Bir Instagram sayfası tarafından 17 Şubat 2021 tarihinde yapılan paylaşımda Abdülhamid Han’ın Osmanlı’nın borcunun %90’ını ödediği iddia edildi. Gönderi, 100 binin üzerinde görüntülenme, 6 binden fazla beğeni ve 150’den fazla yorum almış.
Paylaşımda geçen metin şu şekilde:
Abdülhamid Han, Osmanlı’nın borcunun %90’ını ödedi. Dünya’da bunu yapabilen başka bir lider yok!

Osmanlı Dış Borçlarının Finansmanı Nasıl Sağlandı?
II. Abdülhamid 31 Ağustos 1876’da, V. Murad’ın tahttan indirilmesinin ardından padişah olmuştu. 31 Mart Olayı’ndan kısa bir süre sonra, 27 Nisan 1909’da ise tahttan indirildi. Padişahlığı sırasında Düyun-u Umumiye kurulmuş ve bu sayede Osmanlı’nın iç ve dış borçlarının denetlenmesi sağlanmış.
Genel borçlar idaresi görevindeki Düyun-u Umumiye asıl olarak 1854’ten beri süregelen dış borçlanmanın finansmanını sağlama işlevi görmüştür. İktisat tarihçisi Prof. Dr. Şevket Pamuk, “Osmanlı-Türkiye İktisadi Tarihi 1500-1914” isimli kitabında Düyun-u Umumiye’nin kurulma sürecini şu şekilde anlatıyor:
“Muharrem Kararnamesi olarak adlandırılan bu anlaşma ile dış borçların miktarları indiriliyor, ödeme koşulları yeniden düzenleniyordu. Ancak buna karşılık Osmanlı Devleti, imparatorluk içinde yabancı alacakların temsilcisi olarak çalışacak ve devletin vergi gelirlerinin bir bölümünü yabancı alacaklılar adına toplayarak Avrupa’ya aktaracak yeni bir örgütün kurulmasını kabul ediyordu.”

Kitapta, Osmanlı’nın 1876 yılında dış borçlarını ödeyemez hale geldiği de belirtiliyor.

II. Abdülhamid Döneminde Borçların %90’ı Ödendi mi?
Hazine ve Maliye Bakanlığı internet sitesinde de yer alan, Dr. Biltekin Özdemir tarafından hazırlanan “Osmanlı Devleti Dış Borçları” isimli raporda Osmanlı’nın dış borçlanmalarıyla ilgili ayrıntılı bilgilere yer verilmiş. Osmanlı’nın ilk dış borçlanması 1854’te, Kırım savaşını finanse etmek için gerçekleşmiş. 1854 Kırım Harbinden, 1881’de Düyun-u Umumiye’nin kuruluşuna kadar ise toplam 15 dış borçlanma gerçekleşmiş.
Raporda yer alan bilgilere göre, 1881 tarihindeki toplam borç tutarı 252 milyon liranın üzerindeyken, yapılan indirimlerle bu miktar düşürülmüş. Muharrem Kararnamesi kapsamında Düyun-u Umumiye’nin kurulması ile Osmanlı’nın ödeyeceği nihai borç tutarı 141.505.919 lira (128.641.744 Sterlin) olarak belirlenmiş.

Muharrem Kararnamesi kapsamında karara bağlanan Osmanlı borçları ve alınan indirimler sonucu ödenen asıl miktar aşağıdaki tabloda ayrıntılı olarak görülebilir.

Ancak Osmanlı’da dış borçlanma Duyun-u Umumiye’nin kurulması ile son bulmamış. Aşağıdaki tabloda Osmanlı’nın ilk kez dış borçlanmaya başvurduğu 1854’ten, 1914’e kadar alınan borçlar yer alıyor. II. Abdülhamid’in tahttan indirildiği 1909 tarihine kadar borçlanmanın devam ettiği de açıkça görülüyor.

