Bir Instagram sayfası tarafından 6 Mayıs 2021 tarihinde yapılan paylaşımda aşı ve ilaçların hastalık ürettiği iddia edildi.
Paylaşımda geçen metin şu şekilde:
Aşı ve kimyasallar hastalık üretir, hastalığı tedavi etmek için kullanılan ilaçlar yeni hastalıklar üretir, üretilen yeni ilaçlar ve yöntemler insanlık tarihinde görülmemiş hastalıklar üretir... Bu kısır döngü immün sistem çökene kadar devam eder.

Pandemi ve Aşılamada İsrail Örneği
Dünya Sağlık Örgütü’nün 11 Mart 2020 tarihinde koronavirüsü “pandemi” ilan etmesinin üzerinden neredeyse 1 yıl 2 ay geçti. Bu süre zarfında 158 milyon kişi koronavirüse yakalandı ve 3 milyondan fazla insan virüs nedeniyle hayatını kaybetti. Vakalar ve ölümler dünyanın birçok ülkesinde hala artmaya devam ediyor ve hastalık henüz kontrol altına alınabilmiş değil.
Pandemi başladığından bu yana dünyanın farklı yerlerinde Covid-19 aşısıyla ilgili çalışmalar başladı. Türk-Alman bilim insanları Özlem Türeci ve Uğur Şahin kurucularından olduğu biyoteknoloji şirketi BioNTech ve Pfizer ortaklığıyla üretilen Covid-19 aşısı Dünya Sağlık Örgütü tarafından acil kullanım onayı alan ilk aşı oldu. Çalışmalar Pfizer-BioNTech aşısının %95’e yakın koruyuculuğu olduğunu gösteriyor.

Birçok aşının acil kullanım onayı almasının ardından büyük bir aşı kampanyası başlatan İsrail, %62’lik aşılanma oranıyla dünyada nüfusa oranla en çok aşıyı yapmış ülke ünvanını elinde tutuyor. Aşılanma konusunda büyük bir başarı sağlayan İsrail’de bu sayede hayat neredeyse normale döndü, hatta 18 Nisan 2021 tarihinde İsrail’de açık havada maske kullanılma zorunluluğu kaldırıldı. İstatiklere bakıldığında İsrail’in de diğer tüm ülkeler gibi koronavirüs salgınından nüfusa oranla etkilendiği açık şekilde görülüyor.

Koronavirüs salgının ortaya çıkışından birkaç ay sonra 23 Eylül 2020 tarihinde İsrail’de vaka sayıları 11 bini göstermekteydi. 9 milyonluk bir ülke için yüksek sayılabilecek bu sayı yüzünden tüm ülkeler gibi İsrail’de sıkı kapanmalar uygulamak zorundaydı. 6 Mart 2021 tarihine bakıldığında ise İsrail’de toplam 62 kişide vaka görülmüş, vefat sayısı ise sadece 4. Grafikte gösterildiği üzere, aşının koronavirüse karşı etkili olduğu somut bir kanıt.

Aşılar Hastalığa Sebep Oluyor mu?
Geleneksel aşıların çalışma yöntemi mevcut virüsün zayıflatılmış veya etkisizleştirilmiş bir şekilde vücuda enjekte edilmesiyle yapılıyor. Böylece virüsü tanıyan vücut, virüse karşı bağışıklık geliştirerek bir sonraki aşamada hastalığı daha kolay bir şekilde yenebiliyor. RNA tabanlı aşılarda ise virüsün tamamı yerine, genetik bilgisini taşıyan RNA zincirinden kritik bir kısım vücuda enjekte ediliyor. Bu şekilde şu ana kadar birçok hastalığa karşı aşılar dünyada kullanıldı ve olumlu sonuçlar elde edildi.
İddianın ilk kısmında aşıların hastalık ürettiği iddia edilmişti. Aşıların yan etkisi olduğu bir gerçek, fakat iddia edildiği gibi onaylanmış hiçbir aşı hayatı riske sokacak bir hastalığa sebep olmuyor. Dünyada ölümcül bir virüsle karşı karşıya iken aşıların yarattığı geçici yan etkiler şu ana kadar büyük bir risk yaratmış değil. Aşıların yarattığı koruyuculuk oranı ile yan etkilerinin karşılaştırılması sonucu aşıların yararları, zararlarına oranla çok daha fazla etkili. Aynı şekilde her aşılanmış kişi yan etkileri geçirmemekle birlikte, aşılanma sonucu geçirilebilecek yan etkiler yorgunluk, baş ağrısı, ateş, titreme, kas/eklem ağrısı, kusma, ishal, aşı uygulanan bölgede ağrı, kızarıklık, şişlik olarak sıralanıyor.

