29 Ekim 2018 tarihinde törenlerle açılan ancak bugün itibariyle adı hala belli olmayan İstanbul’un üçüncü havalimanı kamuoyunun gündemini meşgul ediyor. Yeni havalimanı özellikle geçtiğimiz Eylül ayında asgari çalışma ve güvenlik koşullarının dahi sağlanamaması gerekçesiyle işçilerin iş bırakma eylemi sonucu gündeme gelmişti. İşçi eylemleri kolluk kuvvetlerinin sert müdahalesiyle bastırılmıştı. 1 Ocak 2019 itibariyle İstanbul’un ilk havalimanında yolcu seferlerinin tamamıyla durması ile faaliyete geçecek olan yeni havalimanı ile ilgili merak edilenleri kamuoyuyla paylaşılan raporlardan faydalanarak inceledik.
Dünyanın En Büyük Havalimanı İddiası
Yeni havalimanı, iktidar kanadı tarafından sıklıkla “dünyanın en büyük havalimanı” olarak lanse ediliyor. Yolcu kapasitesi kademeli olarak arttırılacak olan liman, ilk etapta yıllık 80 milyon yolcu için hizmet verecek ve zaman içinde bu sayı 150 milyona kadar çıkacak. Yolcu kapasitesi yerine, güncel yolcu trafiği dikkate alındığında dünyadaki en yoğun havalimanı yıllık 104 milyon ziyaretçinin yolunun düştüğü Atlanta havalimanı oluyor. Bu durumda yeni havalimanı tam kapasite işletilebilirse, gelecekte dünyada en çok yolcu taşıyan havalimanı olacağı iddiasını doğru kabul edebiliriz. Yolcu kapasitesinin büyüklüğü açısından üçüncü havalimanının en büyük rakibi ise Dubai’deki El Maktum Uluslararası Havalimanı. Açılış yılı 2010 olan El Maktum Uluslararası Havalimanında genişleme faaliyetleri devam ediyor. Havalimanı tam kapasite tamamlandığı zaman yıllık yolcu kapasitesinin 160 ila 220 milyon arasında olacağı ön görülüyor.

Diğer taraftan konuya havalimanı yerleşkesinin kapladığı alan açısında bakarsak, yeni havalimanı dünyanın dördüncü büyük havalimanı olacak. Dünyanın en büyük havalimanı Suudi Arabistan’da bulunan Kral Fahd Uluslararası Havalimanı 78.000 hektarlık yüzölçümü ile İstanbul’da yapılan üçüncü havalimanının on katından daha büyük.

Havalimanının Maliyeti ve Getirisi
İstanbul Yeni Havalimanı Ekonomik Analizi çalışması ise projenin ekonomik boyutunu gösteriyor. Rapora göre 10,2 milyar Euro yatırım maliyetiyle havalimanı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin tek kalemde yapılan en büyük altyapı yatırım projesi statüsünde. Havalimanı ayrıca dünyadaki en yüksek maliyetli havalimanları arasında yer alacak. Dünyada yapım maliyeti en yüksek olan iki havalimanı 20’şer milyar dolara mal olan Japonya’daki Kansai Havalimanı ve Hong Kong Havalimanı oluyor.

Raporda, havalimanının 2025 yılına kadar doğrudan ve dolaylı olarak 194 ila 225 bin kişi için istihdam sağlayacağı belirtiliyor. Ayrıca havalimanının yaklaşık 3,8 - 4,4 milyar dolarlık katma değer yaratarak Türkiye’nin GSYH’sine yaklaşık %4,2-%5’lik katkı sağlayacağı değerlendirilmesinde bulunuluyor. Ayrıca analizde, Limak raporundan farklı olarak proje tamamlandığında yolcu kapasitesinin yıllık 200 milyona ulaşacağı belirtiliyor. Ancak Güntay Şimşek’in Bloomberg’de yayınlanan yazısı, ekonomik analiz çalışmasının fazla iyimser olduğunu ve yeni havalimanının transit olmayan, dış hat yolcu sayısını arttırmadığı takdirde öngörülen katma değerin sağlanamayacağını belirtiyor.
Havalimanın Çevresel Etkisi
Üçüncü havalimanının kurulduğu 7.650 hektarlık alanın çok büyük bir bölümü ormanlıktı. 6.173 hektarla toplam alanın yaklaşık %81’ini ormanlık alan teşkil ediyordu. Geriye kalan arazi ise ağırlıklı olarak eski maden yataklarından, göletlerden, mera ve tarım arazisinden meydana geliyordu. Araziyi çevre jeolojisi açısından inceleyen TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi bölgenin havalimanı inşaatı için uygun olmadığı görüşündeydi. TMMOB raporu havalimanın inşa edildiği alanın İstanbul’un önemli tatlı su kaynaklarından olan Terkos Gölü alt havzası ile kesiştiğini ve havalimanı çevresinde gerçekleşecek yapılaşma ile bu kaynağının risk altına gireceğini belirtiyor.

Rapor ayrıca proje alanının geçmişte madencilik faaliyetleri için kullanılması neticesinde oluşan göçüklerden dolayı havalimanının yeterince sağlam bir zemine inşa edilemeyeceğini belirtiyor. TMMOB raporunda öngörülen çökme riskinin geçtiğimiz aylarda yaşandığı iddia edildi ve bu konu HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu tarafından verilen soru önergesi ile gündeme getirildi. Ancak sorumlu şirket İGA ise göçmenin kaza sonucu değil, bilinçli bir çalışma sonucu açılan bir çukur olduğu yönünde açıklama yaptı.