
Türkiye Tarihindeki Aflar
Adalet
İlk yayın :
30 Haziran 2025
2024 yılının Ekim’inde, TBMM’nin yeni yasama döneminin açılışında Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli’nin DEM Parti milletvekillerinden Sezai Temelli, Pervin Buldan, Sırrı Sakık ve Tuncer Bakırhan gibi isimlerle tokalaşması, siyasette yeni bir sürecin başladığı yönünde tartışmaların ateşleyicisi olmuştu. Kürt siyasetine yönelik olarak atılan bu adımın Türk milliyetçilerinin en önemli siyasi temsilcisi olan MHP’den gelmesi kamuoyunda ciddi bir şaşkınlığa yol açmıştı. Bahçeli’nin tokalaşma jesti kısa sürede diyalog zeminine dönüştü. Ancak bu kez, 2013-2015 arası Türkiye siyasetinin en önemli başlıklarından olan “Çözüm Süreci”nden oldukça farklı ilerledi. Bu dönemin demokrasi vurgusu yerini silahların bırakılması ve DEM Parti’nin Türkiye partisi olması çağrılarına bıraktı. Ekim–Kasım döneminde DEM Parti’nin Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebi yankı bulurken, Ocak 2025’te partili bir heyetin İmralı’ya gidip Öcalan’la görüşmesiyle süreç kurumsallaştı. Şubat sonunda Öcalan’ın yaptığı silahsızlanma çağrısı, Bahçeli ve Erdoğan tarafından olumlu mesajlarla karşılandı. Bu tarihten itibaren, silahsızlanma ile bağlantılı olarak siyasi mahkumların durumunun af ya da ceza indirimi kapsamında değerlendirilme ihtimali ve bu yeni siyasi söylemin somut yasal zemine taşınmasıyla ilgili tartışmalar devam ediyor.
Bu tartışmaların yoğunlaşması, Türkiye’deki af yasalarının tarihsel bağlamını ve önceki siyasi örneklerini yeniden gündeme taşıdı. En son çokça tartışılan bir af tartışması 2018 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşanmıştı. Bu süreçte Devlet Bahçeli’nin kamuoyuna yüksek sesle duyurduğu af çağrısı, aynı yıl Meclis’e sunulan bir yasa teklifiyle somutlaşmıştı. O dönem AK Parti’nin desteğini alamayan bu teklif yasalaşmamıştı. Ancak Türkiye’de af yasaları, siyasi olaylara ve bağlama göre değişiklik gösterecek şekilde dönemsel olarak sıkça gündeme gelmeye devam ediyor. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana toplam 52 af yasası çıkarıldı; bunların yedisi genel af niteliğindeydi. 2000 yılında kabul edilen ve kamuoyunda “Rahşan Affı” olarak anılan şartlı salıverme yasası, kapsamının genişliği nedeniyle ciddi tartışmalara neden olmuş, Anayasa Mahkemesi kararlarıyla beklenmedik biçimde uygulama alanı bulmuştu.
Bugün gündeme gelen af tartışmaları ise Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önceki örneklerden farklı bir yerde duruyor. Bu kez af, PKK ile yaşanan çatışmalı dönemin ardından örgütün silah bırakmasını izleyecek süreçte başlayacak olası bir geçiş sürecinin parçası olarak değerlendiriliyor. Başarıyla uygulanmış dünya örneklerinde çatışma sonrası aflar ise geçiş dönemi adaleti başlığı altında değerlendiriliyor.
Geçiş Adaletinde Dünyadan Örnekler
Geçiş dönemi adaleti, uzun süreli şiddet içeren çatışma süreçlerinin ardından toplumlarda barışı, mağdur haklarını ve siyasi uzlaşıyı tesis etmeyi amaçlayan bir dizi mekanizma bütünüdür. Bu mekanizmalar; suç itirafı, mağdur tazminatı, alternatif cezalandırma ve sınırlı serbest bırakma gibi adımlarla kurumsal uzlaşmayı destekler. Burada amaç, kapsamlı ama seçici affın ötesinde, hem suçun sorumluluğunun üstlenilmesini hem de toplumsal hafızanın onarılmasını sağlamaktır.
