Covid-19 salgını beraberinde gelen sokağa çıkma kısıtlamaları ile birlikte evden çalışma birçok kesim için yeni norm haline gelirken, üretim ve sağlık gibi sektörlerde çalışanlar ise salgına rağmen çoğunlukla iş yerlerine gitmek durumundaydı. Her iki durumda da, anaokulu, kreş ve okulların kapanması ile birlikte aile bireyleri Covid-19 öncesine göre bambaşka bir durumla karşı karşıya kaldı. Çocuk ve gençlerin evde bulunması, hem evden çalışan hem de işyerinde bulunması gereken aile bireyleri için çeşitli zorluklar yarattı. Çeşitli araştırma ve haberler, sokağa çıkma kısıtlamaları ve değişen iş hayatı ile birlikte kadınların üzerine düşen yükümlülük ve zorlukların arttığından bahsediyor. Örneğin, eve kapanma dönemlerinde kadınlar daha çok ev işi ile meşgul olurken, aile içi şiddet vakalarının da arttığı gözlemlenmişti. Aşağıda çevirisi yer alan NY Times tarafından hazırlanan içerik, çalışan annelerin gözünden salgın sırasında günlük hayat deneyimlerini aktarıyor.
Aşağıdaki makale 4 Şubat 2021’de NY Times’da yayınlanan “Three American Mothers, On The Brink” isimli içeriğin çevirisi yer almaktadır. İçerik Jessica Bennet’a, fotoğraflar ise Brenda Ann Kenneally’e aittir. Bu haber, annelerin pandemideki deneyimlerini aktaran "The Primal Scream” serisinin bir parçasıdır.
Üç Amerikalı Anne, (Tükenmişliğin) Eşiğinde

11 ay, birkaç sinir bozukluğu ve bir üzücü farkındalık: yarın kalkıp hepsini baştan yapmaları gerekiyor
41 yaşındaki Dekeda Brown, Olney, Md.’deki bakkal dükkanında durup bir yıl önceyi, New York’ta sahnede “Yılın Çalışan Annesi” ödülünü aldığı zamanı düşünüyor. Kocası kalabalığın içinden onu izleyip, 11 ve 15 yaşındaki kızlarına etkinlikten fotoğraflar yolluyordu. Neredeyse tam olarak bir yıl sonra, Dekeda dükkandaki şarap reyonunda durup, bütün şişeleri parçalamayı düşünür durumda. “Tam şu anda bunu yapsam olabilecek en kötü şey ne ki?” diye soruyor.
30 yaşındaki Liz Halfhill, Spokane, Wash'daki yatak odasından gırtlaktan bir çığlık attı. Saat sabah 06:30'du ve oturma odasında çizgi film izleyen 11 yaşındaki oğlu da ona aynı şekilde geri bağırdı. Bağırışlar, salgın sırasında onlar için bir sabah ritüeli haline gelmişti, son 11 ayın stresinin ortasında bir katarsis. “Uyanmak zor, şu anda her şey zor geliyor, bu yüzden bu hissi dışarı salıyoruz” diyor Liz.
29 yaşındaki Mercedes Quintana, neden ailesi için üç ayrı kahvaltı pişirmenin iyi bir fikir olduğunu düşündüğünü sorguluyor. “Büyürken hiç ev yapımı yemek yemezdik, bu yüzden onlara bunu sağlayarak kendimi iyi bir anne olarak tanımlıyorum” dedi. Bugün, bir elinde bir spatula ve diğerinde bir bilgisayarla Temecula, Kaliforniya'da evinde: bir yandan Zoom görüşmesine bağlanmaya çalışırken kızı için çikolatalı krep, kocası için siyah fasulye ve kızarmış ekmek, kendisi için ise tatlı patates püresi yapıyordu. Ancak kulaklıkları bilgisayarla senkronize olamadı; ve şimdi fasulyeler tavada yanıyordu. "Saat 9:31, şimdiden hayal kırıklığına uğradım ve stresli durumdayım," dedi.
