İddia şöyle;

Bir Twitter hesabı tarafından yapılan paylaşımda NTI’ın Kasım 2021 tarihli raporunun maymun çiçeği salgınının önceden planlanmış olduğunu gösterdiği iddia edildi

Covid-19 salgınının da önceden planlanmış olduğuna dair birçok iddia daha önce Doğruluk Payı analiz etmiş ve yanlışlanmıştı. Yanlış bilginin de Sars-Cov-2 kadar hızlı bir epidemiye sebep olduğu Covid-19 salgını geride kalırken, sosyal medyanın gündeminde maymun çiçeği virüsü ile ilgili benzer iddialar gündemde. İddialara göre, NTI’ın (Nuclear Threat Initiative) Münih Güvenlik Konferansı partnerliğinde yayımladığı 2021 tarihli bir rapor, Mayıs 2022’de maymun çiçeği salgınının başlayacağını ve 2023 sonuna kadar 271 milyon ölüme sebep olacağını detaylı bir şekilde anlatıyor ve rapor salgının planlanmış olduğuna dair bir kanıt.
Maymun çiçeği, 1958’de keşfedildi ve 1970’lerde ilk kez bir insanı hasta ettiği tespit edildi. Vakaların su çiçeği vakalarına benzer bir yapıya sahip olması ve çiçek aşılarının maymun çiçeğine karşı da büyük oranda koruma sağlıyor olması sebebiyle hastalığının keşfinin geciktiği tahmin ediliyor. Maymun çiçeği virüsünün insan sağlığı için tehlikeli bir risk unsuru olabileceğine dair son on yılda üretilmiş geniş bir literatür bulunuyor ve CDC’nin tehdit unsuru listesinde yer alıyor. Virüs güncel olarak, doğal yayılım alanı olan Afrika dışında görülmesi ve insanlar arasında yakın temas ile yayılımının tespit edilmesiyle tartışılıyor.

Rapor Kurgusal Bir Pandemi Tatbikatının Sonuçlarını Aktarıyor

NTI ve Münih Güvenlik Konferansı ortaklığıyla hazırlanan “Strengthening Global Systems to Prevent and Respond to High-Consequence Biological Threats” başlıklı rapor Mart 2021’de yıkıcı biyolojik tehditlerin azaltılması amacıyla yapılan bir çalışmanın sonuçlarını kamuyla paylaşıyor. Çalışmanın amacı dünyayı tehdit eden yıkıcı biyolojik risklere karşı öngörü yöntemiyle eksikleri tespit etmek ve çözüm üretebilmek. 
Çalışma temelde, yıkıcı bir pandemide neler yaşanabileceğine dair gerçekçi bir senaryo üretebilmeyi hedefleyen kurgusal bir masaüstü-tatbikat. Yani halk sağlığı alanında uzman isimlerin danışmanlığında yürütülen tatbikat, yazılım yoluyla böyle bir durumda neler yaşanabileceğini göstermeyi hedefliyor. 
nti.org internet sitesinden ulaşılabilen Kasım 2021 raporu, salgına yol açan patojenin kaynağı tespit edebilmenin önemine özellikle değiniyor: 
“Doğal olarak gelişebilecek pandemiler yaşanabileceği gibi, bir sonraki küresel felaket modern biyolojinin kötüye kullanımından ya da bir laboratuvar kazasından da kaynaklanabilir.” 
Buna dayanarak ve Sars-Cov-2’den farklı yapıda bir virüs ile çalışmayı hedefleyerek oluşturulan tatbikat senaryosu, kurgusal ‘Brinia’ ülkesinde ortaya çıkan ve 18 ay boyunca dünya çapında yayılan, ölümcül, örnek bir pandemiyi tasvir ediyor. Virüsün kaynağı olarak bu senaryoda yetersiz biyogüvenlik politikalarına sahip ‘Brinia’ya komşu ve düşman bir ülkede, terörizm amacıyla laboratuvarda üretilmiş ve ölümcül olması için çalışılmış bir patojen olarak ‘alışılmadık’ bir maymun çiçeği virüsü seçilmiş.
Kurgusal pandemi, 18 ayın sonunda dünyada üç milyardan fazla vaka ve 271 milyon ölüm ile sonuçlanmış. Rapor, politikalar ve sağlık sisteminin Covid-19’a benzemeyen ve daha öldürücü bir virüs ile başa çıkmak için yeterli olmadığını ortaya koyuyor ve alınması gereken önlemleri sunmayı hedefliyor.

Rapor, ayrıca iddialarda öne sürüldüğü gibi birçok senaryonun sonucunu göstermiyor, tek bir kurgunun nasıl geliştiğini belirli bir çizgide ortaya koyan bir senaryodan ibaret.

