Bir Instagram sayfasında 8 Nisan 2021 tarihinde yapılan bir paylaşımda Covid-19 virüsünün olmadığı ve bunun mevsimsel grip olduğu, otopsilerin yasaklandığı, yurtdışında bütün yasakların kalktığı ve Anayasa gereği insanlara maskenin dayatılamayacağı iddia edildi. Video 50 binden fazla görüntülenmiş.
Paylaşımda geçen iddia şu şekilde:
Otopsilere Neden İzin Verilmiyor? Başından beri mücadele etmekten vazgeçmeyen sevgili @erkancinbir yine yeniden artık pek çoğumuzun bildiği gerçeklere sırasıyla değiniyor. Fakat konuştuğu kitle "ama o kadar insan neden ölüyoğğğ" kitlesi olduğu için ne kadarı anlıyor tartışılır. Biz dik durmaya devam edicez. Çünkü medya kaynaklı konuşmuyoruz. Söylediğimiz her şeyin altı dolu ve belgelere dayalı. İspatsız bir tezimiz yok! Davamızda haklıyız!”
Covid-19 Virüsü Mevsimsel Grip Mi?
Videodaki ilk iddia Covid-19 diye bir virüsün var olmadığı, bunun mevsimsel grip olduğu yolunda. Çeşitli kurumların ortaya koyduğu raporlara göre, her ikisi arasında benzerlikler olsa da çok temel bazı farklılıklar mevcut.
İlk önce benzerlikler incelendiğinde, her ikisi de solunum yolu hastalığı olarak biliniyor. Bu nedenle, benzer semptomlar gösteriyorlar. Amerikan Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezleri (CDC) açıklamasına göre şu semptomlar ortak olarak görülebiliyor: ateş, öksürük, nefes darlığı, halsizlik, boğaz ağrısı, burun akıntısı, kas ağrısı, baş ağrısı ve ileri seviyede ise kusma ve bulantı. Fakat, gripten farklı olarak Covid-19 virüsü nedeniyle tat ve koku kaybı ve göğüs ağrıları da görülebiliyor.
İkinci olarak, her iki hastalık da temas, damlacık veya fomitler yoluyla bulaşabiliyor. Türk Tabipleri Birliği’ne göre Covid-19 aynı grip virüsü gibi “damlacık yoluyla, yakın temas sonrası hasta sekresyonlarından oluşan damlacıkların ağız, burun ve göze bulaşması veya hasta sekresyonları ile kontamine yüzeylere temas eden kişilerin ellerini ağız ve gözlerine değdirmesiyle bulaşır”. Bunun yanında, Covid-19 virüsünün aerosol, yani havada asılı duran damlacıkları soluması yoluyla da bulaşabildiği tespit edildi.
Üçüncü olarak, hem Covid-19 virüsünün hem de mevsimsel gribin bulaşma ile semptom gösterme arasında 1 veya daha fazla gün geçebilir. CDC verilerine göre mevsimsel gripte semptom bulaşmadan 1 veya 4 gün sonra görülebilirken, Covid-19’da bu süre ortalama 5 gün olsa da 2 gün ile 14 gün arasında değişebilmektedir. Dahası, Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre iki virüsün bulaşma hızı da farklılık gösteriyor. Seri aralık, yani bir bulaşma zincirinde birbirini takip eden vakalar arasında süre, Covid-19 virüsü için 5-6 gün iken, mevsimsel grip için bu 3 gündür.
Son olarak, her ikisinde de ölüm oranları düşük olsa da Covid-19 daha ölümcüldür. DSÖ’ye göre, mevsimsel gripten ölümler %0,1’den düşükken, Covid-19’dan ölümlerin oranı %3-4’tür. Türk Tabipleri Birliği’nin sağladığı verilere göre ise mevsimsel gribe her yıl yaklaşık bir milyar insan yakalanırken, doğrudan bu nedenle ölenlerin sayısı 99 bin ile 200 bin arasında değişiyor. Diğer taraftan, Covid-19 virüsünde Aralık 2019 ile Eylül 2020 tarihleri arasında 27 milyon hasta tespit edilmiş ve bunlardan 880 bini hayatını kaybetmiş.
Bu veriler ışığında, Covid-19 ile mevsimsel grip arasında ciddi farklılıkların olduğunu söylemek mümkün.
Otopsiler Yasaklandı Mı?
Videoda geçen ikinci iddia ise otopsilerin yasaklandığı. Nitekim buna benzer iddialar yurtdışında da dile getirilmiş. İddiaya göre DSÖ, doktorların otopsi yapmalarını yasaklamış, fakat İtalyan doktorlar buna uymayıp otopsi yapınca virüs değil kan pıhtısı yapan bakteri bulmuşlar.