Ülkenin farklı yerlerindeki üç anne… Pandeminin ortaya çıkardığı düğümleri çözmeye çalışırken hepsi stresli, tükenmiş halde. Onları eylül ayında takip etmeye başladık. Hepsi metin, e-mail ya da ses kaydı yoluyla zamanlarının nasıl geçtiğine dair günlükler tuttular ve bir düzine röportaj gerçekleştirdiler. Ortaya çıkan şey bir kaos ve dayanıklılık, kızgınlık ve ısrar ve tabii ki umut hikayesi oldu. Başka bir deyişle: Anne olmanın anlamı.
Tam-zamanlı hukuk asistanı ve yarı-zamanlı öğrenci Liz, oğlu Max için çocuk bakımı bulmakta zorlanıyor ve “Bazı günler o kadar yoğun ki, hiç yoklarmış gibi hissediyorum” diyor. “Bazen 24 saat geçmiş oluyor ve hissetmiyorum bile, çünkü sürekli hareket halindeyim”.
Amerikalı çalışan kadınlar arasında uzun zamandır hayatlarının “anne” yönünü gizli tutma amacıyla bir kaçınma söz konusu. Aksi halde işlerine yeterince bağlı değilmiş ya da söz konusu iş için yeterince uygun değillermiş gibi görünme tehlikesiyle karşı karşıyalar. Saatlik ücretli çalışanlar ve şu anda da ülkemizi ayakta tutmak için gerekli sektörlerde çalışanlar arasında, bu yük gitgide daha da ağırlaştı. Ama daha fazla “saklanmak” mümkün değil. Çalışan ebeveynlerin - özellikle de annelerin - mücadeleleri hiç bu kadar göz önünde olmamıştı.Ancak yine de bütün bu iş -planlama, koordine olma, “multitasking” ve koşuşturma- genellikle büyük ölçüde fark edilmeyen noktalar olarak kalıyor.
Anneler bu yükün büyük çoğunluğunu taşıyor. Karşı cinsten çiftlerin oluşturduğu ailelerde, ev işlerinin ve çocuk bakımı ilgili planlamanın büyük çoğunluğu annelerin üzerine kalıyor. Bu durum, iki kişinin çalıştığı ve kadının da para kazandığı ailelerde de gözlemleniyor. Hastalık günleri, doktor randevuları, mikroplarla ilgili endişeler ve ayrıca yaşlı akrabaların bakımı bazı örnekler olmak üzere, genellikle ailenin sağlığı ile sorumlu olan kişi de anneler oluyor. Anneler, bu ülkedeki bekar ebeveynlerin büyük çoğunluğunu oluşturuyor ve bazıları bu salgında küçük çocukları evde yalnız bırakmak veya işlerini riske atmak arasında seçim yapmak zorunda kaldı.
New York'taki Hartwick College'da pandemide ebeveynliğin ruh sağlığı üzerindeki etkilerini inceleyen bir siyaset bilimci olan Laurel Elder, "Bu deliliğin bir reçetesi," dedi. Bu bir klişe ama aynı zamanda doğru: Anne olmaktan bir gün izin alınmıyor.
Bazıları bunun anneler için heyecan verici bir an olabileceğini umuyor. Ortak bir öfke noktası. California Hastings College of Law Center for WorkLife Law'da kıdemli bir avukat olan Jessica Lee, pandemi dönemi için “sistemimiz ve politikacılarımızın çalışan ebeveynleri tamamen terk ettiklerinin” kesin olarak netleştiği an, dedi.
Ama sadece günü atlatmaya çalışırken kimin öfkeli olmaya hatta değişim için mücadele etmeye enerjisi var ki? Bu, yüzeyde kalmaya çalışan üç annenin hikayesi.
