İsmet İnönü, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu kadrosunun en önemli isimlerinden. Kurtuluş Savaşı muharebelerinde aldığı askeri görevlerin yanı sıra, Lozan Antlaşması ve 2. Dünya Savaşı sürecinde yürüttüğü diplomatik ilişkiler ile ‘Cumhuriyet tarihinin ikinci adamı’ olarak biliniyor. Çok partili siyasi hayata geçişte de önemli rolleri olan İnönü’ye yönelik getirilen olumlu veya olumsuz eleştiriler uzun zamandır hem toplumda hem sosyal medyada sıkça tartışılan konular arasında. 
Tartışmalarda kullanılan asılsız argümanların kaynaklarının doğruluğunun araştırılmadan veya kötü niyetle paylaşılması da İsmet İnönü hakkında dolaşımda olan bilgilerin dezenformasyonla birlikte yankı odalarında mitlere dönüşmesine neden oluyor. Doğruluk Payı olarak daha önce sosyal medyada viral olan İnönü mitlerini derledik.
İddia: Asker kaçağı ve çürük raporu var.
İsmet İnönü’ye yönelik dezenformasyona neden olan iddiaların başında, İnönü’nün asker kaçağı veya çürük raporu aldığı iddiaları geliyor. 1884 yılında doğan İnönü, 1903 yılında Harp Okulu’ndan mezun olduktan sonra Harp Akademisi’ne girdi. 1905 yılında Mülazimievvel (Üsteğmen) rütbesini alan İnönü, 1. Dünya Savaşı’nda Miralay (Albay) ve Kurtuluş Savaşı muharebelerinde Ferik (Korgeneral) rütbelerine kadar yükseldi. 1926’da 1. Ferik (Orgeneral) rütbesine yükselen İnönü 1927 yılında kendi isteğiyle emekliye ayrıldı.
İsmet İnönü’nün asker kaçağı olduğuna yönelik iddialar en azından 1950 seçimlerine dek uzanıyor ve tarihi hiçbir gerçekliği bulunmuyor.
İddia: Lozan Antlaşmasının hemen ardından Yunanistan’ı ziyaret etti.
Lozan Antlaşması’nın hemen ardından İsmet İnönü’nün Yunanistan’a gerçekleştirdiği ziyareti gösterdiği iddia edilen bir video ile dolaşıma giren paylaşımlar bir diğer İnönü mitine dönüşmüş durumda. 24 Temmuz 1923’te imzalanan ve Türkiye ile Yunanistan arasındaki savaşın sona erdiğinin garantisi olma niteliğinde olan Lozan Antlaşması’nın ardından, iki ülke arasında ilişkiler bir süre daha gerilimli bir tonda sürmüştü. Yunanistan ve Türkiye arasında dostluk ilişkilerinin kurulmaya başlaması ancak 1928’de Yunanistan’da Venizelos’un seçilmesiyle mümkün oldu. 
İddialarda Lozan’dan hemen sonra gerçekleşen bir ziyarete ait olduğu öne sürülerek paylaşılan video, aslında Venizelos’un Türkiye’ye gerçekleştirdiği ilk resmi ziyaretin iade-i ziyareti niteliğinde ve 1931 yılında kayda alınmış.
İddia: Hatıralarında harf devriminin dinin toplum üzerindeki etkisini azaltmak i̇çin gerçekleştirildiğini yazdı.
Sosyal medyada ve çeşitli gazetelerin köşe yazılarında 2011 yılından beri dolaşıma sokulan, İnönü’nün Hatıralar adlı eserinin 2. cilt 223. sayfasında;
Harf devriminin temel gayelerinden biri yeni nesillere geçmişin kapılarını kapamak, Arap-İslam dünyası ile bağları koparmak ve dinin toplum üzerindeki etkisini zayıflatmaktı. Yeni nesiller, eski yazıyı öğrenemeyecekler, yeni yazı ile çıkan eserleri de biz denetleyecektik. Din eserleri eski yazıyla yazılmış olduğundan okunmayacak, dinin toplum üzerindeki etkisi azalacaktı.
hatırasının yer aldığı iddiası ile “İsmet İnönü’nün Harf Devrimi İtirafı” ve “Harf Devriminin Asıl Amacı Neydi?” başlıklarıyla benzer iddialar mevcut. Fakat İsmet İnönü Vakfı tarafından yayımlanan ‘Hatıralar’ kitabında bahsedilen sayfalarında veya kitabın farklı bir bölümünde bahsi geçen açıklamalar bulunmuyor. 
İddia: Cumhurbaşkanlığı döneminde 24 Nisan tarihi İsrail’in kuruluşu nedeniyle bayram ve resmi tatil i̇lan edildi.
İnönü’ye yönelik dezenformasyon kampanyalarından bir diğeri, İsrail’in kuruluş yıldönümünü resmi tatil ve bayram ilan edildiği yönünde. Toplumun önemli bir kesimi tarafından İsrail’in ‘düşman’ olarak görülmesi, İnönü’ye atfedilen bu karar iddialarının ‘İsmet İnönü İsrail sempatizanıdır’ argümanlarına kanıt olarak sunuluyor. Ancak 24 Nisan tarihinin resmi tatil ilan edilmesinin asıl sebebi; Milli Eğitim Bakanlığı’nın 1972 yılında yayımlanan tebliğine göre 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Bunun yanında, İsrail’in kuruluş tarihi de 24 Nisan değil, 14 Mayıs 1948.