Yazar:
Gül Hür
2025 yılının Nisan ayında dünya kamuoyunun gündemi, yıllardır kangrene dönüşmüş bir konu ile yeniden çalkalandı: Hindistan-Pakistan gerilimi. 
22 Nisan tarihinde; Hindistan, Pakistan ve Çin'in sınırlarının kesiştiği noktada yer alan bir dağlık bölge olan Keşmir’de, çoğu sivil 26 kişinin öldüğü bir saldırı yaşandı. Hindistan, saldırıyı Pakistan merkezli gruplara bağlayarak 7 Mayıs’ta “Operation Sindoor” adlı büyük bir hava harekatı düzenledi ve Pakistan’a ait askeri hedefleri vurdu. Karşılıklı topçu atışları, drone saldırıları ve diplomatik yaptırımlar sonrası iki ülke savaşın eşiğine gelirken, ABD ve Çin’in arabuluculuğuyla 10 Mayıs’ta kırılgan bir ateşkes sağlandı. 
İki ülke arasındaki gerilim hâla sürüyor. Uluslararası endişelerin artmasına neden olan en önemli etmen ise iki nükleer gücün karşı karşıya gelmesi. Bu vehametteki bir çatışmanın tarihsel kökenleri ise 1947 yılına dayanıyor. O tarihten günümüze kadar çeşitli sebeplerle savaşan iki ülkenin geriliminin sonuçları ise her savaş için farklı olmuş.
1947-48

İlk Kez Silahlar Konuşuyor: 1947–48 Savaşı 

1947 yılında Britanya, Hindistan’ı din temelli iki ayrı ülkeye ayırarak Hindistan’ın bağımsızlığını tanıdı: Hinduların çoğunlukta olduğu Hindistan ve Müslümanların çoğunlukta olduğu Pakistan. Bu bölünme yaklaşık 15 milyon insanın zorla yer değiştirmesine ve büyük bir şiddet dalgası sonucu milyonlarca insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. En büyü
1947 yılında Britanya, Hindistan’ı din temelli iki ayrı ülkeye ayırarak Hindistan’ın bağımsızlığını tanıdı: Hinduların çoğunlukta olduğu Hindistan ve Müslümanların çoğunlukta olduğu Pakistan. Bu bölünme yaklaşık 15 milyon insanın zorla yer değiştirmesine ve büyük bir şiddet dalgası sonucu milyonlarca insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. En büyük anlaşmazlık noktası, her iki ülkenin de hak iddia ettiği Cammu ve Keşmir bölgesi oldu. Bu bölge, Müslüman çoğunluğa sahip olmasına rağmen Hindu olan Hari Singh'in Hindistan’a katılma kararı nedeniyle çatışmaların merkezi haline geldi. Bu karar Pakistan’ın itirazlarıyla daha sonra gerçekleşecek üç büyük savaşın fitilini ateşledi: 1965, 1971 ve 1999.

Hari Singh

Savaş, 1948’de Birleşmiş Milletler’in (BM) araya girmesiyle sona erdi ve bugünkü “Kontrol Hattı” (Line of Control) çizildi. Savaşın sonunda Keşmir ikiye bölündü: Bir kısmı Hindistan, bir kısmı Pakistan yönetimine geçerken Çin de kuzeyde küçük bir kısmı kontrol etmeye başladı. BM Güvenlik Konseyi, bölgede referandum yapılmasını önerdi ancak bu hiçbir zaman gerçekleşmedi. 
Bu tarihten itibaren Hindistan tüm Keşmir’in kendisine ait olduğunu, Pakistan ise Hindistan’ın kontrolündeki bölümde hakkı olduğunu savundu.
1965

Keşmir İçin Bir Kez Daha: 1965 Savaşı 

1960’ta iki ülke arasında Indus Nehirleri üzerindeki su paylaşımını düzenleyen bir anlaşma yapılsa da, Keşmir üzerindeki gerilim devam etti. 1965’te Pakistanlı askerler sivil kılığında Keşmir’e sızarak çatışmaları başlattı. Karşılık olarak Hindistan, Pakistan’ın Lahor kentine kadar ilerleyince II. Keşmir Savaşı
1960’ta iki ülke arasında Indus Nehirleri üzerindeki su paylaşımını düzenleyen bir anlaşma yapılsa da, Keşmir üzerindeki gerilim devam etti. 1965’te Pakistanlı askerler sivil kılığında Keşmir’e sızarak çatışmaları başlattı. Karşılık olarak Hindistan, Pakistan’ın Lahor kentine kadar ilerleyince II. Keşmir Savaşı patlak verdi. 200 binden fazla sivilin ölümüne yol açan bu savaşta net bir galip çıkmadı. Çatışmalar Sovyetler Birliği’nin arabuluculuğuyla Taşkent Anlaşması ile sona erdi, ancak sorunlar çözülmedi. Her iki taraf da birbirleriyle diplomatik ilişkileri sürdürse de güven ortamı oluşmadı.
1971

