2022’nin sonlarında Türkiye gündeminin baş maddelerinden biri özellikle hükümet yetkililerinin açıklamalarıyla kamuoyunda bir beklenti haline gelen emeklilikte yaş düzenlemesiydi. Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) olarak bilinen ve 1999 yılında yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Kanunu’nda yapılan değişiklikle mağdur haline gelen yaklaşık 2,25 milyon kişiyi ilgilendiren yaş düzenlemesi uzun yıllardır kamuoyunda zaman zaman tartışılıyordu. Hükümetin farklı kanatlarından gelen mesajların ardından 28 Aralık 2022 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklamayla EYT sorunu çözüme kavuştu. Erdoğan açıklamasında yapılan düzenlemeyle emekli olmak için bir yaş sınırı uygulanmadan 2 milyon 250 bin vatandaşın emekli olacağını duyurdu. Bu düzenlemeye yönelik kamuoyundan yönelen tepkiler ise çeşitliydi. 

Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) Sorunu Nedir?

Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) sorunu, 1999 yılında yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Kanunu’nda yapılan değişiklikle ortaya çıktı. Kanun değişikliği ile 8 Eylül 1999 ve öncesinde sigortalı olanların emekliliği hak etme koşulları değişti. Emekliliğe hak kazanmak için sigortalılık süresi ve prim gün sayısının yanı sıra yaş şartı da getirildi. Yapılan bu değişiklikten önce emekli olabilmek için sigortalılık süresi ve prim gün sayısındaki koşulların karşılanması yeterliydi. Kanun değişikliğinden önce kadınlarda 20 erkeklerde ise 25 yıl sigortalılık süresi ve 5000 gün prim şartını yerine getirenler emekli olabiliyordu. Kanun değişikliğinden sonra ise 9 Eylül 1999 ve sonrasında ilk kez sigortalı olan kadınlar için 58 yaş erkekler için 60 yaş sınırı getirilirken prim günü sayısı 7200’e yükseltildi. 
1999’da yürürlüğe giren kanun sadece yeni işe girenleri değil aynı zamanda eski çalışanları da kapsıyordu. Bu durumda da ilk işe başlama tarihinde hangi şartlarda emekli olacağını bilen sigortalıların emeklilik hakları geriye dönük olarak değiştirilmiş oldu. 8 Eylül 1999 ve öncesi işe girenler kanun değiştirilmeseydi 20 ila 25 yıl sigortalılık süresini ve 5000 gün prim sayısını doldurduktan sonra emekli olabilecekken kanunun değişikliği ile yaş sınırını beklemek zorunda kaldılar. Çok sayıda mağduriyete sebep olan bu karar sık sık gündemde kalarak EYT’lilerin haklarının geri verilmesi yönünde bir kamuoyu oluşturdu. 
8 Eylül 1999 ve öncesi:SSK: Kadın: 20 yıl sigorta ve 5000 gün prim ödemesiErkek: 25 yıl sigorta ve 5000 gün prim ödemesiKadın: 50 yaş veya 15 yıl ve 3600 gün prim ödemesiErkek: 55 yaş veya 15 yıl ve 3600 gün prim ödemesiEmekli Sandığı: Kadın: 20 yıl sigortaErkek: 25 yıl sigortaBAĞKUR:Kadın: 20 yıl veya 50 yaş ve 15 yıl prim ödemesiErkek: 25 yıl veya 55 yaş ve 15 yıl prim ödemesi
1999’daki bu değişiklik Türkiye’de sosyal güvenlik finansmanının sürdürülebilirliği için yapılması planlanan reformların ilk adımıydı. Daha sonraki süreçte ise sosyal güvenlik sisteminde farklı kurumların faaliyet göstermesi nedeniyle oluşan karışıklıklar ve eşitsizliklerle ilgili düzenlemeler yapıldı. 2006’ya kadar Türkiye’de sosyal güvenlik sistemi bazı özel sandıkları dışında Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK), Emekli Sandığı ve Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar kurumu (BAĞKUR) tarafından yürütülüyordu. Sosyal Güvenlik Reformu çerçevesinde 20 Mayıs 2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve aynı gün yürürlüğe giren 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) devredildi. Bu üç kurumun pratik olarak tek çatı altında toplanması ise 2013’e kadar sürdü. 01.10.2008 tarihinde de 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu yürürlüğe girdi. 
2023’ün başında uzun süredir gündemde yer alan EYT konusu çözüme kavuşurken kamuoyunda başka tartışmaların başlamasına da sebep oldu. 2000’li yılların başında yapılan sosyal güvenlik düzenlemelerinde temel amaç sosyal güvenlik sisteminin finansal olarak sürdürülebilirliğini sağlamaktı. Bu nedenle emeklilik yaşının kademeli artışı temel uygulamalardan biriydi. Tartışmalar gelecek kuşakların emeklilik yaşlarının bu durumdan etkilenme ihtimalini, emeklilikte yaşa takılan yeni çalışanlarında ortaya çıkacağını ve dünyadaki diğer ülkelere kıyasla emeklilik yaşının çok erken olması gibi pek çok konuyu da gündeme getiriyor. 

