İsrail’in, Hamas’ın 7 Ekim saldırılarının ardından başlattığı operasyonların üzerinden 22 ay geçti. Bu süreçte Gazze’ye yönelik saldırılarda, resmi açıklamalara göre 60 binden fazla, bazı tahminlere göreyse 100 bine yakın Filistinli yaşamını yitirdi. İsrail’in Gazze’yi abluka altına alması ve şehre girişleri büyük ölçüde kısıtlaması, bölgeyi bir insani krize sürüklemiş durumda.
Kasım 2024’te Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’deki savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve dönemin Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkarmıştı. Ayrıca İsrail, Gazze’ye yönelik yürüttüğü savaş nedeniyle Uluslararası Adalet Divanı’nda soykırım suçlamasıyla da yargılanıyor.
Birleşmiş Milletler’in Temmuz 2025’te yaptığı açıklamada, Gazze’de yaygın açlık, yetersiz beslenme ve hastalıklarda ciddi bir artış yaşandığına dikkat çekiliyor. Bu gelişmeler, açlığa bağlı ölümlerdeki artışla birlikte, kıtlık tehlikesine işaret eden üçüncü belirti olarak değerlendiriliyor. Tüm dünyanın gözü önünde yaşanan bu trajediye ilişkin olarak Uluslararası Af Örgütü, Gazze’de olup bitenleri açıkça “soykırım” olarak tanımlarken; Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcısı Miroslav Jenča, İsrail’in saldırılarını genişletmesinin insanlık için geri dönülemez bir felakete yol açacağı uyarısında bulundu. 
Gazze’de yaklaşan kıtlık tehlikesinin uluslararası kamuoyunda daha görünür hale gelmesiyle birlikte, İsrail’e yardım kamyonlarının girişini hızlandırması yönünde baskılar artıyor. Halihazırda sınırda bekletilen yardım kamyonu sayısının 22.000’i bulduğu belirtiliyor. Bazı ülkeler havadan yardım ulaştırmaya çalışırken, bölgeye komşu ülkelerde yaşayan duyarlı bireyler farklı bir yöntem deniyor: Şişelere yerleştirdikleri gıda ve temel ihtiyaç malzemelerini deniz yoluyla Gazze’ye göndermek.
Gazze’ye Şişe ile Gıda Yollamak
Mısır’ın Kuzey Sina bölgesinde yer alan Ariş, Şeyh Zuveyd ve Refah gibi kentlerden insanlar, içerisine mesaj ve bakliyat koydukları şişeleri Akdeniz’e bırakarak Filistinlilere ulaşmasını umuyor. Bu eylemler, sosyal medyada da paylaşılmaya başlandı ve başkalarını da benzer adımlar atmaya teşvik ediyor.
Sosyal medyada bu deniz yoluyla yardım girişimlerinin yayılmasıyla birlikte, yapay zekâ tarafından üretilmiş yardım görselleri de dolaşıma girmeye başladı. 
Al Jazeera Arapça’nın konuyla ilgili yaptığı araştırma, sosyal medyada bu yardımlara ilişkin çok sayıda yapay zekâ destekli görselin üretildiğini ortaya koydu. Haberde, şişelerle deniz yoluyla gönderilen yardım girişimlerinin şu aşamada tamamen bireysel inisiyatiflerle gerçekleştiği vurgulandı. Al Jazeera’nin doğruladığı bir diğer önemli nokta ise Gazze kıyısına ulaştığı iddia edilen gıda yardımlarına ait görsellerin de aslında yapay zekâ tarafından üretildiği. Bu durum, hem umut verici hikâyelerin etkisini hem de gerçek ile kurgu arasındaki sınırın giderek bulanıklaştığını gösteriyor.
Aynı haberde Al Jazeera Arapça, şişelerin Gazze kıyılarına ulaştığını ve bazı Filistinli gençlerin teşekkür ettiğini gösterdiği öne sürülen bir videonun da dolaşıma girdiğini, ancak bu videonun kaynağını bağımsız olarak doğrulayamadıklarını belirtti.
Mısır ile Filistin sınırında yaşananların ardından benzer bir dayanışma eylemi Türkiye’de de gerçekleşti. Mersin’in Akdeniz ilçesindeki Atatürk Parkı’nda bir araya gelen bir grup, yardım malzemeleri ve mesajlar içeren şişeleri Gazze’ye ulaşması umuduyla denize bıraktı. Ancak bu eylem sosyal medyada tartışmalara yol açtı:
Peki, gerçekten de bu şişeler Gazze’ye ulaşabilir mi?
Yüzey Akıntıları Yardımcı Olmuyor
Açık denize yönlendirme olmadan bırakılan bir nesnenin belirli bir noktaya ulaşabilmesi pek çok faktöre bağlıdır. Bu faktörler arasında en belirleyici olanı ise deniz akıntıları. Akdeniz’e dair genel yüzey akıntısı haritalarına bakıldığında, Doğu Akdeniz’deki akıntıların özellikle kuzey kıyılar boyunca doğudan batıya doğru seyrettiği görülür. Bu durum, doğal yollarla hareket eden nesnelerin yönünü büyük ölçüde belirler.

