Türkiye’nin birden çok partinin katıldığı 17. yerel seçiminin 2024 yılında gerçekleşmesi planlanıyor. Söz konusu yerel seçimler olduğunda da Türkiye’de nüfusun çoğunluğunun yaşadığı İstanbul, sonucu merakla beklenen seçimlere sahne oluyor. Dünya tarihinde iki büyük imparatorluğa başkentlik yapmış olan İstanbul’un idaresi yüzyıllar boyunca bazı zamanlar devletlerin kaderini belirleyen en önemli mesele oldu. Bu nedenle bu büyük ve önemli şehrin yönetiminde çoğu zaman merkezi yönetim hakimdi. Her ne kadar Türkiye yakın tarihinin önemli bir kısmında belediyeler seçilen belediye başkanları tarafından yönetilse de bu durum her zaman böyle değildi. 
1963 Öncesi

Atanmış Başkanlar Dönemi

Osmanlı Devleti Tanzimat döneminde modern anlamda ilk belediye teşebbüsü olan İstanbul Şehremaneti 1855’te kuruldu. Şehremaneti’nin başında Bab-ı Ali tarafından seçilen ve Padişah tarafından atanan Şehremini bulunuyordu. Şehremaneti’nin de icraatları merkezi yönetimin nihai onayına tabiydi. Bu merkeziyetçi anlayış 1923’te Cumhuriyet’in ilanıyla da devam etti. Özellikle İstanbul’un yönetimi valilikler eliyle uzun süre devam etti. Cumhuriyet dönemi ve sonrasında yapılan yasal düzenlemeler belediyelerin görece yetkilerini genişletse de belediye başkanlarının doğrudan halk tarafından seçilmesi ancak 1963 yılında mümkün olabildi. Bu dönemde belediye başkanı belediye meclisi tarafından seçilebiliyor ya da Bakanlar Kurulu tarafından atanabiliyordu.
1957 yılında belediyeler ile il özel idareleri birbirinden ayrıldı, belediye ve özel idare işleri halk tarafından seçilen Belediye Meclisi ve Vilayet Meclisinin yetki ve denetimine bırakıldı. Bu yetki devrinden sonra İstanbul’un ilk belediye başkanı Demokrat Partili Kemal Aygün oldu. 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin ardından belediye ve vilayet meclisleri feshedildi. Askeri müdahaleden 1963’teki ilk yerel seçimlere kadar Refik Tulga, Şefik Erensü, Turan Ertuğ, Kamuran Görgün, Kadri İlkay, Niyazi Akı ve Mustafa Necdet Uğur İstanbul’da valilik ve belediye başkanlığı yaptı.
1963-1973

Doğrudan Seçilen İlk İstanbul Belediye Başkanı: Haşim İşcan

İstanbul’da belediye başkanının doğrudan seçim yoluyla belirlendiği ilk yerel seçim olan 1963 yerel seçimlerinin galibi aslında oyların %40,4’ünü alan Adalet Partisi (AP) adayı Nuri Eroğan'dı. Fakat Eroğan'ın kamu görevinden yasal sürede istifa etmediği gerekçesiyle başkanlığı iptal edildi. Bunun üzerine seçimde oyların %35’ini alan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) adayı Haşim İşcan İstanbul’un doğrudan seçilen ilk belediye başkanı oldu. 
Görevi boyunca İstanbul’un birçok noktasında geçitler açıldı, yollar genişletildi, yapılar restore edildi, belediyeye bağlı kültür ve sanat kurumları geliştirildi. İşcan döneminde Galata Kulesi restore edildi, Karaköy, Unkapanı ve Saraçhane üst geçitler inşa edildi.
1968 Mart ayında İşcan’ın vefatı üzerine AP’li Faruk Ilgaz üç ay sonraki seçimlere kadar belediye başkanlık görevini yürüttü. 1968 Haziran’da yapılan yerel seçimlerde ise İstanbul belediyesi oyların %48,8’ini alan AP’den Fahri Atabey’e geçti. 1973’e kadar süren başkanlığı döneminde günümüzde de aktif olan Saraçhane’deki İstanbul belediye binası olmak üzere çeşitli belediye tesisleri açıldı. Atabey döneminde Boğaziçi Köprüsü inşaatına başlandı.
1973-1980