I: KAOS

Dekeda Brown, Yaş 41, Olney, Md. Evli, biri otizmli iki kız çocuğu var. Bir banka için toplum ilişkileri alanında çalışıyor.

Dekeda, kendi deyimiyle “savaş odası” dediği yerde, yemek masasında oturuyor: bir yandan iki bilgisayar açık şekilde mahkeme katibi gibi yazıyor. Sol kulağı ile iş için bir konferansı dinliyor, sağ kulağında ise kızının özel eğitim öğretmeninin matematik dersi veren sesi var. 15 yaşındaki kızının otizm spektrum bozukluğu var ve duyusal işleme bozukluğu - yani kelimeleri konuşamıyor, günlük görevlerin çoğunda yardıma ihtiyacı var ve günlük uyaranları dayanılmaz buluyor - dokunmatik ekran aracılığıyla öğretmenle iletişim kuruyor.
Öğleden sonraydı ve Dekeda’nın 46 yaşındaki kocası Derrick işten yeni çıkmıştı. Tıbbi bir ofiste inşaat mühendisi. Merhaba diye el salladı, merdivenlerden 11 yaşındaki diğer kızları London’ı çağırdı ve buzdolabına yöneldi. Dekeda, kocasına ellerini yıkamasını hatırlatmak için ağzını açtı ama kocası bilgisayarı işaret etmeye başladı. "Öğretmen Leilani'ye seslendi!" dedi. Hızlı bir şekilde, Dekeda kızının bilgisayarın sesini açtı ve özür diledi, ardından kızının cevabını ekrana yazmasına yardım etti. Birkaç dakika sonra diğer kulağında bir duraklama duydu. Patronu, “Ne düşünüyorsun Dekeda?” diye soruyordu. "Bu bir saat boyunca devam etti," dedi Dekeda, sessize alma düğmelerini karıştırmamaya çalışarak, her bir taraftan sürekli özür dileyerek. Dekeda, “Sonunda yatak odama gittim ve ağladım.” dedi.
Dekeda şu günlerde kim olduğunu bilmediği, ancak bir zamanlar June Cleaver gibi olduğunu söylüyor. Spora gidiyordu, sabahları kızlarını iki ayrı okula bırakıyordu ve bir şekilde akşam yedide masada yemeği hazır edebiliyordu. Hafta sonları kilisesinde aktifti, Özel Olimpiyatlar tezahürat takımına koçluk yaptı ve otizm topluluğu için açık sözlü bir sesti; aynı zamanda kendini özel ihtiyaçları olan ebeveynlerin hayatlarını normalleştirmeye adamış, kar amacı gütmeyen bir kuruluş yönetiyor. “Her şey tıkır tıkır işliyordu ve bundan memnundum.” diyor.
Bu günlerde, Dekeda ne özellikle neşeli ne de işleri zamanında yetiştirebiliyor. Kilise şimdi Facebook'ta, artık tezahürat takımı yok, kocasıyla hafta sonu randevu geceleri yok. Yavru köpekleri Boomer eve işemeden bir gün geçirirse bunu bir başarı olarak görüyor. Dekeda, “Ben bir otizmli çocuk annesiyim. Biz hasta olamayız, ölemeyiz ve ihtiyacımız olan sinir bozukluklarını dışarı vuramayız. her şeyi bir arada tutmak zorundayım” diyor.
Dekeda, bir mamografi ve jinekoloğuyla takibi için gecikti. Yaklaşık bir yıldır bir terapistle randevu almak için zaman bulmaya çalışıyor. Ve salgın sırasında kocasının işyerindeki güvenliği ile ilgili, çocuklarının gelişimi ve her birinin akıl sağlığı ile ilgili sürekli endişe halinde hissediyor.
