Bir sabah tarayıcınızı açtığınızda, yıllardır takip ettiğiniz haber sitesi, eski blogunuz veya bir dönem aktif olan forum artık görünmüyor olabilir—çünkü web içerikleri hızla kayboluyor. Pew Research Center’ın verilerine göre 2013’te erişilebilir olan sayfaların %38’i 2023’e gelindiğinde silinmiş ya da kapanmış durumda. Bu kaybı telafi etmeye çalışan Wayback Machine ve Archive.today gibi arşiv platformları, farklı dönemlerdeki web sayfalarını düzenli olarak kaydediyor ve bağlantı kopukluklarını en aza indirmeye çalışıyor.
Bir Kütüphane Olarak İnternet
Matbaayla yaygınlaşan yazılı kültür, yüzyıllar boyunca bilgiyi kâğıda emanet etti. Bugün ise aynı işlevi sınır tanımayan dijital depolar üstleniyor. İnternet, düşük maliyetli çoğaltma, anında güncelleme ve güçlü arama özellikleriyle yalnızca kitap, makale, veri tabanı ve ders içeriğini değil, kullanıcıların blog yazıları, forum tartışmaları, açık kaynak kodları ve sosyal medya düşünce akışlarını da aynı ağda buluşturuyor. Herkesin katkısına açık bu etkileşimli yapı, disiplinler arası birikimin hem hızını artırıyor hem de canlı bir eleştirel tartışma zemini kuruyor. Internet, yazılı kültürden sonra insanlığın entelektüel mirasının hem depolandığı hem de sürekli yeniden üretildiği doğal buluşma noktası hâline geliyor.
Kırık bir linke tıklandığında çıkan “404” ifadesi, dijital çağın İskenderiye Kütüphanesi yangınına benziyor. O yangın nasıl binlerce el yazmasını tarihten sildiyse, erişilemeyen sayfalar da kolektif hafızadaki düşünceleri, tartışmaları ve verileri sessizce koparıp götürüyor. Arşiv siteleri ise bu kez ateşi önlemeye çalışan dijital itfaiyeciler gibi, kaybolan her bağlantının yerine bir kopya bırakarak modern kültür mirasını ayakta tutmaya uğraşıyor.
İnternetin kalıcı bir belleğini oluşturma fikri 1990’larda filizlendi. Bu vizyonu kurumsallaştıran adım, 1996’da Brewster Kahle’in kurduğu kâr amacı gütmeyen Internet Archive oldu. Arşivlenen sayfaları herkesin gezmesine imkân tanıyan Wayback Machine ise 2001’de devreye girdi. Bugün hizmetin en eski kayıtları 1995’e dayanıyor ve sistemde 946 milyar sayfa görüntüsü bulunuyor. Toplam veri hacmi ise 100 petabaytı (1 petabyte = 1024 x 1024 gigabyte) aşıyor.
Internet Archive ilk büyük web arşivi olsa da tek örnek değil. 2012’de resmî kurucusu açıklanmadan açılan Archive.today, alan adı kayıtlarında Çekya’da ikamet ettiği belirtilen Denis Petrov adına gözükse de bu kişi kamuoyunda hiç doğrulanmadı. Internet Archive kadar geniş kaynaklara sahip olmadığı için platform trafiği archive.fo, archive.is, archive.li, archive.md, archive.ph, archive.vn  gibi altı ayna alan adına yayarak dengeliyor. Geçtiğimiz günlerde BTK, Türkiye’de archive.ph alan adına erişim engeli getirildiğini duyurmuştu.
Bir başka arşivleme sitesi de Megalodon. Site, 2006’da Japon Affility Co. Ltd. tarafından yayına alındı. İlk yıllarda sunucularını Silikon Vadisi’nde barındıran site, sunucuları 2010’da Japonya’ya taşıdı. Bu süreçte 2007 öncesine ait çok sayıda verinin kaybolduğunu da açıkladı. Kurucu Daiki Niinuma, Megalodon’un tamamen bağımsız çalıştığını vurguluyor. Şirket, Kuzey Kore’yle ilgili bir haberin silinmesinin ardından arşivleme fikrine yönelmiş. Affility Co. Ltd. aynı zamanda Japon oyun geliştirme sektöründe de faaliyet gösteriyor. Megalodon, aylık 300 ¥ ödeyen kullanıcılara arşivlerini kendi sunucularında saklama seçeneği de sunuyor.