1970’ler: “Halkçı” Belediye Başkanları Dönemi

Bülent Ecevit liderliğindeki CHP’nin 1973 Ekim’de düzenlenen genel seçimden zaferle çıkması aralık ayında yapılan yerel seçimleri de etkiledi. Yerel seçimlerde 33 ilden zaferle çıkan CHP’nin belediye başkanlığı kazandığı illerden biri de İstanbul’du. Belediye başkanlığını devam ettirmek isteyen AP’li Fahri Atabey’e karşı CHP adayı Ahmet İsvan %63,6 gibi yüksek bir oy oranıyla seçimi kazandı. İsvan başkanlığı döneminde İstanbullulara ucuz ve sağlıklı ekmek sağlamak amacıyla kurduğu halk ekmek fabrikasıyla tanınan bir isim. Ahmet İsvan 1977’de yerini yine CHP’den Aytekin Kotil’e bıraktı. %59,1’le AP’den Aziz Gümüş’ün yaklaşık iki katı oy alan Kotil döneminde  ilk defa İstanbul’a metro, fuar merkezi, plajların halka açılması gibi yeni projeler üzerine çalışmalar yapıldı. Fakat ülkede giderek kötüleşen ekonomik ve siyasi durum bu çalışmaların devam etmesine izin vermedi. Kotil 12 Eylül 1980 darbesiyle görevinden alındı. 
1984-1994

1980’ler: Darbe ve İstanbul “Büyükşehir” Belediyesi

12 Eylül 1980 askeri müdahalesinden sonra yerel yönetimler sıkıyönetim komutanlarının koordinasyonuna bağlandı. Hakkı Akansel, Ecmel Kutay ve Abdullah Tırtıl sıkıyönetimin atanmış asker belediye başkanları oldu. 1984’te çıkarılan 3030 sayılı kanun ile yerel yönetimlerin yapısı yeniden düzenlendi ve İstanbul, Ankara ve İzmir belediyeleri büyükşehir belediyeleri oldular.
1984’te yedi yıl aradan sonra düzenlenen yerel seçimi Anavatan Partisi (ANAP) adayı Bedrettin Dalan, %49,7 oy oranıyla kazandı ve İstanbul’un ilk büyükşehir belediye başkanı oldu. Dalan başkanlığında Üsküdar sahili yenilendi, Tarlabaşı bulvarı yapıldı, meyve-sebze hallerinin kapasiteleri artırılarak taşındı. İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) kuruldu. Darlık barajı inşa edilerek İstanbul’un su sorunuyla ilgili adımlar atıldı. Dalan 1989 yerel seçimlerinde ikinci defa aday olsa da seçimi Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) adayı Nurettin Sözen kazandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni %35.9’luk oy oranıyla kazanan Sözen’in döneminden akılda kalanlar İstiklal caddesi yayalaştırılması ve metro ve tramvay inşaatlarıydı. 1994 yerel seçimlerine doğru patlayan İSKİ ile ilgili yolsuzluk iddiaları ve kentin alt yapısındaki eksiklikler ise belediye özelinde güven kaybına neden oldu. Sözen ikinci kez aday olmadı.
1994-2004

1990’lar: Refah Partisi Rüzgarı

1994 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde Refah Partisi (RP), ANAP ve SHP adayları arasındaki mücadelede kazanan aday oyların %25,2’sini alan RP’li Recep Tayyip Erdoğan oldu. Erdoğan, nüfusu artan İstanbul’un altyapı sorunlarına yöneldi. Su sorunuyla ilgili olarak yeni boru hatları yapıldı; 50’den fazla köprü, geçit ve çevre yolu inşa edildi, hava kirliliği sorununa karşı doğalgaza geçiş projeleri oluşturuldu.  Erdoğan’ın, 1997 yılında Siirt’te halka hitap ettiği konuşma sırasında okuduğu bir şiirden dolayı aldığı hapis cezasının kesinleşmesiyle 6 Kasım 1998’de başkanlık görevi sona erdi.
Erdoğan’dan boşalan başkanlık koltuğuna 12 Kasım 1998 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından seçilen Fazilet Partili Ali Müfit Gürtuna geçti. 1999 yerel seçimlerinde de oyların %27,52’sini alan Gürtuna, 2004 yerel seçimlerine kadar büyükşehir belediye başkanlığı görevini sürdürdü.
2004-2019