Son zamanlarda 11 yaşındaki kızı London, erken kalkıp annesine çay ve kahvaltı için yumurta hazırlıyor. Annesi Dekeda’nın iş aramaları olduğunda, otizmli ablasının okul işleri ile ilgili yardımcı olmayı öneriyor. Dekeda bunun büyük bir yardım olabileceğini biliyor, ancak 11 yaşındaki kızını da buna dahil edeceği için suçlu hissediyor.
“Özet olarak, birbirimizi mart ayından beri bir arada tutmak için aynı bandı kullanıyoruz. Bant artık çok eskidi, ama biz hala aynı noktadayız.”
II: VAZGEÇİŞ

Liz, başka bir uzaktan eğitim gününden önce oğlu Max'i teselli ediyor.

Liz hiçbir zaman evden eğitim istemediğini belirtiyor. Washington'un doğusunda elma bahçeleri ile tanınan eski bir maden kasabası olan ve şu anda eyaletteki en büyük ikinci şehir olan Spokane'de okul yılının başlangıcıydı. Batı Kıyısı boyunca yayılan orman yangınlarından dolayı gökyüzü pusluydu. “Elimden geleni yapıyorum ama bu benim yeteneğim değil” dedi Liz, hızlı tempolu bir şekilde. "Ben harika bir anneyim ve annecilikte iyiyim, ancak eğitim konusunda iyi değilim." Liz ve eski kocası beş yıl önce Idaho'dan Spokane'ye taşındı. Geldikten kısa bir süre sonra ise ayrıldılar. Liz şu anda, "Hamilton" ve Minecraft'ı seven ve yaşına göre biraz küçük olan 11 yaşındaki küçük serseri oğlu Max'in birincil bakıcısı.
Liz, tam-zamanlı çalışan ve bütün geliri çocuğunu okula göndermek üzerine kurulu her bekar ebeveynden bekleneceği kadarını şimdiye kadar idare etti. Avukat asistanı olarak çalıştığı hukuk firmasında saatlik 21 $ alıyor ve hukuk sistemi “arkaik” olduğundan (çokça baskı ve döküman bırakmayı gerektiriyor) ofisten çalışmayı tercih edilebilir olduğunu açıkça dile getiriyor. Ama ofislerindeki resepsiyonist, maske takmayı reddediyor. Enfeksiyon oranları düştüğünde Liz, Max'i yerel Y.M.C.A.'ya (Genç Hristiyan Erkekler Birliği) gönderdi. Ayrıca indirimli bir ücret karşılığında hak kazandığı Boys & Girls Club'ı da denediler, ancak burası eve çok uzaktı. Max, arkadaşı Jillian, başka bir yetişkin arkadaşı Durgai ile günler geçirdi. Birkaç kez ise Liz’in bir arkadaşının 9 yaşındaki kızı ile kapılar kilitli olarak evde yalnız kaldılar. Liz, durumu “11 aylık bir ‘Çocuğumu güvenli olacak şekilde nereye bırakabilirim oyunu oldu” diyerek özetliyor.
Liz’in çocuk bakımı konusunda anlık bandajı ise arkadaşı ve komşusu Susan. Susan’ın da Max yaşlarında bir çocuğu var ve Liz işe gittiği zamanlar iki çocuğa da göz kulak oluyor. Okul materyalleri sadece okulun ağından indirilebildiği için, Liz şu an Marx’ın ilkokulunun otoparkında Wi-fi’a bağlanıp Marx’ın okul materyallerini indirmeye çalışıyor. Başarabilirse komşusu Susan’a uğrayacak ve çocuklar için atıştırmalıklar bırakacak.
III: BOĞULMA

Mercedes çamaşır yıkarken mola veriyor. Günün dördüncü çamaşır serisiydi.

