Yazar:
Gül Hür
İddia şöyle;

Bir Instagram hesabı tarafından 10 Mayıs 2025’te yapılan bir paylaşımda, uçak radarlarında üç fitlik “öldürme bölgesi” bulunduğu ve bu alanda duran kişilerin vücudunun içeriden yanacağı iddia edildi

İddia YANLIŞ
“Öldürme bölgesi” terimi radar mühendisliğinde yer almıyor. Teknik kaynaklarda sadece “güvenlik mesafesi” gibi ifadelere rastlanıyor.
Radarlar insanları içeriden yakmaz. Ciddi etkiler yalnızca uzun süreli ve çok yakın temasta görülebilir.
“Öldürme bölgesi” terimi sadece füze veya silah etkisi için kullanılır. Radar dalgalarıyla öldürme anlamına gelmez.
Literatürde “Öldürme Bölgesi” Diye Bir Kavram Bulunmuyor
Teknolojinin karmaşık dünyasında, özellikle askeri veya mühendislik terminolojisi içeren konularda sosyal medyada hızla yayılan içeriklere dikkat etmek gerekiyor. Bu alanlar, yoğunluklu olarak teknik bilgi gerektirdiği için kullanıcılar tarafından tam olarak anlaşılmadan paylaşılabiliyor. Bilgi eksikliğiyle birleşen sade ve çarpıcı anlatımlar, yanlış bilgilerin çok daha ikna edici görünmesine ve sosyal medya aracılığıyla daha fazla paylaşılmasına neden oluyor. 
İlgili iddiada da, uçak radarlarının yaklaşık 3 fitlik (yani yaklaşık bir metre) bir “öldürme bölgesi” bulunduğu ve bu bölgeye giren kişilerin içeriden yanarak zarar görebileceği öne sürülüyor. Bu iddia, teknik kaynaklarla karşılaştırıldığında, radar mühendisliğinde “öldürme bölgesi (kill zone)” kavramının yer almadığını görüyoruz. Radar sistemleriyle ilgili güvenlik standartlarını belirleyen ICNIRP (International Commission on Non-Ionizing Radiation Protection; Uluslararası İyonlaştırıcı Olmayan Radyondan Korunma Komisyonu) ve FAA (Federal Aviation Administration; Federal Havacılık Dairesi) gibi kurumların yayınlarında, radar çevresinde insanların korunması için belirli güvenlik mesafeleri tanımlanmış olsa da, bu mesafeler “öldürme” gibi dramatik bir anlam taşımaz. Örneğin, FAA’nın uçak bakım ekipleri için hazırladığı yönergelerde, çalışır durumdaki yüksek güçlü radar antenlerine çok yakından ve doğrudan maruz kalmanın doku ısısında artışa neden olabileceği ama bunun yalnızca uzun süreli ve doğrudan temasla mümkün olduğu belirtilir. 
Uçaklarda kullanılan radar sistemleri, pilotların çevredeki hava araçlarını, arazileri veya hava durumunu algılayabilmesi için elektromanyetik dalgalarla çalışan tespit sistemleridir. Özellikle askeri jetlerde yer alan radarlar, hedef belirleme, takip ve kilitlenme gibi görevleri yerine getirir ve genellikle X-band (8–12 GHz) aralığında yüksek frekanslı mikrodalga sinyalleri kullanır. Bu dalgalar, çok güçlü seviyelerde ve çok yakın mesafeden maruz kalındığında, canlı dokularda ısı artışına neden olabilir.
1983 yılında Alaska’daki Clear Hava Üssü’nde yaşanan belgelenmiş bir olayda, radar bakım sırasında güvenlik protokollerinin ihlali sonucu altı personel yüksek güçlü elektromanyetik radyasyona maruz kalmış ve kısa süreli sağlık sorunları yaşamış. Bir başka örnekte ise 2009 yılında ABD Donanması'nda görevli 23 yaşındaki bir teknisyen, yüksek enerjili bir radar antenine yaklaşık 10–15 cm mesafede çalışırken 18.000 voltluk elektriksel ark nedeniyle sağ elinden ve ayağından ciddi yanık ve sinir hasarı geçirmiş. Son olarak, 2012’de Norveç deniz kuvvetlerine ait bir gemi Barents Denizi’nde, yaklaşık 70–100 m mesafede geçen ABD destroyer radarının aktif kalması sonucu 7 dakika boyunca elektromanyetik dalgaya maruz kalmış ve olayın ardından 27 mürettebat 6–8 ay boyunca incelenmiş. İncelemeler sonunda ısınma hissi dışında herhangi bir fiziksel hasara rastlanmamış. Yaşanan kaza örneklerinin neredeyse tamamı, doğrudan temas ve ihmallerle mümkün olan istisnai durumlardır. Radarların genel kullanımında insan vücudunun içeriden yanması gibi bir sonuç, bilimsel olarak geçerli değil.
Son olarak, iddiada yer alan “öldürme bölgesi (kill zone)” kavramının geçtiği tek bir makaleye ulaşılıyor. İlgili makalede geçen “kill zone” terimi, radarın yaydığı elektromanyetik dalgalarla insanlara zarar vermesinden bahsetmiyor. Burada anlatılan, savunma sistemlerinin (örneğin bir savaş uçağının), füze, çarpışma ve hava silahı gibi kinetik enerjiyle hasar verebildiği etkili menzil alanını matematiksel olarak modellemeye yönelik bir analizdir. Radar sistemlerinde "ölümcül bölge", "öldürme hattı" gibi dramatik kavramlar bilimsel literatürde kullanılmıyor. Ancak “emniyet mesafesi” ya da “radyasyon tehlike alanı” gibi terimler bazı askeri teknik dökümanlarda yer alır. Bu bölgeler genellikle kapalı alanlarda çalışırken veya bakım yapılırken dikkate alınır. Gündelik uçuş operasyonlarında radar sistemleri uçak gövdesinin dışına yönlendirilmiş olur ve insanlar için tehdit oluşturmaz.

NAVSEA tarafından belirlenen bu yönerge, radar antenlerine yakın bölgelerde biyolojik zarar riskini azaltmak için güvenli mesafelerin nasıl hesaplandığını ve uyarı işaretlerinin nasıl kullanılacağını tanımlar.

Sonuç olarak;

Uçak radarlarında üç fitlik “öldürme bölgesi” olduğu ve bu alanda duran kişilerin vücudunun içeriden yanacağı iddiası yanlış.