Biberin Acı Olduğunun Sapındaki Yıldız Biçimine Bakarak Anlaşılabileceği İddiası Doğru mu?

Sosyal medyada günlük yaşamı kolaylaştırdığı öne sürülen ipuçları ve şaşırtıcı görünen bilgiler sıkça dolaşıma giriyor. Çoğu zaman görsellerle desteklenen bu tür paylaşımlar, kullanıcıların ilgisini çektiği için kısa sürede çok sayıda yorum alıyor ve yüksek etkileşimlere ulaşıyor. Ancak bu içeriklerin önemli bir kısmının bilimsel bir arkaplanı bulunmuyor, kulaktan dolma bilgiler veya yanlış genellemeler olarak öne çıkıyor. Özellikle pratik yöntemlerle bir şeyi anlamak ya da gözle görülen küçük ayrıntılardan kesin sonuç çıkarmak gibi iddialar, basitliği nedeniyle hızla yayılabiliyor.

İlgili gönderide yer alan iddia da benzer nitelikte. Amacı, kullanıcıları şaşırtıp hızlı şekilde bir bilgi vermek, ancak bu bilgi bilimsel bir doğruya yaslanmıyor. İddiaya göre bir biberin acı olduğu, sapındaki yıldız biçimine bakarak anlaşılabilir. Eğer yıldızın köşesi beşten fazlaysa biber oldukça acıdır. Bu iddianın doğruluğunu kontrol etmek için öncelikle bilimsel kaynakları kullanarak bir biberi neyin acı yaptığını araştırmakta fayda var. Biberin acı olmasını sağlayan temel bileşik kapsaisindir. Kapsaisin, biberin özellikle tohumları taşıyan beyaz damarlarında ve etli kısmında bulunur. Bu bileşiğin miktarı, biberin genetik yapısına bağlı olarak değişir ve farklı türlerde farklı seviyelerde görülür. Bilimsel araştırmalar, çevresel koşulların da kapsaisin üretimini etkilediğini gösteriyor. Sıcaklık, ışık yoğunluğu, sulama miktarı ve toprak özellikleri biberin acılığını artırıp azaltabilir. Ayrıca biberin olgunlaşma süreci de kapsaisin düzeyini etkileyebilir. Genellikle yeşil haldeyken daha düşük, olgunlaştıkça daha yüksek seviyelere ulaşabilir. Biberlerin acılığı laboratuvar ortamında Scoville Isı Birimi (SHU) ile ölçülür ve bu ölçek kapsaisin yoğunluğuna göre belirlenir. Dolayısıyla bir biberin acı olup olmadığını anlamanın tek güvenilir yolu, kapsaisin varlığını ve yoğunluğunu ölçmektir. 

Bilimsel çalışmalar, biberin acılığını yalnızca dış görünüşüne bakarak güvenilir şekilde anlamanın mümkün olmadığını gösteriyor. Renk, şekil ya da sap kısmındaki yıldız biçimi gibi fiziksel özellikler, kapsaisin miktarıyla doğrudan bağlantılı değil. Örneğin tatlı ve acı çeşitlerin meyve yapıları birbirine çok benzeyebilir. Hatta aynı tür içinde bile benzer görünüme sahip farklı acılık düzeyleri bulunur. Kapsaisinoidlerin üretildiği ana doku, biberin iç kısmındaki plasenta ve damarlardır ve bunlar da dış yüzeyde gözle görülebilecek bir işaret bırakmaz. Bu nedenle sapındaki yıldız sayısı veya meyve şekline bakarak kesin sonuç çıkarmak bilimsel olarak temelsiz bir iddiadır.