Bazen karanlık düşünceler Mercedes’in zihnine sızıyor. Kızını parka götürmekten ya da marketten yiyecek almaktan bazen gerçekçi olmayacak şekilde korktuğunu söylüyor. Bu sadece virüsten değil başka, daha uğursuz şeyler: Ya 3 yaşındaki Mila bakkalda dolaşırsa ve biri onu kaçırırsa? Ya oyun alanında onu gözden kaybederse ve bir yabancı tarafından taciz edilirse? Mersedes daha önce anksiyete ve depresyonla mücadele etti ve özellikle doğum sonrası zor zamanlar geçirdi. Ancak 2020 yılı gerçekten sonsuz hissettirdi. Kocası kendini ofisine kapattı, ipoteğini ödemeye yardımcı olmak için üç işte çalışıyor, çocuğu ise Mercedes her bilgisayarı açtığında “Anne, çalışma yok!” diye bağırmaya başlıyor.
Mercedes ve ailesi, San Diego'nun yaklaşık 60 mil kuzeyindeki bir iç banliyö olan Temecula yakınlarında yeni bir konut geliştirme bölgesinde yaşıyor. Hem o hem de kocası, 44 yaşındaki Eddie, akıl sağlığı alanında çalışıyor. Mercedes, bağımlılık konusunda uzmanlaştığı kar amacı gütmeyen bir kuruluş için yarı zamanlı bir vaka yöneticisi; ayakta tedavi programını yönetiyor ve bunun yanında özel terapi hastalarını tedavi ediyor.
Yaşamlarını başka insanlara danışmanlık yaparak kazanan iki insanın günün sonunda kendi problemlerini tartışmak için fazla yorgun olması oldukça doğal. Ama genellikle gün içinde bir anaokulu çocuğundan başka konuşacak kimsesi olmayan Mercedes için bu durum, kafasında sürekli endişeli düşünceler dönmesi anlamına geliyor. Mercedes, “Eşim Eddie gün boyunca neredeyse hepsi Covid-19 kaynaklı sıkıntıları olan insanlarla konuşuyor, eve geldiğinde ise aynı konuyu benimle de konuşmak için fazla tükenmiş oluyor” diyor.
Mercedes de gece yarısı hastalarından ani çağrı ve mesajlarla uyanıyor. Bu anlar stresli olsa da, eğitimi onlara karşı hazırlıklı olmaya Mercedes’i hazırlamış. Daha zor tarafı, bunun çevresinde yaptığı işler: ev işi, çamaşır, sinir bozuklukları ve öfke nöbetleri, yemek yapmak; sürekli bir gürültü ve dağınıklık hali… Bütün bunlar onu boğuluyormuş gibi hissettiriyor.
Kendimi yenilemek için kullandığım şeyler artık mevcut değil, diyor. “ Kızım Mila öfke nöbeti geçirdikten sonra düşüncesizce bir anaokulunu gezemem. Annemden salgın yüzünden güvenliğimizi sorgulamadan evde benimle günü geçirmesini isteyemem. Bir saat kendime gidip pedikür yaptıramam. Kaçamıyorum."
IV: TÜKENMİŞLİK
Okul iyi gidiyordu. Max uzaktan eğitimden nefret ediyor, başının acıdığını söylüyor. Bir derste oyun oynarken yakalandı ve bu yüzden telefonla oynamasına Liz izin vermiyor. Ancak öğretmeni nazik, Max ödevlerinin çoğunu tamamlıyor ve Susan’ın oğlu ile evde yastıklardan bir kale inşa etmeye karar verdiler. Ancak sonra, Susan’ın oğlu hastalanıyor. Herkes için bir rahatlama oluyor ve sadece antibiyotiklerle tedavi edilecek bir boğaz enfeksiyonu olduğu ortaya çıkıyor. Ancak komşusu Susan, bir süre iki çocuğa birden göz kulak olamayacak.
Liz, boğaz ağrısı korkusunun sabahını patronunu bir deneme hazırlayarak ve Max'in sincap çizimine geri bildirimde bulunarak geçirdi. Evden çalışması gerektiğini açıklamak için doğru zamanı bulmaya çalışıyordu. "Beni kovacaklarını sanmıyorum," dedi, "ama bu olasılık da her zaman var."
