Dünya çapında bir kadınlar günü ilan etme fikri ilk kez Clara Zetkin tarafından, 1910 yılında düzenlenen Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda ortaya atıldı. Zetkin, her yıl tüm ülkelerde aynı gün kutlanacak bir kadınlar günü olması gerektiğini düşünüyordu. 8 Mart tarihinin seçilmesi ise Rusya’da kadınların hem Birinci Dünya Savaşı’nı protesto etmek hem de ekmek ve barış talep etmek için başlattıkları bir greve dayanıyor. Söz konusu grevin başladığı 23 Şubat tarihi, Gregoryen takvimde 8 Mart’a denk düştüğü için bugün her 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü ya da bir diğer ismiyle Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanıyor.
Kadınlar Günü’nün yüz yılı aşkın bir tarihi olmasına rağmen bugün; eğitimden siyasete, günlük yaşamdan ekonomiye kadar birçok alanda cinsiyet eşitsizliği var olmaya devam ediyor.
İşgücü İstatistiklerinde Kadınlar
TÜİK’in yayınladığı güncel verilere göre, Türkiye’de 61 milyon 840 bin kişi, 15 yaş ve üzerinde bulunuyor. Bu nüfusun 31 milyon 288 bini kadınlardan, 30 milyon 552 bini ise erkeklerden oluşuyor. Aynı nüfus içinde işgücünde bulunanların sayısı 32 milyon 477 bin iken bu sayının 10 milyon 596 binini kadınlar, 21 milyon 881 binini ise erkekler oluşturuyor. Bir başka deyişle işgücüne katılım oranı kadınlar arasında %33,9 iken erkeklerde bu oran tam %71,6.

Bununla birlikte cinsiyet eşitsizliği, işgücüne katılma oranıyla sınırlı kalmıyor. Kadınların istihdam ve işsizlik oranlarına baktığımızda da dezavantajın hüküm sürdüğünü görüyoruz. TÜİK’in Kasım 2019 verilerine göre, Türkiye’de erkekler arasında istihdam oranı %63,3 iken kadınlarda aynı oran yalnızca %28,3 olarak gerçekleşti. Yine güncel verilere göre, kadınlar arasındaki işsizlik oranı %16,6 iken erkeklerde bu oran %11,7 olarak karşımıza çıkıyor.

Öte yandan Türkiye’de 15-24 yaş grubundaki genç nüfusun 2 milyon 935 bini yani %25,2’si ne eğitimde ne de istihdamda bulunuyor. Ne eğitimde ne istihdamda bulunan erkeklerin oranı %17 iken bu oran kadınlarda %33,6 ile oransal olarak erkeklerin neredeyse iki katı. Bir başka ifadeyle 15-24 yaş aralığındaki her 10 kadından en az 3’ü ne eğitimde ne de istihdamda yer alıyor.

Bunun yanı sıra TÜİK, eğitim durumuna göre istihdam ve işsizlik oranlarını da açıklıyor. TÜİK’in yayınladığı verilere baktığımızda hem kadınlarda hem erkeklerde eğitim düzeyi arttıkça istihdam oranının da arttığını görmekle birlikte, kadınlarda bu artışın çok daha belirgin olduğunu söylemek mümkün. Bu bağlamda kadınlar arasında en yüksek istihdam oranı, %57,7 ile yüksek öğretim mezunu kadınlarda görülüyor.
Eğitim durumuna göre işsizlik verileri incelendiğindeyse lise ve üzeri eğitim düzeyine sahip kişiler arasında kadın işsizlik oranı, oransal olarak erkek işsizlik oranının iki katı düzeyinde.

Avrupa Ülkelerinde Kadın İşsizlik Oranı Ne Durumda?
Kadın ve erkek işsizliği oransal olarak Avrupa ülkelerinde kıyaslandığında, kadın işsizliğinin hem erkek işsizliğinden hem de genel işsizlikten çok daha yüksek olduğu ülkelerin başında Yunanistan yer alıyor. Grafikte de görülebileceği üzere Yunanistan’ı Türkiye, İspanya ve İtalya takip ediyor.

