Türkiye, RSF'nin 2023 Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 16 sıra gerileyerek 165. sırada yer aldı.
Dünyada gazetecilik, “Çalışan Gazeteciler Günü” olan 10 Ocak’ta, “Dünya Basın Özgürlüğü Günü” olan 3 Mayıs’ta ve Türkiye'de ayrıca "Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü" olan 24 Temmuz tarihlerinde kutlanıyor.
II. Meşrutiyet'in 23 Temmuz 1908'de ilan edilmesiyle birlikte 24 Temmuz'da gündelik olarak sansür görevlerini yapmak amacıyla gazete ve matbaalara gelen sansür görevlileri gazete sahipleri ve çalışanlar tarafından içeri sokulmadı. Gazetelerin sansüre sokulmadan basılma kararının alınmasıyla birlikte gazeteler ilk defa sansür denetiminden geçmeden yayımlandı. Bu tarihten itibaren Anadolu coğrafyasında yaşayan farklı dilden ve dinden birçok grup da kendi fikirlerini dile getirdiği birçok yayın çıkarmaya başladı. Sansürün kalkmasının 40. yılında 24 Temmuz tarihi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından "Basın Bayramı" olarak ilan edilerek 22 yıl boyunca kutlandı.
12 Mart 1971 muhtırasının gazetecilere ve yayıncılara yönelik ağır baskılar ve sansür getirmesi üzerine TGC yönetimi, 24 Temmuzları bayram olmaktan çıkarıp, bu tarihi "Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü" olarak ilan etti.
Doğruluk Payı olarak, 24 Temmuz Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü'nde Türkiye'de gazeteciliğin durumunu araştırdık.

Türkiye, 2023 Basın Özgürlüğü Endeksinde 165. Sırada

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), 2002 yılından bu yana her yıl gazeteci, bilim insanı, hukukçu ve insan hakları savunucularıyla yapılan anketlere dayandırarak Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi yayımlıyor. 180 ülkenin yer aldığı endeksin ilk yayımlandığı tarih olan 2002’de Türkiye Cumhuriyeti 99. sırada yer alırken, 2021 yılının Ocak ayında yayımlanan endekste 153. sırada kendisine yer bulmuştu. RSF, Türkiye’yi 153. sırada göstermesinin gerekçelerini ise; yargıya iktidar müdahalesi, tutuklamadan sonra gazetecilere yönelik yaygın adli kontrol; RTÜK, Basın İlan Kurumu ve İletişim Başkanlığı kaynaklı çifte standartlar olarak göstermişti. Geçtiğimiz yıl Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde ise Türkiye, 4 sıra yükselerek 149. sırada yer almıştı. RSF tarafından yapılan açıklamada Türkiye'nin yükselişinin medyada özgürlüğe yönelik baskıların azalma göstermesi nedeniyle olmadığı, Türkiye sivil toplumunun hak aramada aldığı kimi olumlu sonuçlar ve performansı olduğuna yer verilmişti. RSF'nin 2023 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde ise Türkiye geçtiğimiz yıla göre 16 sıra gerileyerek 165. sırada yer aldı. 
RSF, Türkiye'nin endeksteki düşüşünü şöyle açıkladı: “Basın özgürlüğü şartlarının genel tablo itibariyle ağırlaşmasına karşın önceki iki yılda gazetecilerin tahliye edilmesi, tutuklama yerine adli kontrole rağbet edilmesi ve ifade özgürlüğü örgütlerinin hak aramada etkili mücadele yürütmesi açısından 149’uncu sıraya yükselen Türkiye, 2023 yılında, özellikle medyanın kutuplaştırılması ve türlü yollardan hedef alınmasında kat edilen yol bakımından ‘sosyal bağlam’ faktörü yanı sıra Diyarbakır ve Ankara merkezli operasyonlarla 25 Kürt medya temsilcisinin tutuklanması itibariyle endekste ‘görülmedik bir düşüş’ yaşadı.Keyfi davalar, toplu tutuklamalar, internet yasakları, caydırmaya dönük RTÜK cezaları, ayrımcı basın kartı ve ilan hamleleri gibi süregelen ihlallerden sonra, gazeteciliğin içinde bulunduğu siyasi kutuplaşma kaynaklı tehditkar sosyal iklim sıralamada Türkiye ’yi daha da geriletti."

Gazetecilik Karta Sığar Mı?