Fakat bu iddianın tam tersine DSÖ, virüsten dolayı ölmüş olanlar üzerinde otopsi yapılması için bazı direktifler hazırlamış. Örneğin, otopsi sırasında hangi tıbbi malzemelerin kullanılması gerektiği belirtilmiş. Buna göre, el hijyeni, lastik eldiven, solunum cihazı, uzun kollu bluz, yüz maskesi ve önlük sayılmış.

Keza otopsi sırasında yeterli aydınlatma, otopsi aletlerinin ve yüzeyinin temizliği, havalandırma gibi bazı tedbirler de sıralanmış.
Bunun da ötesinde, DSÖ’nün ülkelere yönelik hiçbir yaptırım gücü yok. DSÖ ilgili ülkelere en fazla tavsiye verebiliyor. Ülkeler, egemenlik hakları gereği, bu tavsiye kararları çerçevesinde kendi ülkeleri adına politikaları belirliyorlar. Nitekim, çeşitli ülkeler kendi otopsi süreçlerini işletmişler ve bunların bir kısmı akademik makalelerde yayınlanmış. Türkiye’de Adli Tıp Kurumu tarafından da “Covid-19 Otopsi Talimatı” yayınlanmış durumda. Bu talimatnamede ön incelemede alınacak tedbirler, otopsi sırasında alınacak tedbirler, otopsi sonrası dezenfeksiyon ve sterilizasyon ile tıbbi atıkların yönetimi üzerine çeşitli talimatlar sıralanmış.

Yurtdışında Yasaklar Kalktı Mı?
Videoda dile getirilen üçüncü iddia ise yurtdışında yasakların kalktığı yönünde. Virüsün ortaya çıktığı 2020 yılı başı itibariyle birçok ülke sıkı tedbirler almıştı. Örneğin, 16 Mart 2020 tarihi itibariyle Almanya’da okullar, lokantalar ve zaruri olmayan işyerleri kapatıldı, tatil için yolculuk yapmak yasaklandı ve sınırlar kısmi olarak kapatıldı. Bugün itibariyle, 24 Nisan 2021 tarihinde geçen Hastalıktan Korunma Kanunu çerçevesinde, üç gün üst üste 100 bin kişide 100 ve üstü vaka görülen kentlerde belirli saatlerde sokağa çıkma yasağı, zaruri olmayan dükkanlarda “git ve al” tarzı alışveriş, toplu taşımada, kamu binalarında ve dükkanlarda 6 yaş ve üstüne maske zorunluluğu, sinemalar ve müzeler gibi kapalı mekânda yürütülen faaliyetlerin kapatılması gibi çeşitli kısıtlamalar devam ediyor.

Benzer kısıtlamaların diğer Avrupa ülkelerinde de görmek mümkündür. Örneğin Mayıs 2021 itibarıyla, İtalya’da gece sokağa çıkma yasağı, hastalığın yoğun olduğu yerlere seyahat yasağı, kapalı mekanlarda maske takma zorunluluğu gibi önlemler; Fransa’da gece sokağa çıkma yasağı, zaruri olmayan mağazalar, müzeler, lokantalar gibi mekanların kapatılması, maske takılması gibi kısıtlamalar devam ediyor.