Kaynak: Eurostat

Öte yandan yüksek öğretim mezunu kadınların işsizlik oranını Avrupa ülkelerinde incelediğimizde, Türkiye’deki kadınların %20,5 ile en yüksek işsizlik oranına sahip olduğunu görüyoruz. Türkiye’yi %16,3 ile Yunanistan izlerken, bu oran Kuzey Makedonya’da %14,1 ve İspanya’da %10,2.
Avrupa ortalamasına bakıldığında ise yüksek öğretim mezunu kadın işsizlik oranı, sadece %4,9 olarak görünüyor.

Ücretli Doğum İzni Süresinin En Uzun Olduğu Ülke Bulgaristan
Cinsiyet eşitsizliği konusunda gündemde yer alan bir diğer önemli konu, ücretli doğum izni süresi. Söz konusu iznin süresinin kısıtlılığı ve ebeveynleri esas alarak değil ancak anne odaklı dizayn edilmesi sıkça eleştiriliyor. Ücretli doğum izni süresini ülkelere göre kıyasladığımızda, annelere verilen en uzun iznin 58,6 hafta ile Bulgaristan’da olduğunu görüyoruz. Annelere verilen bu izin, Yunanistan’da 43 ve Birleşik Krallıkta 39 hafta iken Türkiye’de bu süre sadece 16 hafta ile sınırlı. Bununla birlikte Türkiye’ye benzer şekilde İspanya, Hollanda ve Fransa’da da annelere tanınan ücretli doğum izni 16 hafta kadar. Ayrıca annelere verilen ücretli izin ortalaması Avrupa’da 22,1 hafta iken OECD ülkelerinde bu süre ortalama 18,1 hafta.
Bunun yanı sıra babalara verilen ebeveynlik iznine bakıldığında, 5 hafta ile Portekiz’in birinci sırada yer aldığı görülüyor. İspanya ve Slovenya 4,3 haftalık izin süresi ile ikinciliği paylaşırken Litvanya 4 hafta ile peşlerinden geliyor. Türkiye’de ise babalara verilen izin, yalnızca bir hafta kadar. Türkiye’ye benzer şekilde Çekya, Macaristan, Şili ve Meksika’da da bu süre bir hafta olarak belirlenmiş. Bununla birlikte babalara tanınan ebeveynlik izni ortalaması Avrupa’da 1,7 hafta iken OECD ülkeleri arasında 1,4 hafta.
Parlamentolarda Kadın Oranı Halen Düşük Seviyelerde
Kadınların statüsüne dair ulaşabildiğimiz bir diğer önemli veri, parlamentolarda kadınların varlığına ilişkin. Dünya geneline bakıldığında kadınların parlamentolardaki görünürlüğünün oldukça az olduğu fark ediliyor. Dünya Bankası’nın yayınladığı verilere göre, dünya genelinde kadınların parlamentolarda sahip oldukları sandalye oranı ortalaması %24,6. Bu alanda iyi durumda olan ülkelerin başında %61 ile Ruanda yer alırken sıralamada Ruanda’yı; %53 ile Bolivya ve Küba, %50 ile Andora ve %48 ile Meksika takip ediyor. Türkiye’de ise bu oran Yunanistan ve Bosna Hersek gibi ülkelerin de gerisinde kalarak %17 olarak gerçekleşti. Türkiye’ye benzer şekilde Rusya da %16’lık kadın milletvekili oranı ile dünya ortalamasının altında seyrediyor.

Öte yandan, Dünya Ekonomik Forumu (WEF), 2006’dan beri her yıl Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’nu yayınlıyor. Raporda 153 ülkenin 0 ile 1 puan aralığında değerlendirildiği bir endeks yer alıyor. Küresel Cinsiyet Eşitsizliği 2020 Endeksi incelendiğinde, Türkiye’nin 153 ülke arasında 130. sırada geldiği görülüyor. Endekste en yüksek puanı alan ülkeler İzlanda, Norveç, Finlandiya ve Nikaragua iken son sıraları Kongo, Suriye, Pakistan, Irak ve Yemen paylaşıyor.

Bununla birlikte Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’nda söz konusu 153 ülke dört farklı alt başlıkta ayrıca değerlendiriliyor. Rapora göre ekonomik katılım ve fırsat eşitliğinde 136. sırada yer alan Türkiye; eğitim olanaklarına erişim başlığında 113., sağlık alanında 64. ve kadınların siyasal açıdan güçlendirilmesi başlığında 109. sırada geliyor.