2000’ler: Kadir Topbaş Dönemi

2004 yerel seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti)’den aday olan Kadir Topbaş, %45,32 oy oranıyla büyükşehir belediye başkanlığını kazandı. Bu galibiyet 2009 yerel seçimlerinde %44,71 ve 2014 yerel seçimlerinde %47,95’lik istikrarlı oy oranlarıyla devam etti. Bu galibiyetlerle Topbaş, Cumhuriyet tarihinin en uzun İstanbul belediye başkanlığı yapan kişi ünvanını elinde tutan kişi oldu.
Topbaş döneminde İstanbul’a yeni metro hatları ve uzun bir hat üzerine kurulan metrobüs başta olmak üzere tüneller ile karayolu taşımacılığı, yeni vapur hatları ve deniz araçları ile denizyolu taşımacılığı geliştirildi. Panorama 1453 Tarih Müzesi ve Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi açıldı, Maltepe parkı yapıldı. 2010 yılında İstanbul Avrupa Kültür Başkenti ilan edildi. Topbaş, belediyecilik konusunda ulusal ve uluslararası kurumlarda aktif rol aldı.
2011 yılında Taksim Meydanının yayalaştırma projesi ile Gezi Parkının yıkılması gündeme geldi. Taksim projesi, Topbaş döneminde ortaya çıkan ve 2013’te tüm Türkiye’yi etkileyen Gezi Parkı protestolarının başlangıç noktası oldu.  Deprem toplanma alanlarının imara açılmasıyla ilgili alınan kararlar tepki çekti, başkanlığının üçüncü döneminde verilen ihalelerle ilgili yolsuzluk iddiaları arttı.
2017 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti belediye başkanlarıyla ilgili ‘metal yorgunluğu’ açıklamasından birkaç ay sonra, eylül ayında Kadir Topbaş başkanlık süresinin bitimine yaklaşık 2 yıl kala istifa etti. Topbaş’ın yerine Büyükşehir Meclisi tarafından seçilen Mevlüt Uysal geldi ve 2019 yerel seçimlerine kadar büyükşehir belediye başkanlığı görevini sürdürdü.
2019-Günümüz

İptal Edilen 2019 Yerel Seçimi ve Ekrem İmamoğlu Dönemi

İstanbul’da düzenlenen 2019 yerel seçimleri yakın tarihin en tartışmalı seçimleri olarak kayıtlara geçti. AK Parti adayı eski başbakan Binali Yıldırım ile CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun favori iki aday olduğu seçimin kazananı Yıldırım’dan 13 bin fazla oy alan İmamoğlu oldu. Fakat AK Parti’nin itirazları sonucu Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 6 Mayıs’ta, İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı seçimini iptal etti ve seçimin 23 Haziran’da yenilenmesi kararı alındı. Haziranda tekrarlanan seçimde İmamoğlu oyların %54,2’sini alarak 42 yıl aradan sonra bu görevi alan ilk CHP adayı oldu. 
İmamoğlu başkanlığında İstanbul’un kronik trafik sorunlarıyla ilgili yeni metrobüsler alındı, yol ve kavşak düzenlemeleri yapıldı, deniz ulaşımına yeni vapur hatları ve deniz taksiler eklendi. Metro inşa çalışmaları devam ettirildi ve yeni projeler oluşturuldu. İstanbul Planlama Ajansı kurularak şehrin sorunlarına farklı çevreler bir araya getirerek çözüm üretmek  amaçlandı. Müze, kütüphane ve tarihi yapıların restorasyonları yapılarak kültürel alanların etkinliği artırıldı, sosyal yatırımlar artırıldı. Halk ekmek üretim kapasitesi ve dağıtım noktaları artırıldı. 
2024 seçimlerine yaklaşırken yeniden aday olacağının sinyallerini veren İmamoğlu hakkında açılan davaların sonuçları merakla bekleniyor. Aralık 2022’de YSK üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla açılan davada İmamoğlu’na  2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak verilmişti. Davanın temyiz süreci halen devam ediyor. İmamoğlu hakkında ihalenin usulsüzlüğüyle ilgili açılan diğer dava Kasım 2023’te görülecek.