Türkiye’de gazetecilerin en çok tartıştığı konulardan birisi basın kartı meselesi. Türkiye’de basın kartı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından belirli şartları ve yasal bekleme sürelerini yerine getiren gazetecilere Basın Kartları Komisyonu tarafından veriliyor. Yılda en az üç sefer toplanan Sarı Basın Kartı Komisyonu, gazetecilerin mesleki geçmişlerini ve gazeteci olup olmadıklarını inceledikten sonra, oylama yapıyor ve hak edenlere kartları veriliyor. Türkiye’de her üç ayda en az yüz kişi basın kartı alıyor. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 153. sıradaki Türkiye’de gazetecilik mesleğinin ilişkilendirildiği basın kartının Cumhurbaşkanlığı tarafından verilmesi, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti gibi sivil toplum örgütleri tarafından sıklıkla eleştiriliyor.
Basın kartı verilme prosedürü Avrupa ve ABD’de daha farklı işletiliyor. Journo, 2020’de çeşitli ülkelerde basın kartının nasıl verildiğine dair bir yazı yayımlamıştı. Buna göre, birçok Avrupa ülkesinde basın kartlarının meslek örgütleri tarafından gazetecilere verildiği görülüyor. Örneğin; Almanya’da Almanya Gazeteciler Derneği, Gazeteciler Sendikası, Basın Fotoğrafçıları Derneği gibi meslek örgütleri tarafından verilen kart, Yunanistan’da Süreli Basın Gazetecileri Birliği ve Atina Günlük Gazeteler Gazetecileri Birliği gibi meslek örgütleri, Norveç’te Norveç Gazeteciler Sendikası Birleşik Krallık’ta Ulusal Gazeteciler Sendikası tarafından veriliyor. ABD’de basın kartları; dış ilişkiler takip ediliyorsa, Dışişleri Bakanlığı’ndan, belediye muhabirliği yapılıyorsa belediyeden, polis muhabirliği yapılıyorsa emniyetten, kültür-sanat muhabirliği yapılıyorsa müzelerden alınıyor.

TGS: "Cezaevlerinde 20 Gazeteci Var"

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) her yıl gazetecilerin maruz kaldığı şiddetle ilgili rapor yayımlıyor. IFJ’nin yayımladığı 2022 raporunda dünya genelinde 375 gazeteci ve medya çalışanının hapiste olduğunu aktardı. Hapisteki gazeteci sayısında birinci sırayı 84 medya çalışanıyla Çin'in aldığını belirten kuruluş, Myanmar'ın 64, Türkiye'nin 51 medya çalışanıyla Çin'i takip ettiğini aktardı. IFJ'ye göre Türkiye'nin ardından 34 medya çalışanıyla İran ve 33 medya çalışanıyla Belarus geliyor. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ise 12 Ekim 2023 tarihi itibarıyla cezaevlerinde 20 gazeteci ve medya çalışanının bulunduğunu açıkladı.
Show more

Gazeteciler Nasıl Yargılanıyor?
Türkiye’deki gazeteci yargılamalarını izleyen ve belgeleyen bir çalışma olan Press in Arrest, 3 Mayıs 2021’de “Türkiye’de Gazeteci Yargılamalarının Anatomisi” başlıklı bir rapor yayımladı. Gazeteci tutuklamaları ve yargılamalarının, gazetecilik mesleğini ve gazetecileri kamuoyu gözünde itibarsızlaştırdığının ifade edildiği raporda, Press in Arrest’in izlediği 240 gazeteci davasında, iddianamenin kabul edilmesinin ardından ilk duruşmanın görülmesinin yaklaşık 5 ay aldığı ve davaların 1/5’inde yargılamaların iddianamenin kabul edilmesinden en az altı ay sonra başladığı belirtildi. Bunun yanı sıra, her on gazeteci soruşturmasının birinde savcıların ömür boyu hapis cezası talep ettiği, yargılanan gazetecilerin yüzde 58’inin yüksek güvenlikli cezaevlerinde tutulduğu ve en az 133 gazeteci yargılamasında ceza kanununa göre ilgili suçun “basın ve yayın yolu ile işlenmesini” ceza artırımı gerekçesi olarak tarif eden ek maddelere başvurulduğu çalışmada aktarıldı.
"2022’de En Az 53 Medya Çalışanı Şiddete Maruz Kaldı"
Bağımsız İletişim Ağı, 2001’den bu yana ifade özgürlüğü ihlallerini izleyip raporlaştırıyor. BİA’nın yayımladığı raporlara göre, 2022 yılında en az 53 medya çalışanı şiddete maruz kaldı, en az 39 gazeteci evlerine yapılan baskınlarla veya haber takibi yaptıkları sırada gözaltına alındı. 12 ayda en 555 çevrimiçi haber ve paylaşıma erişim engeli getirildi.