Mersin ile Gazze arasında deniz yoluyla yaklaşık 400 kilometrelik bir mesafe bulunuyor. Üstelik bu mesafeye rağmen, Doğu Akdeniz’deki yüzey akıntılarının Kıbrıs çevresinden batıya doğru hareket etmesi nedeniyle, Mersin’den denize bırakılan bir nesnenin doğal yollarla Gazze kıyılarına ulaşma ihtimali son derece düşük.
Mersin’den Gazze’ye doğal yollarla şişe göndermenin zorluklarını yalnızca teorik olarak değil, anlık ve bölgesel verilerle de kontrol etmek mümkün.
Bu noktada Windy gibi uygulamalar, deniz akıntıları dahil olmak üzere birçok çevresel değişkeni anlık olarak görselleştirme imkânı sunuyor. Uygulamanın ana sayfasındaki menüde yer alan “Dalga, deniz” başlığı altındaki “Akıntılar” sekmesi üzerinden Doğu Akdeniz’deki yüzey akıntıları kolayca takip edilebiliyor.
Windy, bu verileri Copernicus Marine Service adlı Avrupa Birliği destekli deniz gözlem sisteminden sağladığını belirtiyor. Bu kaynak, Avrupa Uzay Ajansı uyduları ve okyanus modelleme sistemleri tarafından sağlanan yüksek doğruluklu verilere dayanıyor. Akıntı yönleri, hızları ve sıcaklık gibi değişkenler günlük olarak güncelleniyor ve bölgesel akıntı analizleri için güçlü bir referans noktası sunuyor.

Fotoğrafta görülen beyaz nokta, yardım şişelerinin denize bırakıldığı konumu işaret ediyor. Haritada yer alan akıntı verilerine göre bu noktadan denize bırakılan bir şişenin Gazze yönüne ilerlemesi değil, tam tersi yönde sürüklenmesi beklenir. Akıntılar, şişeyi Kıbrıs kıyılarına doğru yönlendirebilir; hatta bazı senaryolarda Anamur açıklarından Alanya sahillerine kadar ulaşma ihtimali söz konusu olabilir. Fakat Gazze’ye ulaşması, mevcut deniz akıntılarının yönü ve hızı göz önüne alındığında neredeyse imkânsız.

Şansa bağlı iyimser bir senaryoda bile, Mersin’den denize bırakılan bir şişenin Antalya açıklarına kadar sürüklenmesi, ardından günler süren bir yolculukla Port Said kıyılarına ulaşması ve oradan da akıntıların yardımıyla Gazze’ye varması gerekir. Bu rota, yaklaşık 1200 kilometrelik bir mesafeye karşılık geliyor.
Windy platformundaki verilere göre deniz akıntıları:
Yeşil alanlarda saatte yaklaşık 0,4 km,
Turuncu alanlarda 0,8 km,
Kırmızı alanlarda ise 1,5 km hızla ilerliyor.
Bu hızlar dikkate alındığında, şişenin Gazze kıyılarına ulaşması 2 ayı aşabilecek bir süre alabilir. Bu da şişe içinde yer alan gıda maddelerinin bozulma ihtimalini artırıyor.
Öte yandan, Windy uygulamasının sunduğu akıntı verileri, Mısır’ın Kuzey Sina bölgesinden denize bırakılan bir şişenin, yaklaşık bir gün içinde Gazze kıyılarına ulaşabileceğini gösteriyor. Bu mesafe kısa olduğu ve akıntıların yönü Gazze sahiline doğru olduğu için, deniz koşulları uygun olduğunda böyle bir ulaşımın fiziksel olarak mümkün olduğu söylenebilir.