Liz, yapmaması gereken her şeyi ailesinden öğrendiğini söylüyor. Washington ve Idaho kırsalında, akıl sağlığı bozuklukları ve alkolizmle mücadele eden ebeveynler arasında fakir bir hayat içinde büyüdü. “Büyürken gerçekten geçersiz sayıldım, değersizdim. Hiç kimse benim okulumla ilgilenmedi. Bu yüzden Max için bunun tersini yapıyorum." Liz, üniversitede çevre bilimi okumayı planlamıştı, ancak annesi intihar girişiminden sonra hastaneye kaldırıldığında okulu bıraktı. Sonra Max'e hamile kaldı. Avukat yardımcısı olayı ise biraz şans eseri oldu. Boşanmasına yardımcı olması için tuttuğu avukatın -“Bulabildiğim en ucuzu oydu,” dedi - bir yasal asistana ihtiyacı vardı ve Max’in anaokulu programı saatleri etrafında çalışmaya istekliydi. Yerel toplum kolejindeki avukat yardımcısı programına kayıt olması için Liz’i cesaretlendirdi. Liz şimdi bu dereceden bir ders uzakta, bu da lisans almasına ve saatlik ücretini artırmasına olanak tanıyacak.
Kredisini iyileştirmek için bir mortgage komisyoncusu ile çalışıyor ve yakında evini satın almak için bir kredi almaya hak kazanacağını umuyor. (O ve Max, Max’ın okulundan üç blok ötede, bahçeli küçük bir ahşap evde kirada yaşıyor. Evin sahipleri, Liz’in parası olduğunda onu satmaya razılar.) Liz, “İşte bu yüzden işimi kaybedemem” diyor. Liz'in birkaç aylık kira için yeterli birikimi var, ancak işini kaybederse bu onun peşinat fonunu boşaltmak anlamına gelecek. Eyalet aracılığıyla sağlık sigortası var, ancak ücretli tatili yok. Max’ın babası tamamen olayların dışında değil - hafta sonları Max’e bakıyor- ama Liz ona tamamen güvenemeyeceğini söyledi.
Bu yüzden, genellikle gece geç saatlerde, aklında “Ya şu olursa?” diye sorular dönmeye başlıyor. Ya Liz işini kaybederse? Oğlu Max yarın, haftaya ya da bir sonraki ay nereye gidecek? Bunları düşündüğünde, bazen kalbi o göğsünden dışarı fırlayacak gibi hızlı atıyor.
Liz, "Toplum sana, hiçbir şeyden gelmediğinde ve hiçbir şeyin olmadığında bile ilerlemen için birçok yol sunabiliyor. Ve bunlarla gerçekten çok iyi iş çıkardım - yapılması gerekenlerde her kutuyu işaretlediğimi hissediyorum. Ama bu şey, salgın, altımdaki halıyı tamamen çekip aldı."
V: GÜCENME

Mercedes, iş için telefon görüşmesi sırasında Mila'nın tuvalete gitmesine yardım ediyor. Kocası yandaki ofiste çalışıyor.

Mercedes kötü bir modda uyandı. Bütün vücudu ağrıyordu. Herhangi bir şey yapmaya motive hissetmiyordu. Durum böyleyken, "cinsiyet rolleri" hakkında düşünmeden duramadı. Hem kendisinin hem kocasının bu sabah iş eğitimleri vardı. Mercedes’in de gerçekten katılmak istediği bir eğitim. “Yine de Mila'yı eğlendirmem ve herkes için kahvaltı hazırlamam beklenirken o bütün gün kendini ofisinde kilitliyor. Neden aynılarını o da yapamıyor? Neden hepsini yapmam bekleniyor?" diyor Mercedes. Mercedes de çalışıyor olsa da kocası, ailelerinin geçimini sağlayan kişi olduğundan, bunun cevabın bir parçası olduğunu biliyor. Ama o gün, sanki bütün dünya bu durumu Mercedes’in gözüne sokuyor gibiydi.