Anayasa Gereği İnsanların Maske Takmaya Zorlanamayacağı Doğru Mu?
Paylaşımdaki son iddia ise Anayasa’nın 17. Maddesi gereği hükümetin insanlara maske takmaya zorlayamayacağı yönünde. Anayasa’nın 17. Maddesi şu şekilde:
Madde 17 – Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz. (…)[12] meşru müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması (…)[13] veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır.

Nitekim, benzer bir görüş anayasa hukukçusu Prof. Dr. Kemal Gözler tarafından da dile getirilmiş. Gözler’e göre,
Örneğin sokağa çıkma yasağı ve yurtlarda 14 günlük zorunlu tecrit “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı”nı (m.19), maske takma zorunluluğu “kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı hakkı”nı (m.17), şehirlerarası seyahat yasağı “yerleşme ve seyahat hürriyeti”ni (m.23), camilerde namaz kılma yasağı “ibadet hürriyeti”ni (m.24), iş yerlerinin kapatılması “mülkiyet hakkı”nı (m.35) ve “çalışma ve sözleşme hürriyeti”ni (m.48), icra takiplerinin ertelenmesi “hak arama hürriyeti”ni (m.36), okulların tatil edilmesi “eğitim ve öğretim hakkı”nı (m.42), işçi çıkarma yasağı “sözleşme hürriyeti”ni (m.48) ihlâl eder niteliktedir.
Görüldüğü üzere, Gözler de maske takma zorunluluğunu Anayasa’nın 17. Maddesinin ihlali olarak değerlendiriyor. Ona göre, Türkiye’de olağanüstü hâl ilan edilmediği için Anayasa’nın 13. Maddesine uyulması gerekiyor. Anayasa’nın 13. Maddesi ise şu şekilde:
Madde 13 – (Değişik: 3/10/2001-4709/2 md.) Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.
Buna göre, temel hak ve hürriyetler ancak kanunla sınırlanabilir. Bu nedenle, Gözler’e göre “Türkiye’de korona virüs salgını nedeniyle alınan tedbirlerin aşağı yukarı hepsi hukuka aykırıdır; bu tedbirleri ihlâl edenlere kesilen para cezaları da hukuka aykırıdır ve bunlar iade edilmelidir”.
Nitekim, DW Türkçe’de yer alan bir habere göre, Bolu’da bir mahkeme maskesiz sokakta dolaşan kişiye uygulanan idari para cezasını iptal etmiş. Mahkeme de kararında temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla sınırlanabileceğini belirtmiş. Buna karşılık, Yargıtay bu mahkeme kararını bozmuş ve Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 282. Maddesine göre, bin liraya kadar ceza verilebileceğine hükmetmiş. İlgili madde ise şu şekilde: “Bu Kanunda yazılı olan yasaklara aykırı hareket edenler veya zorunluluklara uymayanlara, fiilleri ayrıca suç oluşturmadığı takdirde, iki yüz elli Türk lirasından bin Türk lirasına kadar idarî para cezası verilir”.
İddia YANLIŞ
Bir Instagram sayfasında 8 Nisan 2021 tarihinde yapılan bir paylaşımda Covid-19 virüsünün olmadığı ve bunun mevsimsel grip olduğu, otopsilerin yasaklandığı, yurtdışında bütün yasakların kalktığı ve Anayasa gereği insanlara maskenin dayatılamamağı iddia edilmişti. Çeşitli resmî kurumlar Covid-19 ile mevsimsel grip arasında önemli farklılıklar olduğunu gösteriyor. Otopsiler ise özellikle DSÖ tarafından tavsiye ediliyor, Türkiye dahil çeşitli ülkelerde otopsi talimatnameleri mevcut. Yurtdışında ise Covid-19 nedeniyle çeşitli kısıtlamalar Mayıs 2021 itibarıyla halen devam ediyor.

Sonuç olarak;

Sonuç olarak, Covid-19'un gerçek bir virüs olmadığı, otopsilere izin verilmediği ve maske takma zorunluluğu getirilemeyeceğine dair iddialar yanlıştır.