibi uygulamalar suçun işlenmemesi adına var olan caydırıcılık unsuruna zarar veriyor.
Bununla beraber son yıllarda “idam”, “hadım/kastrasyon” ve “suçlunun ifşa edilmesi” gibi Türk Ceza Kanunu’nda yer almayan ancak toplumun bir kesimi tarafından suçun yaptırımı olarak uygulanması talep edilen yaptırım türleri gündemde.
Cinsel Suçlarda Durum Nasıl?
Woman Stats Project'in 2011 verilerine göre, dünyada cinsel saldırının en yaygın olduğu ülkelerin başında, yani birinci kuşakta, ortalama her 100 bin kadından 60'ının tecavüze uğradığı Afganistan, Hindistan, Pakistan, Suudi Arabistan, Yemen, Irak, Suriye, Ürdün, İran, Sudan ve diğer bazı Afrika ülkeleri geliyor. Sayılan ülkeler aynı zamanda Çin ve ABD dışında dünyada idam cezasının yaygın olarak uygulandığı ülkeler. Yine idam cezasının en fazla uygulandığı ülkelerden biri olan ABD, tecavüz ortalamasında üçüncü kuşak ülkeler arasında yer alıyor.
Dünyada idam cezasının bulunduğu ancak cinsel saldırıların da yaygın olduğu ülkelerdeki suç oranlarını ortaya koyan veriler, idam cezasının cinsel saldırı suçunda caydırıcılık unsurunu taşımadığını gösteriyor. Aynı zamanda az gelişmiş ülkelerde çocuk istismarı suçunun daha az rapor edildiği ve suçun faillerinin daha az ifşa edildiği dünyanın farklı bölgelerinde çocuk istismarının yaygınlığını ortaya koyan raporlarda mevcut. Örneğin bu oran Afrika’da %34,4, iken Avrupa'da %9,2, Amerika kıtasında %10,1, Asya kıtasında ise %23,9. Bu durum da ne yazık ki raporların ötesinde de bir vaka sayısına işaret ediyor.
Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği’nin (İMDAT) hazırladığı “2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor”da ise dünyada son dört yılda çocuk istismarı suçlarının %90 arttığı belirtiliyor. Ayrıca raporda Türkiye’de çocuk istismarı suçunun tahminen %5’i ortaya çıkarken, %95’inin gizli kaldığı belirtiliyor.