Kızları Mila oynamak için ağlıyordu ve Eddie ona “sonra” demeye devam etti - sonra ofisine kayboldu. Mercedes, annesi ölen bir müşteriyle telefonda konuşurken Mila "ANNE!" Diye bağırmaya başladı ve Eddie bu sırada patlamış mısır patlatmaya başladı. Daha sonra Mercedes bir yandan çalışıp bir yandan Mila'yı eğlendirmeye çalışırken, Eddie kanepede biraz kestirdi. Mercedes, “"Böyle günlerde, keşke ofisine gidip kapıyı kapatsa da böylece herhangi bir yardım alma beklentim olmasa..." diyor.
Mercedes, hamilelikten sonra uzun bir iznin ardından Eylül 2019'da ilk kez işe döndüğünde heyecanlanmıştı. İşten zevk aldı ve gece eve geldiğinde heyecanlı bir yürümeye başlayan çocuk tarafından karşılanmak güzeldi. Ancak şimdi kendini çok sönük hissediyor. Kötü performans nedeniyle kovulacağından endişelenmek, bir yandan gizlice bunun olmasını ummak (“Bu korkunç mu?” diye soruyor) ile kendi isteğiyle vazgeçmek istemek arasında gidip geliyor. Ancak bunu yaparsa kimliğine ne olacağını ise merak etmeden duramıyor.
Mercedes, "İş ile ilgili nasıl daha organize olabileceğimi ve aynı zamanda bir anne ve eş olarak daha fazla nasıl mevcut olabileceğimi anlamaya çalışıyorum.” diyor. “Ama sonra, 'Oh be, peki ya Mercedes? Kendimi nereye sığdırıyorum?’ diyorum”.
VI: TAHAMMÜL
Bazı günler Dekeda, uzaktan eğitimi gerçekten iyi idare ettiğini hissediyor. “London üst katta kendi dersini dinliyor oluyor, ben ise Leilani’ye yardım etme ve kendi işim arasında gidip geliyorum.” Diğer günlerde ise ne kadar organize olmaya çalışsa ve verimli kalmak için ne kadar liste yapsa da, hiçbir şey yolunda gitmiyor. Bugün de onlardan biri.
Noel’den birkaç hafta önceydi, ve kızları kar yağacağı için heyecanlıydı. Kayak kıyafetlerini çıkarmış, anneleri Dekeda’nın onları oynamak için dışarı çıkarmalarını bekliyorlardı. Dekeda bilgisayardaki işlerini bitirmek üzereyken birbiri ardına mailler yağmaya başladı. Toplam altı tanelerdi, hepsi de 11 yaşındaki kızı London’ın okuldaki neredeyse her dersteki düşük performansı ile ilgili bilgilendiriyordu.
Kızı London ve Dekeda’nın bir anlaşması vardı: London annesine karşı dürüst olduğu sürece ona, başı belaya girmeden, her şeyi anlatabilirdi. Ancak son zamanlarda Dekeda, normalde cesur, inatçı kızı için endişeleniyordu. "Her şeyin yolunda olduğunu düşündüğüm bu sohbetleri yapacağız ve sonra gözyaşlarına boğuluyor."
Dekeda, London’ın okul işleriyle boğuştuğunu biliyordu. Düzenlenmesine yardımcı olmak için her gece onunla çalışıyordu. Ama işlerin bu kadar kötüye gittiğinden haberdar değildi. Dekeda telefonunu kızına verdi ve kendisine gelen mailleri okumasını istedi. “London ile hiçbir zaman bebekmiş gibi konuşmam.” dedi. Mesajları okuduktan sonra gözleri dolan London, bir yandan yağmakta olan kara pencereden bakarak, “Ama anne, hepimiz çok sıkı çalışıyoruz.” dedi.
