Sözcü Gazetesi’ni gösterdiği öne sürülen sayfa, dijital ortamda oluşturulmuş.
27 Ağustos 2015 tarihli Sözcü’nün orijinal sayfası iddiadaki manşeti içermiyor. Orijinal baskının gerçek manşetinde “Tayyip PKK’lı dediği HDP ile kol kola seçime gidiyor.” ifadesi yer alıyor.
Görsel Sözcü’nün 27 Ağustos 2015 Tarihli Sayısını Göstermiyor
Sosyal medyada son yıllarda hızla artan montajlı görseller, özellikle politik gündemin yoğun olduğu dönemlerde en etkili manipülasyon araçlarından biri haline geldi. Basit fotoğraf düzenleme teknikleriyle görüntülere eklenen küçük ayrıntılar bile milyonlarca kişiye ulaşarak sahte bir gerçeklik yaratabiliyor. Üstelik bu düzenlemelerde üst düzey bir tasarım dokunuşu da bulunmuyor. Genellikle acemice yapılmış değişiklikler göze çarpıyor. Bu manipülasyonların en yaygın biçimlerinden biri de gazete sayfalarının ve manşetlerinin değiştirilmiş versiyonları. Gazete gibi basılı kaynakların görselleri kullanıcıların gözünde “kanıt” etkisi yarattığı için kolayca inandırıcılık kazanıyor. Bu tür sahte görsellerin dolaşıma sokulmasının temel motivasyonu ise çoğu zaman belirli bir siyasi görüşü meşrulaştırmak, rakibi itibarsız göstermek ya da geçmişe dair yapay bir hafıza üretmek. Yani bu manipülasyon türü, aynı zamanda kamuoyu algısını ve hafızasını yönlendirmek için kullanılan stratejik bir araç.
Son dönemde Türkiye’de siyasi partiler arasında gündemi meşgul eden en önemli tartışmalardan biri, İmralı Adası’ndaki tutuklu Abdullah Öcalan ile yüz yüze görüşme için TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun ziyaret kararı. 2025 sonbaharında komisyon “İmralı’ya heyet gönderilsin” yönünde karar aldı. Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nin TBMM’de kurduğu Yeniyol Partisi ile CHP ise heyete üye göndermedi.
Konuyla ilişkili olarak Gazeteci Emin Çölaşan, Sözcü Gazetesi’ndeki köşesinde birçok yazı yayımladı. Bu yazılarda TBMM’de kurulan komisyonun İmralı’ya gitmesini eleştiren Çölaşan, CHP’nin komisyona katılmama kararı için “Devletin onurunu dün CHP korudu” başlıklı bir yazı da yayımladı.
Bu tartışma ortamında bir X kullanıcısı, “PKK asker polis sivil vururken her evden HDP’ye bir oy kampanyası yapanlar bugün utanmadan şehit diyor vatan diyor.” açıklaması ile bir görsel paylaştı. Bu görselde, Sözcü Gazetesi’nin 27 Ağustos 2015 tarihli sayısına ait olduğu öne sürülen ilk sayfası yer alıyor ve “Kampanya başlatıyoruz, her evden HDP’ye bir oy” manşeti bulunuyor. Görselde aynı zamanda “Emin Çölaşan: Doğu ve Güneydoğu’da herkes HDP’ye oy vermeli” yazısı görünüyor. Görseldeki Sözcü Gazetesi sayfasının bir montaj olduğu ilk bakışta kolaylıkla anlaşılabiliyor. Emin Çölaşan’ın bedeninden büyük baş bölgesi, başka bir bedene montajlandığını gösteriyor. Bununla birlikte gazetenin her köşesinde hicivli bir dilde yazılmış yazılar bulunuyor.
Sözcü Gazetesi’nin 27 Ağustos 2015 tarihli baskısına, gazetelerin arşivini tutan “gaste arşivi” isimli internet sitesinden ulaşmak mümkün. 2015 yılında yayımlanmış orijinal ilk sayfada, “Tayyip PKK’lı dediği HDP ile kol kola seçime gidiyor.” manşeti yer alıyor. Aynı sayfada Emin Çölaşan’ın da “ Türkiye erken seçime gidiyor. Şimdi seçim hükümeti kurulacak. AKP ile HDP koalisyon ortağı olacak.” yazdığı görülüyor.
İkinci el kitap ve gazete, dergi gibi koleksiyonluk basılı matbaanın yer aldığı Nadir Kitap’ta satışa çıkarılan 27 Ağustos 2015 tarihli gazetenin ilk sayfasının Gaste Arşivi ile aynı olduğu görülüyor. Ayrıca GZT’nin gazete manşetlerini topladığı sitesinde görünen ilk sayfa, arşivdeki ve Nadir kitaptaki baskı ile birebir aynı. Özetle görsel Sözcü Gazetesi’nin bir sayısına ait değil.
Emin Çölaşan’ın “Doğu ve Güneydoğu’da herkes HDP’ye oy vermeli” cümlesi ise 2018 yılındaki “HDP Olayı” başlıklı yazısına dayanıyor.
Bu yazıda Çölaşan, HDP’ye oy verilmesi gerektiği yönündeki sözünün hiçbir şekilde partiye duyulan bir yakınlıkla ilgili olmadığını özellikle vurguluyor. Hatta HDP’nin temsil ettiği çizgiyle yıllarca mücadele etmiş biri olduğunu açıkça belirtiyor. Fakat, YSK’nın Doğu ve Güneydoğu’da yüz binlerce seçmeni kendi köylerinden uzak sandıklara taşıma kararının HDP’nin oylarını zayıflatabileceğini ve baraj altında kalması halinde bu kaybın doğrudan Ak Parti’ye yarayacağını savunuyor. Çölaşan’a göre bu durum, hem seçmen iradesini fiilen baskı altına alan bir uygulama hem de Meclis çoğunluğunu tek bir parti lehine belirleyebilecek kritik bir kırılma. Bu nedenle “HDP’ye oy verilmeli” cümlesinin ideolojik bir tercih olmadığını, sandık taşıma kararlarının yaratacağı muhtemel sonuçlara karşı seçim matematiğinin bunu zorunlu kıldığını belirtiyor.
Sonuç olarak;
Görselin Sözcü Gazetesi’nin ilk sayfasını gösterdiği iddiası yanlış.