İddiaların Ardından Bir Açıklama Metni Yayımlandı

NTI, iddiaların ardından resmi internet adresleri üzerinden detaylı bir açıklama yayımladı; etkinlik katılımcılarının pandemileri önlemeyi ve müdahale edebilmeyi hedeflediğini ve tatbikatın bu amaçla kurgulanan bir senaryo ile çalıştığını belirtti. Çalışmanın etkili olabilmesi için senaryoya uygun bir patojen olarak, Sars-Cov-2’ye benzemeyen ve ‘bir risk unsuru’ olduğuna yönelik birçok çalışmanın konusu olan maymun çiçeği virüsünün alanında uzman danışmanlar tarafından sunulmuş birçok seçenek arasından tesadüfen seçilmiş olduğunu, senaryodaki virüsün terörizm amaçlı üretilmiş, güçlendirilmiş ve alışılmadık bir maymun çiçeği virüsü türü olduğunu vurguladı. 
NTI, dünya üzerinde birkaç ülkede şu anda bir maymun çiçeği vaka artışının yaşanıyor olmasının tesadüf olduğunu ve çalışmadan elde edilmesi gereken anahtar çıkarımın veya çalışmanın vurgusunun seçilen patojen olmadığını, patojenin sebep olacağı daha ileri bir pandemiye karşı dünyanın hazır olmayan hali olduğunu ekliyor.

NTI Raporu Maymun Çiçeğinin Planlanmış Olduğunun Kanıtı Olabilir mi?

Mayıs 2022’de olağan yayılım alanı Afrika dışında 12 ülkede daha tespit edilmesiyle tartışma konusu haline gelen güncel maymun çiçeği virüsü ve yayılımı, NTI’ın kurgu tatbikatındakine benzer bir görünümde değil. Güncel virüsün, kurgu virüsün özelliklerini taşıdığına, laboratuvar kaynaklı olduğuna, daha güçlü olduğuna ve küresel bir pandemi riski oluşturduğuna dair bir kanıt yok.
Uzmanlar, güncel olarak Batı Afrika suşuyla yayıldığı tespit edilen virüsün tarihsel olarak %1’e çıkabilen bir ölüm oranı olduğundan ve sağlık sistemi gelişmiş ülkelerde bu oranın inebileceğinden bahsediyor. Endişeler, virüsün tipik olarak gözlemlenmediği ülkelerde görülmesinden kaynaklanıyor ve çalışmalar güncel olarak bu yayılımın sebebini bulmaya ve yayılımı önlemeye odaklanıyor.
Maymun çiçeği vakalarının su çiçeği vakalarına benzerliği ve su çiçeği aşısının maymun çiçeğine karşı da büyük oranda koruma sağlıyor olması, maymun çiçeği virüsünün uzun bir süre tespit edilememiş olmasının önemli sebeplerinden biri olarak sunuluyor. Su çiçeğinin dünyada büyük oranda yok edilmesinin ardından yeni nesilde aşılamanın yapılmamış olmasının, maymun çiçeği vakalarının yükselişte olmasının sebeplerinden biri olabileceği de görüşler arasında. 
Maymun çiçeği virüsü, 1958’de keşfedildi, 2003’te endemik alanı dışında ABD’de gözlemlenmesinin  ardından birçok defa salgın iddiaları ile gündeme geldi. Örneğin, 2017’de Nijerya’da vakaların yükselişe geçmesiyle ‘yeni bir salgın’ tartışmaları kapsamında maymun çiçeği virüsünün bugüne benzer bir şekilde basına konu olduğu haberlere rastlayabiliyoruz. İngiltere’de görülmesi de benzer bir tonda haberleştirilen maymun çiçeği vakaları ve 2021’de ABD’de birkaç vakanın görülmesiyle yine benzer tartışmalara neden olmuş.

CDC’nin insan, hayvan veya bitki sağlığına ciddi tehdit oluşturma potansiyeline sahip toksin ve ajanları içeren listesinde yer alan maymun çiçeği virüsünün neden yükselişte olduğunu, yayılım modelini araştıran ve insan sağlığı için önemli bir tehdit olabileceğini öne süren son on yılda üretilmiş geniş bir literatür bulunuyor.

İddia YANLIŞ

Bir Twitter hesabı tarafından yapılan paylaşımda NTI’ın 2021 tarihli bir raporunun, maymun çiçeği salgınınn planlanmış olduğunu gösterdiği iddia edilmişti. Rapor, yıkıcı etkilere sahip olabilecek nükleer ve biyolojik tehditleri önlemeyi hedefleyen NTI’ın düzenlediği kurgusal bir tatbikat. Tatbikat senaryosunda patojen olarak maymun çiçeği virüsü, Sars-Cov-2’den farklı özellikleri ve halihazırda hayvan ve insan sağlığını tehdit eden bir unsur olarak geniş bir literatüre sahip olması sebebiyle, uzman danışmanların önerileri arasından tesadüfen seçilmiş. Yıkıcı bir pandemi simülasyonunun sonuçlarını içeren raporun vurgusu hastalık yapıcı patojenin ne olduğu değil, dünyanın olası yeni bir pandemiye karşı mücadele için eksikliklerin tespiti ve önlenmesi. 

Sonuç olarak;

NTI/Münih Güvenlik Konferansı 2021 raporunun maymun çiçeği salgınının planlanmış olduğunu gösterdiği iddiası yanlış.