"Hayır anlıyorum. Ödevlerini teslim etmek için uğraşıyoruz”dedi Dekeda kızına: “Hala dışarı çıkabilirsiniz. Bunun için endişelenme." "Emin misin?" London ona sordu. “Evet, hak ediyorsun. Hadi dışarı çıkın.” dedi Dekeda ona. "Geri döndüğünde işe koyuluruz."
O sırada, neler olduğuna kulak misafiri olacak kadar uzun bir süredir, kocası Derrick oturma odasındaydı. "Onları alacağım," dedi karısına, köpeğin de tasmasını kaparak. London, Leilani, Derrick ve köpekleri Boomer hep birlikte dışarı çıktılar. Bu sırada Dekeda sessizlik içinde bir bardak çay içti.
Dekeda, “Bazen kendime her şeyi birden yapamayacağımı söylemem gerekiyor. Bütün bu topları arada bir birini hiç düşürmeden elimde sürekli çeviremeyeceğimi… Ve bu sorun değil.”
VII: UMUT

Liz ve Max sos için kapışıyor.

Dekeda'nın kızlarına baktığı ve bu yıl evde olmasa bile kaçırmış olabileceği küçük şeyleri takdir ettiği zamanlarda oluyor: Yavru köpekleriyle günlük halat çekme oyunları, park alanlarında herkes için tedavi edici ve eğlendirici bir işlevi olan birlikte paten kayma seansları...
Mercedes kızı Mila ile öğle vakitleri-çoğu zaman bir varış noktası olmadan- arabada “Frozen” film müziğini söyledikleri zamanları düşünüyor. Bu, durumlar zorlaştığında yaptıkları bir ritüel haline geldi.
Liz için, geçtiğimiz aylar, bebekliğinden beri Max'le geçirdiği en sürekli zaman oldu ve bu nedenle özellikle minnettar. "Max ergenliğe girmek üzere, yani muhtemelen çok yakında benden nefret edecek, bu yüzden bu aslında çok değerli ve kaliteli bir zaman oldu," diyor.
Ve şimdi ortaya çıkmakta olan başka bir duygu var: umut.
Dekeda'nın kocasının yakında aşı olacağı için umudu. Ve yardım için bir umut, Leilani için otizm yardımcısı formunda. Günde iki saat Dekeda’nın kendine zaman ayırabilmesi için bir yardımcı geliyor. Mercedes’in kayınvalidesi haftada bir bakıcılık yapmaya geliyor. Okullara sonunda fiziksel dönüş için bir umut, Max bu ayın ilerleyen günlerinde yarı zamanlı olarak okula gidecek.
Liz kısa süre önce şehirdeki başka bir hukuk bürosunda yeni bir işe başladı ve bu ona ilk kez küçük bir zam ve ücretli izin sağladı. Hâlâ ofise gitmesi gerekiyor, ancak günlerine daha geç başlamak için izin aldı, bu yüzden Max'in okulda olmadığı günlerde onu bakım merkezine bırakmak için zamanı oluyor.
Mercedes, işte tam zamanlı bir iş arkadaşının yerini doldurma teklifini geri çevirdi - şu anda bu mümkün değildi - ancak çocuklar için gündüz bakımı tekrar başladığında sonra terapist lisansı için okula geri dönmeyi düşünüyor. Belki o ve kocası bir aile hekimliği başlatabilir; belki başka bir çocuk sahibi olmayı bile düşünecekler.
Bu senaryolarda annelerin meşguliyeti elbette azalmıyor, ancak hayat daha yönetilebilir hale gelebilir. Spokane şehir merkezine bakan yeni ofisinde Liz, "Bu sabah bunu düşünüyordum," dedi. “Mesela, toplumsal çöküşten geçtik, bütün süreç boyunca derme çatmaydık. Bu şekilde olması gerekmemeliydi. Ama öyleydi ve yine de bir şekilde başardık."