Dünyada yaşanan çatışmaların sonunda geçiş adaleti sağlanmış iki tane önemli örnek bulunuyor. Bu örneklerden biri Birleşik Krallık. 1998 Hayırlı Cuma Anlaşması çerçevesinde kurulan süreçte, Birleşik Krallık’tan ayrılarak Kuzey İrlanda’nın İrlanda Cumhuriyeti’ne katılmasını hedefleyen silahlı örgüt IRA’nın (Irish Republican Army) silah bırakmasının karşılığında yaklaşık 400 siyasi mahkum, Northern Ireland (Sentences) Act 1998 kapsamında erken salıverilmişti. Bu süreçte mahkumların, silah bırakma ve siyasi uzlaşı zeminine katılmaları şart koşulmuştu. Bu modelde fiili olarak önemli sayıda mahkum serbest bırakıldı ve bu mahkumiyetlerin ortadan kaldırılması, toplumsal barışa katkı sunacak davranış değişikliğinin bir parçası olarak tasarlandı. Yani buradaki adli düzenleme, bir genel aftan farklı olarak, silahsızlanma ve siyasi uzlaşı vurgusu eksenli bir geçiş adaleti mekanizması oldu.
Dönemin Birleşik Krallık Başbakanı Tony Blair ve dönemin İrlanda Başbakanı (Taoiseach) Bertie Ahern, Hayırlı Cuma Anlaşması’nı imzalarken (Görsel kaynağı: https://www.bbc.com/news/uk-northern-ireland-61968177)
Benzer bir model, Kolombiya’nın FARC (Fuerzas Armadas Revolucionarias de Colombia) ile yürüttüğü barış sürecinde de görüldü. 2016’da imzalanan barış anlaşmasıyla, Kolombiya’daki sosyal eşitsizlik ve devlet politikalarına karşı Marksist-Leninist çizgide kurulan silahlı isyancı grup FARC’ın büyük çoğunluğu silah bıraktı ve yerine Jurisdicción Especial para la Paz (JEP) adlı geçiş adaleti sistemi hayata geçirildi. Bu sistemde, suç işlediğini itiraf eden eski FARC mensupları için hapis cezası yerine genellikle 5–8 yıl denetimli serbestlik öngörüldü. Ancak daha ağır suçlar için sınırlı hapis cezaları uygulandı. JEP’in önemi ise doğrudan yargılama yerine mahkum-itiraf-mağdur katılımlı süreç modeliyle tarihsel doğrulama, toplumsal onarma ve yeniden uzlaşma hedefli bir adli düzenleme mekanizması olmasında yatıyor. Bu iki örnek de geçiş adaleti kapsamında siyasi af yerine, silahsızlanma ve itiraf şartına dayalı adli düzenlemelerin nasıl kullanılabileceğini göstermesi açısından dikkat çekici.
İLGİNİ ÇEKEBİLİR
Türkiye’de Kadın Cinayetleri
Video NBA Oyuncusu Alperen Şengün’ün Bir Soruya Cevap Olarak Ben Türk’üm Dediğini mi Gösteriyor?
Gönderi Toplum Çalışmaları Enstitüsü'nün Yaptığı Seçim Anketini mi Gösteriyor?
Mevzuat Değişiklikleri Nasıl Kontrol Edilir?
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu ve İfade Özgürlüğünün Sınırları
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Kıyı Kenar Çizgisinin Deniz Tarafında Kalan Ormanlık Alanları Turizme Açabileceği İddiası Doğru mu?
Gökyüzünde Görülen Dalga Desenli Bulutların Mikrodalga Frekanslarıyla Oluşturularak Yağmurun Engellendiği İddiası Doğru mu?
Yair Netanyahu’nun Türkiye’deki Boykota Destek Çağrısı Yaptığı İddiası Güncel mi?
Kazım Karabekir Topağacı Ümraniye Spor Köyü Raylı Sistem Hattının İşletmesinin İBB’den Alınıp Ulaştırma Bakanlığı'na Devredildiği Doğru mu?
CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır TBMM’de İftar Saatinde Yoklama Yaptırdı mı?