İlaçlar Hastalığa Sebep Oluyor mu?
İddianın ikinci kısmında aşıların sebep olduğu hastalıklarla mücadele etmekte kullanılan ilaçların da yeni hastalıklar ürettiği iddia edilmiş. Öncelikle, koronavirüs aşısı olan bir kişinin aşılanma sonrası bir ilaç kullanması gerekmiyor, çünkü aşıların yan etki harici hastalık ürettiğine dair bir kanıt yok. Buna karşın eğer kişi koronavirüse yakalandıysa ve ilaçları kullanmıyorsa hastalığı çok daha ağır atlatabiliyor veya hayatını kaybedebiliyor.
Fakat koronavirüsle mücadelenin ilk aşamalarında kullanılan ‘hidroksiklorokin’, diğer ilaçlara oranla tehlikeli olarak görülmekte. “Deneysel ilaç” olarak geçen hidroksiklorokinin kullanımı 25 Mayıs 2020’de Dünya Sağlık Örgütü tarafından durduruldu. Ardından ise Fransa ve İsrail de bu ilacın koronavirüs tedavisinde kullanılmasını yasakladı.

Klinik Farmakoloji Uzmanı ve Türkiye Akılcı İlaç Kullanım Platformu Başkanı Prof. Cankat Tulunay ise ilaç hakkında 96 bin kişilik çalışmada hiçbir tedavi görmeyenlerde ölüm oranı yüzde 9.3 iken hidroksiklorokin veya beraberinde antibiyotik ile ölüm oranları yüzde 20-25’lere çıktığını ifade etmişti. Tulunay ayrıca ABD, Kanada ve Fransa’da yapılan çalışmalar sonucu ilaçların etkilerinin olmadığını ama yan etkilerinin olduğunu da belirtti. Türkiye’de ise hidroksiklorokinin kullanımı Dünya Sağlık Örgütü’nün uyarılarından tam 11 ay 13 gün sonra (8 Mart 2021 tarihinde) durduruldu.
Aşılar Bağışıklık Sistemini Çökertiyor mu?
İddianın üçüncü kısmında aşıların bağışıklık sisteminin çökerttiği söylenmişti. Farklı uzmanların belirttiğine göre, aşıların bağışıklık sistemine zarar verdiğine yönelik bir ilişki bulunmamakta.
Etkisiz virüsler aşıyla vücuta enjekte edildiğinde bağışıklık sistemi iki aşamalı bir tepki oluşturuyor. Aşının vurulmasıyla birlikte bağışıklık sistemi vücutu gelen virüse karşı korumak için kısa süreli bir reaksiyon gösteriyor. Aynı şekilde yan etkilerde bu safhada ortaya çıkıyor ve bağışıklık sistemi virüse karşı tepki veriyor. Belli bir süre geçtikten sonra ise vücut virüsü tanır hale geliyor ve bu sayede bağışıklık sistemi güçleniyor. Belli bir süre sonrasında ise oluşan antikor seviyesine de bağlı olarak vücut virüse karşı bağışıklık kazanılmış olur.
Aşıların bağışıklık sistemine bir zararı olmamasına karşın, koronavirüse yakalanan kişilerin eğer bağışıklık sistemi kuvvetli değilse ölüm oranları yükselebiliyor. Bu sebepten dolayı pandemi başlangıcından itibaren birçok kurum ve uzman bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi konusunda insanları uyarıyor.
İddia YANLIŞ
6 Mayıs 2021 tarihinde bir Instagram kullanıcısı tarafından aşı ve ilaçların hastalığa sebep olduğu ve bağışıklık sistemini çökerttiği iddia edilmişti. Paylaşımda yer alan ilk iddia incelendiğinde virüslere karşı aşılar görünür bir şekilde işe yarıyor. İkinci iddia incelendiğinde ise ilaçların insanları direkt olarak hasta ettiği yanlış ve tedavi süresince kullanılan ilaçların çoğu işe yaramakta, işe yaramayanların ise birçok ülkede kullanımının durdurulduğu görülüyor. Üçüncü kısımdaki iddia edilen aşıların bağışıklık sistemini çökertmesi hakkında da bir bağlantı bulunmuyor, aksine aşılar virüslere karşı vücudun bağışıklığını güçlendiriyor.

Sonuç olarak;

Aşılar ve ilaçlar hastalık üretiyor ve bağışıklık sistemini çökertiyor iddiası yanlış.