Bangladeş Kuruluyor: 1971 Savaşı 

1971 Savaşı’nın kaynağı Keşmir değil, Pakistan’ın içindeki krizdi. Doğu ve Batı Pakistan arasındaki siyasi gerilim bir iç savaşa dönüştü. Doğu’daki halkın talepleri karşılanmayınca ordu baskı uygulamaya başladı. Hindistan, Doğu Pakistan’daki bağım
1971 Savaşı’nın kaynağı Keşmir değil, Pakistan’ın içindeki krizdi. Doğu ve Batı Pakistan arasındaki siyasi gerilim bir iç savaşa dönüştü. Doğu’daki halkın talepleri karşılanmayınca ordu baskı uygulamaya başladı. Hindistan, Doğu Pakistan’daki bağımsızlık mücadelesine destek verdi. Aralık 1971’de Hint ordusu müdahale etti ve kısa sürede Pakistan ordusunu teslim aldı. Bunun sonucunda Bangladeş bağımsız bir devlet olarak kuruldu. Ertesi yıl imzalanan Simla Anlaşması, anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesini ve Kontrol Hattı’nın tanınmasını öngördü. Bu arada Hindistan, nükleer kapasitesini ilk kez bu dönemde test etti.
1999

1999 Kargil Savaşı

Nükleer silahların devreye girmesiyle 1998 yılı dönüm noktası oldu. Her iki ülkenin de nükleer denemeler yapması, çatışmayı yeni bir boyuta taşıdı. Bu durum, dünya kamuoyunda Hindistan-Pakistan ilişkilerini sadece bölgesel değil, küresel bir güvenlik riski olarak öne çıkardı. 199
Nükleer silahların devreye girmesiyle 1998 yılı dönüm noktası oldu. Her iki ülkenin de nükleer denemeler yapması, çatışmayı yeni bir boyuta taşıdı. Bu durum, dünya kamuoyunda Hindistan-Pakistan ilişkilerini sadece bölgesel değil, küresel bir güvenlik riski olarak öne çıkardı. 1999 yılında, Pakistan askerleri gizlice Kargil bölgesine sızarak Hint askeri noktalarını ele geçirdi. Hindistan karşı saldırı düzenleyerek sızmaları geri püskürttü. Bu gelişme, Kargil Savaşı olarak tarihe geçti ve her iki taraf da kayıplar verdi. Uluslararası baskılarla Pakistan geri çekildi. Savaş, Pakistan açısından hem diplomatik hem askeri bir başarısızlık olarak değerlendirildi.
2019

2019 Pulwama Saldırısı ve Sonrası 

14 Şubat 2019’da, Hindistan’ın Cammu ve Keşmir bölgesindeki Pulwama’da, Pakistan merkezli Ceyş-i Muhammed [Jaish-e-Mohammad (JeM)] örgütü tarafından düzenlenen bir intihar saldırısında 40 Hint paramiliter askeri hayatını ka
14 Şubat 2019’da, Hindistan’ın Cammu ve Keşmir bölgesindeki Pulwama’da, Pakistan merkezli Ceyş-i Muhammed [Jaish-e-Mohammad (JeM)] örgütü tarafından düzenlenen bir intihar saldırısında 40 Hint paramiliter askeri hayatını kaybetti. Bu olay, Keşmir’de son 30 yılın en kanlı saldırısı olarak kayda geçti. Hindistan, saldırının arkasında JeM’in yanı sıra Pakistan istihbaratının da dolaylı rolü olduğunu öne sürerek Balakot’taki JeM kampına hava saldırısı düzenledi. Pakistan ise saldırının boş bir alanı hedef aldığını savunarak ertesi gün iki Hint uçağını düşürdüğünü ve bir pilotu yakalayıp kısa süre sonra serbest bıraktığını açıkladı. 
Yaşanan bu gelişmeler, iki nükleer silahlı ülke arasında doğrudan bir savaş ihtimalini güçlendirdi. Uluslararası toplum ise her iki tarafa da sakin kalma çağrısı yaptı. Aynı yılın Ağustos ayında Hindistan, Anayasa’daki 370. maddeyi iptal ederek Keşmir’e tanınan özel statüyü kaldırdı. Pakistan bu kararı sert bir dille eleştirerek ciddi bir tahrik olarak niteledi. Sonraki süreçte Keşmir’de telefon ve internet erişimi kısıtlandı, çok sayıda kişi gözaltına alındı ve bölgedeki askeri varlık belirgin şekilde artırıldı. Tüm bu adımlar, 2019’u Hindistan-Pakistan ilişkilerinde daha gergin ve baskıcı bir dönemin başlangıcı haline getirdi.