Asgari ücret, işverenlerin işçiler üzerinde haksız hakimiyet kurmalarını önlemek ve geliri asgari ücretten ibaret olan işçilere insanca bir yaşam olanağı sunmak adına, emeğin minimum karşılığı olarak belirleniyor. Çalışan kesimin %37’sinin asgari ücretle çalıştığı ve büyük çoğunluğunun tek gelir kaynağı bu ücret olan Türkiye’de, her yıl olduğu gibi işçi, işveren ve devlet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu tüm iş kolları ve bölgeler için uygulanacak ücret alt sınırı tespit etmek üzere toplantılarını tamamladı ve 2023 için asgari ücret net 8.500 lira olarak belirlendi. Peki Türkiye’de asgari ücret uygulaması nasıl gelişti? Asgari ücret düzenlemelerinin geçmişten bugüne değişimini derledik.
1923

Asgari Ücret Uygulamasının Kararlaştırılması

İzmir İktisat Kongresi’nde emek kesiminin önerileri içinde yer alan, işçiler için bir alt sınır ücret belirlenmesi usulü “işçi ücretlerinin asgari hadlerinin ülkenin geçim koşullarına uygun olarak her üç ayda bir belediye meclisinde ilan edileceği” ifadelerinin kayda geçişi ile Türkiye’de asgari ücret uygulaması ilk defa kararlaştırıldı. Asgari ücretin gerçek anlamda yürürlüğe girişi 1951’e dek gerçekleşemese de, bu kararın geçmişi aslında kömür işçileri için verilen daha eski bir karara dek götürülebilir: 1921 yılında Kurtuluş Savaşı sırasında kömür ocaklarında çalışan işçiler için bir asgari ücret belirlenmesi üzerine çalışılmıştı. Ereğli Kömür Havzası Maden İşçilerinin Hukukuna Müteallik 151 sayılı Kanun’un 11. maddesi bu husus üzerineydi.
1936

Asgari Ücret Mevzuata Girişi

1931’de çıkarılan Havzai Fahmiye Kanunu ile işçiye asgari ücret ödeneceği tekrar kararlaştırılmış, ücret seviyesinin ocak sahibi, işçi birliği temsilcisi ve İktisat Vekaleti’nin seçeceği üç kişiden oluşan bir komisyonca belirleneceğine karar verilmişti. Fakat asgari ücrete dair ilk yasal düzenleme 1936’da çıkarılan 3008 sayılı İş Kanunu ile gerçekleştirildi. Kanun ile asgari ücretin mahalli komisyonlar tarafından tespit edileceğine, gemilerde çalışanlara ve basın mensuplarına özel şartların uygulanacağına karar verildi. 
1951

Asgari Ücretin Uygulamasının Başlangıcı

İş Kanunu’nda yapılan yeni değişiklik ile ücretin tespiti Çalışma Bakanlığı’na bırakıldı ve “Asgari Ücretlerin Tespitine Müteallik Yönetmelik”in yürürlüğe girmesiyle gerçek anlamda ilk defa asgari ücret tespitleri başladı. Asgari ücrete dair net bir tanım da ilk defa bu yönetmelikte yapıldı. 1951’den 1967’ye dek ücret, mahalli komisyonlar tarafından bölgeler için ayrı ayrı belirlendi. Mahalli komisyonlar arasında yeterli koordinasyonun sağlanamadığı bu dönemde, benzer ekonomik ve sosyal yapı gösteren yerlerde önemli ücret farklılıkları oluştu. Asgari ücret genellikle bir üniversitede yapılan araştırmaya dayalı olarak besin içi ve besin dışı harcamalar oranı esas alınarak ve çalışan ailesi için değil tek bir kişi için tespit edildi.
1967

Merkezi Bir Asgari Ücret Komisyonunun Kurulması

931 sayılı İş Kanunu ve ardından yeni “Asgari Ücret Yönetmeliği” ile ücretin tespitinde mahalli komisyon usulü terk edildi. Tespit komisyonu merkezi bir konuma ulaştı; işçi, işveren ve devlet temsilcilerinden oluşan “Asgari Ücret Tespit Komisyonu” ilk kez oluşturuldu. Asgari ücretin hizmet akdi (iş sözleşmesi) ile çalışan tüm işçilere uygulanması ve en geç iki yılda bir yeniden tespit edilmesi kararlaştırıldı. Basın mensupları ve gemiciler için özel şartlar ortadan kaldırıldı. Bu usulle belirlenen komisyonlar 1969, 1972 ve 1973 yıllarında ücretleri bölgesel farklılık esaslarına göre tespit etmeye ve yalnızca sanayi sektörü için ücret belirlemeye devam etti. 
1969-1973

Uluslararası İş Örgütü Sözleşmelerinin Kabulü

Komisyonlar 1969, 1972 ve 1973 yıllarında ücretleri bölgesel farklılık esaslarına göre tespit etmeye ve yalnızca sanayi sektörü için ücret belirlemeye devam etti. Bunun yanında dünyada asgari ücret düzenlemelerinde önemli bir referans olan Uluslararası İşçi Örgütü (ILO)’nun tarım kesimine yönelik de asgari ücret düzenlenmesini içeren sözleşmesinin 1969’da, imzacı ülkelerin işçi ve işveren temsilcilerinin de katılımıyla asgari ücreti serbest olarak belirlenmesini, işçiler asgari ücret altında bir ödeme alırsa hukuki yollara başvurabileceğinin vurgulandığı sözleşmenin ise 1973’te imzacısı oldu. 1973’ten itibaren tarım-orman sektörü için de ayrı bir ücret belirlenmeye başladı. 
1974

Ulusal Asgari Ücrete Geçiş

Ücretin tespit edilmesinde önemli ve tartışmalı bir adım atılarak bölgesel kalkınması önemli farklar barındıran Türkiye’de asgari ücret tespitinde mahalli farklılıklar kaldırıldı. Ücret ilk kez ulusal düzeyde tespit edildi. Ücret tespitinde tarım-ormancılık ve sanayi-hizmet sektör ayrımı ve 16 yaş altı ve üstü için ayrı ücretler belirlenmesi usulü korundu. 
1989

Ücrette Tek Ayrım Yaş Haddi

Tarım ve sanayi sektörleri için ayrı ayrı ücret tespit edilmesi usulü de kaldırıldı, tüm sektörler için ulusal düzeyde tek bir asgari ücret belirlenmeye başladı. Asgari ücret asgari uygulamasında tek ayrım 16 yaş sınırı oldu. 
2003

İş Kanunu'na Dahil Tüm İş Kolları İçin Asgari Ücret

4857 sayılı İş Kanunu yürürlüğe girdi, konuya ilişkin Ağustos 2004 tarihinde Asgari Ücret Yönetmeliği çıkarıldı, asgari ücretin İş Kanunu kapsamına giren bütün iş kollarını kapsayacak biçimde tek tip belirlenmesi ilk kez zorunluluk haline geldi.
2014

Ayrımsız Tek Bir Asgari Ücret

Asgari Ücret Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle birlikte, “ücret işçilerin 16 yaşını doldurmuş olup olmadıklarına göre ayrı ayrı belirlenir.” hükmü kaldırıldı, “milli seviyede tek asgari ücret tespiti”ne yönelik karar alındı ve asgari ücretin belirlenmesindeki tüm farklılıklara son verildi.