Ücretli seçenekler içinde en çok öne çıkan platform Perma.cc. Harvard Library Innovation Lab’in 2013’te geliştirdiği hizmet, önce akademik makaleler ve yargı kararları için kalıcı bağlantılar üretmek amacıyla tasarlandı. Diğer arşivleme sitelerinden farklı olarak, Perma.cc’de bağlantı kaydetmek için önce kullanıcı hesabı oluşturmak zorunlu. 2019’dan beri hem bireysel hem de kurumsal kullanıcılar ayda 10 sayfaya kadar ücretsiz arşivleme yapabiliyor; daha geniş kota isteyenler ise ücretli paketlere geçebiliyor.
Yerelde Arşiv Oluşturmak
İnternet sitesi arşivlemek için her zaman çevrimiçi bir siteye ihtiyacınız olmayabilir. Çevrimiçi siteler açık bir kütüphane desteği sunarken bazı zamanlar ise yerelde durmasını istediğiniz sayfalar olabilir. 
Web siteleri temelde HTML, CSS, JavaScript kodları ve görsellerden oluşur. Bunları tek dosyada saklamanın eski ama pratik yolu MHTML’di. Sayfanın tüm içeriğini “.mhtml” uzantılı tek dosyaya paketlenebiliyordu. Ancak artık pek çok tarayıcı bu formatı desteklemiyor.  Firefox 57’den itibaren MHTML’i tamamen kapattı, Chrome ve Chromium tabanlı tarayıcılar da 78’den sonra menüdeki “MHTML olarak kaydet” seçeneğini kaldırdı. Yine de Chrome ekosisteminde üçüncü taraf uzantılar sayesinde MHTML kaydı yapılabiliyor. 
MHTML’in sınırlamalarını aşan daha güncel bir seçenek var: Fransız geliştirici Gildas Lormeau’nun yayınladığı SingleFile eklentisi. SingleFile, MHTML’deki “tek dosyada saklama” fikrini koruyor ama tüm içeriği doğrudan bir HTML dosyasına gömerek sayfaların tarayıcıda bozulmadan açılmasını sağlıyor. Firefox, Chrome, Chromium tabanlı tarayıcılar ve Safari için eklentisi bulunan araç, SingleFile CLI sayesinde terminal üzerinden de toplu arşivleme yapabiliyor. Lormeau ayrıca GitHub’daki MHTML-to-HTML aracıyla eski MHTML arşivlerini modern tek-HTML dosyalarına dönüştürme imkânı sunuyor.
Kendi sunucunuzda web arşivi barındırmak isteyenler için ArchiveBox biçilmiş kaftan. Python tabanlı bu açık kaynak yazılım, Wayback Machine’deki gibi sayfaları otomatik olarak indirip saklayabiliyor; üstelik tarayıcı eklentileri sayesinde tek tıkla arşiv eklemek de mümkün.
Kısacası, dijital belleğimizi korumak artık bireysel merakın ötesinde toplumsal bir sorumluluk hâline geldi. Wayback Machine gibi küresel projeler, Archive.today ve Megalodon gibi alternatif ağlar, Perma.cc’nin akademik güvencesi ve yerelde SingleFile ile ArchiveBox gibi araçlar birlikte ele alındığında, hem çevrimiçi hem de çevrimdışı düzlemde sağlam bir güvenlik ağı örüyor. Bu ağ, kırık linklerin yarattığı bilgi kaybını en aza indirirken ifade özgürlüğü, akademik doğruluk ve tarihsel hesap verebilirlik için kritik bir dayanak sağlıyor. Dolayısıyla, bir sayfayı kaynak göstermekten bir haberi doğrulamaya veya kişisel arşivinizi düzenlemeye kadar her adımda arşivleme seçeneklerini kullanmak, dijital çağın İskenderiye Kütüphanesi felaketlerini önlemek için atılabilecek en basit ama en etkili adım.