Abdülhamid döneminde Osmanlı’nın borçların %90’ının ödenip ödenmediğini analiz edebilmek için, 1881’de Düyun-u Umumiye’nin kurulması ile belirlenen 141 milyon lira dış borç ile 1909’daki dış borç miktarını karşılaştırabiliriz. 1909’daki dış borç miktarının tam değerini gösteren bir kaynağa ulaşamadığımızdan, Hazine ve Maliye Bakanlığın’ın sitesinde yer alan rapordaki bilgilerden yararlanıldı.
Raporda yer alan bilgiye göre, 1914’te Osmanlı Devleti’nin toplam borç miktarı 190 milyon Osmanlı lirası olarak belirtilmiş. Bu miktarın 153,7 milyonunu ise dış borçlar oluşturuyor. Söz konusu 153,7 milyondan, II. Abdülhamid’in tahttan indirildiği 1909 senesi sonrası girilen borçlar (yaklaşık olarak 34 milyon lira) çıkarıldığında, elimizde olarak 119,7 milyon lira dış borç miktarı kaldığı söylenebilir. Kabaca yapılan bir hesapta dahi Abdülhamid döneminde Osmanlı’nın borcunun %90’ının ödenmiş olmasının abartı içerdiği görülüyor.

Türkiye’nin Osmanlı’dan Devraldığı Borç Ne Kadardı?
Düyun-u Umumiye hukuken 14 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması ile, fiilen ise 13 Haziran 1928 Paris Sözleşmesi ile Osmanlı’dan kalan borçların Türkiye’ye devrinin planlanmasıyla son bulmuş. Osmanlı’dan devralınan toplam borç miktarı ise 107.528.463 altın lira olarak kararlaştırılmış.
Türkiye’nin devraldığı borçların içinde II. Abdülhamid döneminde gerçekleştirilen borçlanmalar da yer alıyor. Sonuç olarak, 1928 Paris Anlaşması’na göre Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, Osmanlı genel borçlarından 1912 öncesi kısmının % 62’sini, bu tarihten sonraki kısmının da % 76’sını ödemeyi kabul etmiş oldu. Böylece Osmanlı Devleti’nin 1854-1914 arasında yaptığı kırk iki dış borç anlaşmasından doğan 161.303.833 liralık borcun 107.528.463 liralık payı ödemeyi taahhüt etti.

Söz konusu borçların ödemesi ise, ilk dış borcun alındığı 1854 tarihinden tam 100 yıl sonra, 1954’te tamamlandı. Türkiye, Osmanlı’dan devralınan son borç ödemesini bu tarihte yaparak, taahhüt ettiği süreden 29 yıl önce tamamlamış oldu.

İddia YANLIŞ
Osmanlı’da dış borçlanma ilk defa 1854’te Kırım Savaşı ile başlamış ve 1876’da Osmanlı Devleti borçlarını ödeyemez hale gelmiş. Sonuç olarak II. Abdülhamid döneminde (1876-1909), 1881’de Düyun-u Umumiye kurulduğunda ödenmesi kararlaştırılan dış borç miktarı 141 milyon liraymış. Düyun-u Umumiye kurulduktan sonra da dış borç alımının durmadığı görülüyor. Abdülhamid’in tahttan indirildiği 1909 yılındaki dış borç miktarına ulaşılamadı. Ancak 1914’teki toplam dış borç miktarının yaklaşık 153,7 milyon lira olduğu görülüyor. Bu miktardan 1909-1914 arası yapılan dış borçlanmalar çıkarılırsa 1909’daki toplam dış borç miktarının kabaca bir hesapla 119 milyon lira civarı olduğu hesaplanabilir. Bunun yanı sıra, Osmanlı’dan Türkiye’ye kalan borç da toplam 107,5 milyon lira olmuş ve ödenmesi 1954’te tamamlanmış. Sonuç olarak, Abdülhamid Han’ın Osmanlı’nın borcunun %90’ını ödediği iddiası abartı öğesi içeriyor.

Sonuç olarak;

Abdülhamid Han’ın Osmanlı’nın borcunun %90’ını ödediği iddiası