Türkiye'de basına uygulanan sansür hep var olsa da, özellikle son birkaç yılda basın ve basın çalışanlarına uygulanan baskılar gün geçtikçe artmakta. Türkiye’de her daim olduğu gibi bu dönemde de mevcut yönetim anlayışı ile ters düşen basın ve yayın organları çeşitli tehlikelerle karşı karşıya kaldıkları gibi, basın çalışanları ve gazeteciler de benzer tehlikelere maruz bırakılıyor. Son olarak 6 Eylül 2015’te belirli kişi ve gruplar tarafından Hürriyet binasına düzenlenen saldırı ve gazeteci Ahmet Hakan'ın evinin önünde darp edilmesinden sonra "Türkiye'de basın özgürlüğü var mı?" sorusu daha da tartışılır hale geldi.
Türkiye 197 Ülke Arasında 134. Sırada
3 Mayıs 2014 Dünya Basın Özgürlüğü gününde Freedom House tarafından açıklanan raporda Türkiye, bir önceki seneye göre 14 sıra gerileyerek 197 ülke içinde 134. sırada kendine yer bulabildi. Yine aynı raporda yer alan bilgiye göre Türkiye, "kısmen özgür" statüsünden "özgür değil" statüsüne düştü. Türkiye ile ilgili olarak raporda yer alan ifadelerde ise şu cümleler yer aldı:
"Önce Gezi Parkı protestolarını takip eden gazeteciler güvenlik güçleri tarafından hedef alındı. Hükümete yönelik yolsuzluk iddiaları ile ilgili haber yapan gazetecilerin işlerine son verilmesi için baskı uygulandı. Medya yöneticileri, hükümeti eleştiren gazetecilerin susturulmaması halinde çeşitli yaptırımlarla tehdit ediliyorlar.”

Freedom House’un Türkiye ile ilgili geçmiş döneme ait verileri incelendiğinde, Türkiye'nin basın özgürlüğü konusunda en kötü döneminin 74 puanla 1996 yılı olduğu görüldü. 1999 yılı puanı 69 olan Türkiye’nin, diğer yıllarla karşılaştırdığımızda en iyi durumda olduğu yıllar ise 48 puanla 2005 ve 2006. Yine Freedom House’un verileri incelendiğinde dikkat çeken diğer bir nokta, 2009-2015 yıllarında Türkiye’nin basın özgürlüğü puanlarındaki artış. Puanların artması da Türkiye’nin aleyhine bir durum çünkü her sene puanlardaki her sene yaşanan artış Türkiye’de basın özgürlüğünün biraz daha azaldığını gösteriyor.
“Gazeteci Hapishanesi” Vurgusu
Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ)'nin 2014 yılında hazırladığı rapora göre Türkiye, tutuklu gazeteciler sayısı bakımından birinci sırada yer aldı. Raporda Türkiye'de eleştirel haber ve yorum yapan gazetecilerin baskıya uğramaya devam ettiği belirtildi. Hazırlanan raporda özellikle Gezi Parkı eylemlerinden sonra birçok gazetecinin işten çıkarıldığı, yeni internet yasasının yürürlüğe girmesiyle mahkeme kararı olmadan haber sitelerine erişimin engellendiği, bu sebeple basında sansürün etkisinin arttığı kaydedildi.
Raporda yer alan diğer bir bilgiye göre ise yine özellikle Gezi Parkı eylemleri sonucunda hükümet karşıtı haberler yaptıkları gerekçesiyle 22 gazetecinin işini kaybettiği, 37 gazetecinin ise yapılan baskılar sonucu işlerinden ayrılmak zorunda kaldıkları da yer aldı.

Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF)'nün 2015 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre ise Türkiye, 180 ülke arasında 149’uncu sırada yer alıyor. Bir önceki seneye göre 5 sıra olumlu yönde yükselen Türkiye’nin bu durumunun son bir yıl içinde cezaevlerinden salıverilen gazeteciler ile ilgili olduğu, hazırlanan raporda vurgulanıyor. Ancak bunun yanında hukuk düzeninin bozukluğuna, Gülen cemaatine yakın basın organlarına yapılan uygulamalara, bırakılan gazetecilerin her an yeniden tutuklanabileceğine dair vurgular da yoğun olarak yer aldı. Endekse göre Türkiye; Ürdün, Afganistan, Irak gibi ülkelerin arkasında kalarak "Problemli Ülke" olarak rapordaki yerini aldı. RSF’nin 2014 - 2015 endeksleri gösteriyor ki Türkiye basın özgürlüğü konusunda herhangi bir ilerleme kaydetmekten çok uzak bir konumda.
Düzenleme: RSF'nin 2016 endeksinde Türkiye iki sıra daha gerileyerek, 151. sıraya gelmiştir.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu'nun hazırladığı raporda ise Türkiye'de son 5-6 yıllık süre içerisinde 200'den fazla gazetecinin hapse girdiği bilgisi yer aldı.
Basın Konseyi'nin İşten Çıkarılan Gazeteciler Hakkındaki Raporu'nda da durum pek iç açıcı değil. Konsey tarafından verilen bilgiye göre Türkiye'de genel işsizlik oranı %8 iken, basında işsizlik oranı %20'lere kadar çıktı. Bu durumun nedeni ise gazetecilerin çalışma alanlarının daraltılmış olması, hükümet politikalarına ters düşen yazıları kaleme alan gazetecilerin üst makamların istekleri doğrultusunda işten çıkarılması olarak vurgulandı.
İnsanların en temel ihtiyaçlarından biri kuşkusuz haber almadır dolayısıyla dünyadaki herhangi bir ülkede olacağı gibi Türkiye'de de basın özgürlüğünün kısıtlanması ve kısıtlanmaya devam etmesi sanılan ve gösterilenden çok daha önemli bir sorun teşkil etmektedir. Açıklanan raporlar basın özgürlüğü konusunda ne yazık ki Türkiye'nin aleyhine bir portre çiziyor. Raporların sonuçlarına bakıldığında, bahsedilen olumsuzlukların bir an önce düzeltilmesinin gereği ortaya çıkıyor. 2015 yılında, 21.yy.da artık basın çalışanları ve gazeteciler özgür, tarafsız, herhangi bir kurum ya da kuruluşa bağlı kalmadan, kendi ilkeleri çerçevesinde düşüncelerini insanlara rahatça aktarabilmeli, ifade edebilmelidir.
Miray Bacak e-mail: miraybacak.35@gmail.com
Kaynaklar:
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü(RSF) Raporu
Freedom House, Türkiye Dataları
Freedom House, Türkiye Raporu
Basın Konseyi 2013 Raporu
Serdar Güneş WordPress