Emeklilik Yaşı Hangi Faktörlerden Etkileniyor? 

Sosyal güvenlik sosyal risklerin iktisadi alanda neden olacağı sonuçlara karşı bireylerin korunması ve güvenliğin sağlanmasını amaçlar. Bu sebeple sosyal güvenlik sistemi kendi içinde kuşaklar arası devam eden bir sürdürülebilirlik ilkesine göre devam eder. Denge, aktif çalışan nüfusun yarattığı değerle geri kalan çalışmayan nüfusu finanse etme üzerinden sağlanır. Ortalama yaşam süresinin uzaması ve yaşlı nüfusun artış göstermesi denge bozucu etki yaratırken çeşitli sosyal güvenlik düzenlemeleri bu dengeyi korumayı amaçlar. Emeklilik yaşı uygulamaları bu düzenlemelerinin en sık kullanılanlarıdır. 
Sosyal güvenlik sisteminde emekli yaşı demografik olarak aktüeryal denge, ortalama yaşam beklentisi ve yaşlı bağımlılık oranı üzerinden değerlendirilen bir faktör. Bir ülkede sigorta ödeyen çalışanların baktığı emekli, boşanmış, eşini kaybetmiş veya yetim kişi oranı o ülkenin aktüeryal dengesinin en önemli göstergesi. Gelişmiş ülkelerde bu oran 4 seviyelerdedir. Türkiye’de ise kritik seviye olan 2’nin altındadır.
Show more

Dünya genelinde emeklilik süreçleri farklı bileşenleri ve kuralları içeriyor. Bu nedenle ülkeler arası karşılaştırma yapmak sosyal güvenlik sistemlerinin farklılıkları dolayısıyla biraz güç. OECD 2021 emeklilik verileri, seçili ülkelerde farklı sistemleri karşılaştırabilir hale getiren bir veri seti içeriyor. Bu veri setinde, 22 yaşında işe başlayan ve kesintisiz kariyer süreci sonunda 2020’de emekli olabilecek bireyler varsayılmış. 
Show more

OECD ülkeleri genelinde 2020 yılında ortalama normal “emeklilik” yaşı, kadınlar için 63,4 ve erkekler için 64,2 olarak hesapladı. Türkiye seçili OECD ülkeleri arasında kadınlar için 49 ve erkekler için 52 olan “normal emeklilik” yaşıyla diğer ülkelerden ayrılıyor. Türkiye’nin diğer ülkelere oranla düşük emeklilik yaşında 1999’dan sonra emeklilik şartlarında yapılan sistem değişikliğinin ardından kademeli geçişler rol oynuyor. OECD Türkiye’de emeklilik yaşının 1999 yılında yapılan düzenlemenin tam uygulamaya geçmesinin ardından ciddi bir yükselme yaşayacağını belirtmiş. EYT düzenlemesiyle yükselme hızında bir yavaşlık yaşanacak.