Pandemi ile birlikte üye sayısında büyük artış yakalayan Netflix, BluTv, Amazon Prime, Exxen, Gain gibi dijital platformlar televizyonun etkisinin bir nebze azaltmış olsa da geleneksel olarak toplumumuzda televizyon hala büyük bir kesim için önemli bir araç.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 2018 yılında yayınladığı Televizyon İzleme Eğilimleri Araştırması'na göre en çok izlenen program türü, aylık ortalama 24 gün ile “haberler” olmuştu. İkinci sırada da ise aylık ortalama 15 gün ile “yerli diziler” geliyordu. Bu verilere göre yüksek düzeyde eğitim sahibi kişiler günde yaklaşık 3 saat ve ayda ortalama 24 gün televizyon izlerken, düşük düzeyde eğitimliler ayda 28 gün ve günde 4 saat ekran başında duruyordu. Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği'nin 2020 mart başında yaptığı açıklamaya göre de televizyon izlenme oranı pandemi sürecinde %23 arttı.
Yerli televizyon dizilerinin özellikle hafta içleri “prime time” olarak adlandırılan zaman diliminde yayınlanan programlar arasında önemli bir yeri bulunuyor. Bu dizilerde öne sürülen toplumsal cinsiyet temsilleri hemen hemen her kesim tarafından seyrediliyor, zaman zaman da eleştirilere maruz kalıyor. Yurt dışında da geniş bir kitleye ulaşan yerli diziler, akademik araştırmalara göre birçok sahnesinde kadına yönelik şiddeti normalleştiriyor.
Araştırmalara göre yerli dizilerde ön plana çıkan erkek karakterler büyük çoğunlukla yönetim aşamasında karar veren kişi, bilgili, zengin, bağımsız görüntüsünü veriyor. Kadınlar ise söz sahibi olmaktan uzak, entrikacı, anaç davranış sergileyen karakterler olarak temsil ediliyor.

Erkek Karakterlerin Ekranda Görünürlüğü Daha Fazla

TÜSİAD’ın 2018 yılında yayınladığı ve 1-31 Mayıs 2017 tarihlerinde, 6 ulusal kanalda yayınlanan 12 diziyi incelediği Televizyon Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği araştırmasına göre, yüksek reytinge sahip dizilerde kadınların ekranda görünürlük oranı % 46 iken erkeklerde bu oran %54 olmuş. Yani, en çok izlenen dizilerde toplam görünürlüğün yaklaşık 2/3’ü erkek karakterlere ait. Aynı araştırmaya göre de erkek karakterlere bekar rollerin daha çok yazıldığı sonucuna ulaşılırken, kadın karakterlerin neredeyse hepsinin medeni halleri hakkında bilgi sahibi olunuyor.
Ayrıca, yerli dizilerde kadın ve erkeklere yöneltilen birtakım sıfatlarda yer buluyor. Özellikle öne çıkan sıfatlar, kadınlar için “uysal/çekingen”, “duygusal” şeklinde. Erkeklere kıyasla bu sıfatları taşıyan kadın karakterler oldukça fazla. Erkek karakterler ise ekran karşısında “agresif" özellikleri ile temsil ediliyor. Yerli dizilerde “hayalperest” olarak yazılan kadın karakterlerin oranı %77.
Show more

Yerli Dizilerde Kadın Karakterler Çoğunlukla İç Mekanda Görülüyor

Yerli dizilerde kadın karakterlerin evde ve iç mekanlarda daha çok zaman geçirdiği aynı araştırmanın bulgularından biri. Erkek karakterler iş ile ilgili ortamlarda ve dış mekanlarda daha fazla zaman geçiriyorlar. Bu durum da kalıplaşmış toplumsal cinsiyet algısı içinde yer buluyor. Kadınların sahnelerinin çoğu özel mekanlarda geçiyor. Yerli dizilerde iç mekanda görülen kadın karakterlerin oranı %71 iken çalışan kadını iş başında gördüğümüz sahnelerin oranı ise sadece %20.
Show more

TÜSİAD’ın araştırmasında ekranlarda görünen kadın ve erkek karakterlerin fiziksel yapıları da incelenmiş. Kadın karakterlerin çoğunlukla “zayıf veya narin” olması ön plandayken, erkek karakterler de “yapılı ve iri” olarak öne çıkıyor. Kadın karakterlerin büyük çoğunluğu, popüler kültürün dayattığı fiziksel güzellik anlayışına göre yaratılmış durumda. Erkek karakterler ise zayıf ve narin olarak ekranda gözüktüğünde bu durum “güçsüzlük” olarak lanse ediliyor.

Kadın Karakterlerin %92’si Ev İşleriyle Meşgul Gösteriliyor

Türk televizyonlarında kadınları daha az görürken, karakterlerini nasıl gördüğümüzde erkek karakterlere göre değişkenlik gösteriyor. TÜSİAD’ın araştırması, toplumsal cinsiyet temsili hakkında önemli sonuçlara işaret ediyor.
En dikkat çekici sonuçlar “ağlama/hüzün” içeren sahnelerin %73 gibi bir çoğunlukla kadın karakterlere verilmiş olması. Bunun yanı sıra “şiddet/tehdit” içeren sahnelerin %79’u da erkek karakterler için yazılmış. Ekrandaki “ev işi” kategorisi ise en çok kadın karakterler için yazılmış.
Show more

Yerli Dizilerde “Yönetici” Rolünde Olan Erkeklerin Oranı %89

Kadın ve erkeğe atfedilen roller de değişkenlik gösteriyor. Bu bağlamda, TÜSİAD’ın inceleme kapsamındaki televizyon dizilerinde kadını “varlıklı ve çalışmayan” rolünde görme oranı %68 iken erkek karakterleri “patron ya da yönetici” rolünde görme oranı %89.
Show more

“Annelik” Yerli Dizilerde Ön Plana Çıkmış Durumda

İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Aylin Dağsalgüler ve İNGEV ortaklığı ile yapılan ve 2020’de yayınlanan Toplumsal Cinsiyet ve Medya raporu, kasım ve aralık aylarında yayınlanan ve reyting ölçümlerinde ilk 100 içerisinde yer alan 26 dizinin değerlendirme sonuçlarını yayınladı. Araştırma sonuçlarına göre televizyon ekranında gösterilen kadına karşı şiddetin gerçek hayatı yansıttığını düşünenlerin oranı %61. Araştırma kapsamındaki kadınların %68’i bu görüşe destek çıkıyor.
Raporun bir başka sonucu da gösteriyor ki, bu dizilerin büyük bir kısmında ağır silahlı çatışma sahnesi hakim. Ayrıca, bir kısmında da aile içi şiddet ve kadına karşı şiddet neredeyse araştırma gereği izlenen tüm dizilerde görülüyor. Fakat şiddet sahneleri sadece fiziksel şiddet olarak kalmamış, ikili ilişkilerde uygulanan duygusal şiddetin tüm senaryolarda yansıtıldığı görülmüş.
Reytingleri yüksek seyreden bu dizilerde, kadınların çoğunlukla çalışmadığını ekranlarda görmek mümkün. “Annelik” de yerli dizilerde kadın karakterler için biçilmiş en temel rol olarak öne çıkıyor. Ayrıca, 2018 yılında yayınlanan Televizyon Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği araştırmasına göre de ebeveyn rollerinin %79'u kadın karakterlerin. Erkeklerin çok büyük çoğunluğu babalık rolünde görünmüyor, yani erkek karakterlerin baba oldukları halde ebeveynlik yaptıkları sahneler çok az ekranda görünüyor.