World Economic Forum (WeForum) tarafından 2021 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu (Global Gender Gap Report), 30 Mart 2021 tarihinde yayınlandı. Her yıl yayınlanan bu rapor, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini eğitim, siyaset, ekonomi ve sağlık açısından ele alarak konu ile ilgili genel bir görünüm sunmayı amaçlıyor. Her ülke bu 4 kategoride ayrı ayrı değerlendirilerek aldıkları puana göre “toplumsal cinsiyet eşitsizliği skoru” oluşturuluyor. Ülkelerin bahsedilen 4 ayrı kategorideki puanları ve sıralamaları değerlendirilerek, toplam aldıkları puan hesaplanıyor. Bu skorlar ile oluşturulan endeks, ülkeler arası karşılaştırma için bir araç sağlayarak ve cinsiyet bazlı eşitsizlikleri kapatmak için gereken en etkili politikaları önceliklendirmek için 156 ülkeyi karşılaştırıyor. Endeksin metodolojisi, 2006'daki ilk anlayışından bu yana sabit kaldığından, ülkeler arası ve zaman serileri analizi için bir temel oluşturuyor. Endeks, 0 ile 100 arası bir ölçekte puanları ölçer ve puanlar eşitliğe uzaklık olarak yorumlanabilir. Yani bir ülkenin puanı 1’e yaklaştıkça cinsiyet bazlı eşitsizliklerin azaldığı görülüyor.
Küresel anlamda sonuçlar değerlendirildiğinde cinsiyet eşitsizliğinin büyük ölçüde kapanmaya yakın olduğu alanların eğitim ve sağlık olduğu görülürken, dört kategori arasında en büyük uçurum ise politika alanda. Ekonomik katılım ve fırsat kategorisinde ise kadın ve erkekler arasındaki farkın %58’inin kapandığı belirtilmiş. Bu kategorinin önemi raporda şu şekilde belirtilmiş:
"Bir kez daha, kadın ve erkek arasındaki eşitsizliğin en önemli kaynaklarından biri, kadınların işgücü piyasasında yetersiz temsil edilmesidir. İşgücü piyasalarına katılmak, kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi ve çeşitli, kapsayıcı ve yenilikçi organizasyonlar inşa etmek için önemli bir kanal olmuştur.Küresel olarak, nüfus ağırlıklı ortalamalar dikkate alındığında, 15-64 yaşındaki erkeklerin neredeyse %80'i işgücüne katılırken, aynı yaş grubundaki kadınların yalnızca %52,6'sı işgücüne katılımdaki cinsiyet uçurumunun neden %35'in üzerinde kaldığını kısmen açıklamaktadır."
2021 Endeksinde Türkiye 156 Ülke Arasında 133. Sırada Yer Aldı
WeForum tarafından hazırlanan 2021 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’nda yer alan endekste Türkiye 156 ülke arasında 133. sırada yer alıyor. Bu endeksteki sıralamanın yukarıda bahsedilen ekonomi, sağlık, eğitim ve siyaset alanlarında alınan puanlarla oluşturulduğunu belirtmekte fayda var. 1’e yakın puanlar cinsiyet eşitsizliği uçurumunun kapandığını gösterirken, 0’a yaklaşıldıkça eşitsizlik artıyor. Yani üst sıralarda yer alan ülkelerde, cinsiyet bazlı eşitsizlikler daha az. 2021 yılında bazı ülkelerin aldığı puanlar ve sıralamaları şu şekilde:
Show more

Endekse göre, Türkiye’nin bir önceki seneye göre 3 sene gerileyerek 156. sıraya düştüğü görülüyor. Türkiye’nin puanı ise 2020’ye göre 0,003 artarak 0,638 olmuş. Ancak bu artış, diğer ülkelerin puan değişimlerine göre daha az kaldığından, sıralamada gerileme yaşanmış. Bölge bazında bakıldığında ise “Orta Doğu ve Kuzey Afrika” bölgesi içindeki ülkeler arasında Türkiye 7. sırada geliyor. Türkiye’nin önünde yer alan ülkeler ise sırasıyla şu şekilde: İsrail, BAE, Tunus, Mısır, Ürdün ve Lübnan.
Türkiye’nin yıllara göre aldığı puanlar ve sıralamalar ise şu şekilde:
Show more

Cinsiyetlerin Ekonomik Eşitliği Alanında Türkiye 140. Sırada
Endeksin oluşturulmasında kullanılan 4 alt kategoride değerlendirilen başlıca faktörler şu şekilde:
● Ekonomik Katılım ve Fırsat: işgücüne katılma oranı, benzer işler için ücret eşitliği, tahmini kazanılan gelir, üst düzey yetkili ve yönetici oranları, profesyonel ve teknik çalışan oranları.
● Eğitimsel Kazanımlar: okuryazarlık oranı, ilk, orta ve yükseköğretime kayıt oranları
● Sağlık ve Hayatta Kalma: doğumda cinsiyet oranı, sağlıklı yaşam beklentisi
● Siyasi Güçlenme: Parlamentodaki kadınlar, bakanlık pozisyonlarındaki kadınlar, kadın devlet başkanı olan yıllar (son 50 yıl içinde)
Söz konusu 4 alt kategoride, Türkiye’de göstergelerdeki durum küresel sonuçlarla orantılı görülüyor. Dünya genelinde olduğu gibi, Türkiye’de de cinsiyet eşitsizliğinin en yüksek olduğu alanlar politika ve ekonomi. Ancak Türkiye’nin puanı, bu iki alanda dünya ortalamasının altında kalıyor. Buna karşılık Türkiye, eğitim ve sağlık alanlarında dünya ortalamasına yakın puanlara sahip. Bu iki alan aynı zamanda cinsiyet temelli eşitsizliklerinin en az olduğu kategoriler.
Show more

