Yazar:
Gül Hür
İddia şöyle;

Bir Facebook kullanıcısı tarafından 11 Temmuz 2025’te yapılan bir paylaşımda, nane yağını suya damlatıp içmenin rahim yollarını temizleyip, akıntıları kuruttuğu iddia edildi.

İddia YANLIŞ
Nane yağının ağız yoluyla alınmasının kadın üreme sistemi üzerinde olumlu bir etkisi olduğuna dair hiçbir bilimsel çalışma bulunmuyor. Rahim temizliği veya akıntı kurutma gibi etkiler tıbben geçersiz ve yanıltıcıdır.
Nane yağı bazı sindirim sistemi rahatsızlıklarında faydalı olabilir ama bu etkiler laboratuvar koşullarında ya da farklı bağlamlarda test edilmiş.
Nane tütsüsünün havadaki mikropları temizlediğine dair bilimsel bir kanıt bulunmuyor. Bu tür uçucu yağların yakılarak kullanılması solunum yolu rahatsızlıkları için risk oluşturabilir.
Nane Yağının Kadın Üreme Sistemi Üzerinde Olumlu Bir Etkisi Olduğuna Dair Bilimsel Bir Kanıt Bulunmuyor
Limon, soğan, kekik, çörekotu gibi bazı bitkisel ürünlerin sağlık üzerindeki etkilerine dair bilgiler, özellikle sosyal medyada giderek daha fazla ilgi görüyor. Bu bitkilerin sağlık üzerindeki etkileri çoğu zaman abartılarak çeşitli rahatsızlıkların kesin çözümü gibi sunuluyor. Ancak bu tür iddiaların büyük bölümü bilimsel araştırmalara dayanmadığından, yanlış kullanıldığında sağlığa zarar verebilecek riskler barındırıyor. Sosyal medya platformları, bu içeriklerin hızla yayılmasına ve çok sayıda insanın hatalı bilgilerle kendi sağlığını riske atmasına neden olabiliyor.
İlgili iddiada da nane yağını suya damlatıp içmenin rahim yollarını temizleyip akıntıları kuruttuğu kesin bir çözüm gibi sunulmuş. İddianın doğruluğunu kontrol etmenin en önemli yolu, nane yağının faydalarının bilimsel olarak nasıl incelendiğini araştırmak. Öncelikle nane (Mentha piperita), yüzyıllardır mide bulantısını hafifletmek, solunumu rahatlatmak ve spazmları azaltmak için kullanılan tıbbi bir bitkidir. Yaprak veya çay formunda tüketildiğinde, özellikle hazımsızlık ve sindirim sistemi şikayetlerinde geleneksel tıpta destekleyici olarak kullanılmış. Bitkiden buhar distilasyonuyla elde edilen nane yağı (peppermint essential oil) ise çok daha yoğun bir formdur ve modern fitoterapide farklı klinik etkileri araştırılmıştır. En güçlü bilimsel desteğe sahip kullanım alanı “irritabl bağırsak sendromu”dur (IBS). Journal of Clinical Gastroenterology dergisinde yayımlanan bir meta-analiz, enterik kaplı nane yağı kapsüllerinin IBS’ye bağlı karın ağrısı, şişkinlik ve gaz gibi semptomları azaltmada plasebodan anlamlı ölçüde daha etkili olduğunu göstermiş. Ayrıca bazı laboratuvar çalışmalarında, nane yağının Escherichia coli ve Staphylococcus aureus gibi bakterilere karşı antimikrobiyal etkiler gösterdiği belirtilmiş. Ancak bu sonuçların çoğu laboratuvar ortamında yapılmış deneylere dayanıyor. Yani bu etkilerin insan vücudunda da aynı şekilde ortaya çıkacağına dair henüz kesin bir kanıt bulunmuyor.
Öte yandan, nane yağının ağız yoluyla alınmasının kadın üreme sistemi üzerinde bir etkisi olduğuna dair herhangi bir klinik veya epidemiyolojik çalışma bulunmuyor. Bilimsel literatürde, nane yağı içmenin rahim yollarını temizlediği ya da vajinal akıntıları kuruttuğu yönünde herhangi bir kanıta rastlanmıyor. Bu iddiada geçen “rahim yolu temizliği” ifadesi, tıbbi olarak belirsiz ve yanıltıcı bir ifade. Çünkü vajina ve rahim kendini doğal olarak temizleyebilen organlardır ve bu işlev için dışarıdan bitkisel müdahaleye ihtiyacı yoktur. Dahası, vajinal akıntı kadınlarda fizyolojik bir süreçtir ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir durum olmayabilir. Ancak renk, koku ve yoğunluk değişikliği gibi anormal durumlarda bir jinekoloğa başvurulması gerekir. Nane yağının bu tür durumlar üzerinde doğrudan tedavi edici bir etkisi olduğuna dair herhangi bir randomize kontrollü çalışma bulunmuyor. Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) ve PubMed veritabanlarında bazı anahtar kelimeler üzerinden yapılan aramalar sonucunda da konuyla ilgili doğrudan bir araştırma kaydının bulunmadığı anlaşılıyor. Aksine, nane yağının ağızdan yüksek dozlarda alınması, mide-irritasyonu, safra yolları tıkanıklığı ve karaciğer üzerinde toksik etki gibi yan etkiler yaratabileceği için dikkatle kullanılmalı.
Son olarak, iddianın ikinci kısmında yer alan nane tütsüsünün mikroplu havayı temizlediği yönündeki ifade de bilimsel dayanaklardan yoksun görünüyor. Nane yağının bazı laboratuvar çalışmalarında antibakteriyel özellikler gösterdiği biliniyor. Ancak bu etkiler genellikle doğrudan yüzeylere uygulandığında veya yoğun ortamlarda test edilmiş. Nane yağı yakıldığında ya da tütsü formunda havaya karıştığında, içeriğindeki etken maddelerin yoğunluğu çevredeki patojenleri etkisiz hale getirecek seviyeye ulaşmaz. Ayrıca uçucu yağların yakılması sırasında ortaya çıkabilecek yan ürünlerin solunması, özellikle astım gibi solunum sorunları olan bireylerde sağlık riskleri oluşturabilir. Bu nedenle, nane tütsüsünün ortam havasını sterilize edici bir etkisi olduğuna dair herhangi bir klinik veya çevresel sağlık çalışması bulunmuyor.

Sonuç olarak;

Nane yağı suya damlatılıp içilirse rahim yollarını temizlediği ve akıntıları kuruttuğu iddiası yanlış.