Bir diğer karşılaştırma ise Türkiye’nin bu 4 kategorideki sıralamaları açısından yapılabilir. Aşağıdaki tabloda, Türkiye’nin bu kategorilerdeki sıralama ve puanları ve bunların raporun yayınlanmaya başlandığı 2006 senesindeki karşılıkları yer alıyor. 2006’da endekse 115 ülke dahilken, 2021’de 156 ülkenin değerlendirildiği de göz önünde bulundurulmalı.
Show more

Türkiye’nin 2006’daki durumuna bakıldığında, sağlık kategorisindeki minimal düşüş haricinde her alanda puanı arttığı görülüyor. Ancak yine her kategoride, sıralamada geriye düşüş yaşanmış. Yani diğer ülkelerdeki artış oranı Türkiye’nin üzerinde gerçekleştiğinden, Türkiye’nin bu kategorilerdeki puan artışına rağmen sıralama düşüşü yaşadığı görülüyor.
Her iki yılda da Türkiye’nin en düşük sıralamaya sahip olduğu alan ise ekonomik katılım ve fırsat. Türkiye 2021’de bu alanda 156 ülke arasında 140. sırada yer alıyor. Ekonomik katılım ve fırsat eşitliğinin belirlenmesinde etkili olan faktörlerden Türkiye’nin eşitliğe en uzak olduğu alan ise üst düzey yetkili ve yönetici oranları. Bu seneki rapora göre Türkiye’nin eşitliğe en uzak olduğu bazı alanlardaki oranlar şu şekilde sıralanabilir:
● Kadınların işgücüne katılım oranı %38.5, erkeklerin ise %78.
● Üst düzey yetkili ve yöneticilerin %16’sı kadın, %84’ü erkek.           
● Kadınların kazanılan tahmini geliri erkeklerinkinin %45’i kadar. Yani kadınların geliri, ortalama olarak erkeklerinkinin yarısından az.
● Mecliste kadınların oranı %17.3, bakanlık görevlerindeki kadınların oranı ise %11.8.
Pandemi Kadınların Ekonomik Katılımını Nasıl Etkiledi?
2021 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu, Covid-19 pandemisinin ekonomik cinsiyet eşitsizliği alanına olan etkisine de vurgu yapıyor. Kanıtlar, pandemiden hem erkekler hem de kadınlar ciddi şekilde etkilenirken, kadınların birden çok kanal aracılığıyla daha büyük bir etki yaşadığını gösteriyor. Birincisi, kadınlar karantina ve sosyal mesafe önlemleri nedeniyle doğrudan kesintiye uğrayan sektörlerde sık sık istihdam edildiklerinden, sonuç olarak hem daha yüksek işsizlik oranları hem de istihdama daha bastırılmış bir yeniden giriş yaşadılar. İkincisi, pandeminin başlangıcında kadınların işgücüne katılımı erkeklerden daha fazla azaldı. Aşağıda, seçili ülkelerdeki cinsiyete göre işgücü katılımındaki değişim, Covid-19 öncesi ve sonrası perspektifinde incelenebilir.
Show more

Rapora göre üçüncü bir etken ise; kadınların yeniden istihdamının daha düşük işe alma oranları ve liderlik rollerine geç işe alma ile daha yavaş olması. Pandemi boyunca çalışmaya devam eden kadınlardan bazılarının çalışma saatlerini erkeklerden daha fazla azalttığına ve bazılarının terfi ve liderlik rollerinden geri çekildiğine dair kanıtlar da var.
Bu rakamların temelini daha ciddi bir “çifte mesai” durumunun oluşturduğu, raporda vurgulanıyor. İş sorumlulukları ile bakım (ev işi, çocuk bakımı ve yaşlı bakımı) sorumluluklarının iç içe geçmesi durumu, özellikle çocuklu haneler için pandemi sırasında yoğunlaşmıştır. Pandeminin başlamasından bu yana erkeklerin evdeki ücretsiz işe katkılarını artırdıklarına göre bazı göstergeler olsa da, bu tür sorumluluklar hala orantısız bir şekilde kadınlara düştüğü belirtiliyor. Okulların kapatılması ve dolayısıyla çocuk bakım rutinlerinde yaşanan değişiklikler, işgücüne katılım cinsiyet eşitsizliklerinin artmasına katkıda bulunan ana faktörler arasında yer alıyor. Bu da okul ve kreşlerde çocuk bakımının kadınların işgücü piyasasına eşit şartlarda katılma yeteneklerinde önemli bir kolaylaştırıcı olmaya devam ettiğini gösteriyor.