Bir Twitter sayfası tarafından 29 Ocak 2021 tarihinde yapılan paylaşımda Oxford- Astrazeneca COVID-19 aşısının laboratuvarda DNA değiştirilerek üretildiği ve insanların DNA’larını değiştireceği iddia edildi. Gönderi 13’ten fazla retweet 30’dan fazla beğeni almış.
Paylaşımda geçen metin şu şekilde:
Astrazeneca aşısının kapağında gözümüze sokar gibi açıklamışlar. Rekombinant DNA yani laboratuvarda değiştirilmiş DNA. Bu aşı COVID-19 için değil, kendi DNA’mızı değiştirmek için.

Oxford-Astrazeneca COVID-19 Aşısı İnsan DNA’sını Değiştiriyor mu?
SARS-CoV virüslerinin temel biyolojik özelliklerinden biri virüsün hücrelere nüfuz etmesine ve enfeksiyona neden olmasına izin veren Spike proteini. Buna ek olarak, bu protein antikor oluşturma görevi de üstleniyor. Bu nedenle, SARS-CoV-2 viral enfeksiyona karşı aşı çalışmalarına Spike proteini de dahil ediliyor.

Virüs bazlı ve zayıflatılmış virüsten üretilen aşıların, SARS-CoV ve MERS-CoV gibi hastalıklar için geliştirilen aşı çalışmalarında, hayvan deneylerinde bulaşın arttığı ve bağışıklığın olumsuz etkilendiği gözlemlenmiş. Bu yüzden, SARS-CoV-2 ve SARS-CoV’un genetik ve bulaşma özellikleri benzer olduğundan benzer etkilere neden olabileceği düşünülüyor. Bu nedenle, SARS-CoV-2 aşısının modern aşı platformları (viral protein gibi) kullanılarak daha güvenli hale getirilmesi amaçlanıyor.

Oxford Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, tipik soğuk algınlığı ve grip semptomlarına neden olan şempanze adenovirüsü, ChAdOx1-S adı verilen bir tür virüs kullanarak geliştirdiler. Rekombinant aşılar, genetik maddelerin kombinasyonundan oluşturuluyor. Şempanze adenovirüsünün kombinasyonu ile oluşturulduğu için bu isim verilmiş. Şempanzelerden alınan adenovirüs genetik olarak değiştiriliyor ve insan DNA’nın gerçek koronavirüsü tanıması için eğitecek bir gen geliştiriyor. Eğitilen virüs, enfeksiyonun vücuda bulaşması durumunda koronavirüse saldırmasını sağlıyor. Geliştirilen adenovirüs hücrelere giriş yapabiliyor ancak hücre içinde çoğalmıyor. Yani, hücrenin DNA’sını değiştirmiyor.

Aşı enjekte edildikten sonra adenovirüsler hücrelere çarparak yüzeylerdeki proteinlere tutunuyor. Hücre, virüsü bir baloncuğun içine alarak hücrenin DNA’sının depolandığı çekirdeğe gidiyor. Adenovirüs, Spike proteini, RNA ve mRNA adı verilen moleküle kopyalıyor. MRNA çekirdekten ayrılarak hücrenin molekül yapısını öğreniyor ve Spike protein ile birleşmeye başlıyor. Aşılanan hücreler daha sonra bağışıklık sistemi tarafından tanınıyor. Ayrıca, adenovirüs bağışıklık sistemini uyarıyor ve bağışıklık hücrelerini etkinleştirmek için uyarı sinyalleri gönderiyor. Oxford- Astrazeneca COVID-19 aşısı da bağışıklık sisteminin Spike proteinlerine daha güçlü tepki vermesini sağlıyor.

Aşılanmış hücre öldüğünde hücrenin parçaları bağışıklık hücreleri tarafından alınabilen Spike protein parçalarını içeriyor. Bu parçalar, T hücreleri tarafından tespit edildiğinde enfeksiyonla savaşmak için diğer bağışıklık hücrelerini çağırıyor. Oluşan antikorlar, koronavirüsün sivri uçlarına tutunabiliyor ve virüsü yok etmek için işaretleyebiliyor. Sivri uçların diğer hücrelere yapışmasını engelleyerek enfeksiyonu da önleyebiliyor.
MRC-5 Nedir?
MRC-5, 14 haftalıkken kürtaj edilmiş beyaz erkek fetüsünde bulunan bir akciğer dokusu olduğu bilgisine ulaşılıyor. MRC-5 dokularına dair bilgi Research Square adlı sitede yayınlanmış. Bu çalışmada, MRC-5 dokularına enjekte edilen aşının nasıl çalıştığına dair veriler sunulmuş. Bu açıdan, bu çalışmada insan üzerine deneylere geçilmeden önce aşının insan dokularında nasıl çalıştığı analiz edilmiş.
Oxford Üniversitesi araştırmacıları, yayınladıkları açıklamada dokuların üretim aşamasında temizlendiğini belirtmiş. Buna göre,
"Bazı aşılarda, aktif unsur insan hücreleri içeren kültürlerde çoğaltılıyor. Suçiçeği gibi bazı virüsler insan hücrelerinde daha iyi çoğalıyor. Çoğaldıktan sonra hücre kültürü materyalinin yok edilmesi için birkaç defa temizleniyor. Nihai aşıda herhangi bir insan materyalinin bulunmasını olasılıksız hale getiriyor."

MRC-5 dokusunun sadece Covid-19 aşısında değil, aynı zamanda kuduz, suçiçeği, zona, kızamıkçık ve Hepatit A gibi hastalıkların aşısının üretiminde de kullanıldığı belirtiliyor.
COVID-19 Aşılarında Güvenlik Sorunu Var mı?
İlaç ve Sağlık Ürünleri Düzenleme Kurumu (MHRA) İngiltere’de tıbbi cihazları ve ilaçları düzenleyen bir kurum olarak görev alıyor. MHRA, Sağlık ve Sosyal Bakım Bakanlığı’nın yürütme ajansıdır.
MHRA’nın COVID-19 aşısı için bir yapay zekâ (AI) yazılım aracına ihtiyaç duyduğuna dair iddia daha önce Reuters tarafından incelenmiş. Reuters’a konuşan MHRA sözcüsü, “tüm ilaçlar gibi aşılarda yan etkilere neden olabilir. Bunların çoğu hafif ve kısa vadelidir.” ifadelerini kullanmış. Herhangi bir COVID-19 aşılama programını desteklemek için ellerinde yeterince kaynak ve teknolojiye sahip olduklarını belirtmiş. MHRA, klinik çalışmalardan elde edilen yayınlanmış raporlara göre, COVID-19 aşılarıyla ilgili herhangi bir güvenlik endişesi beklemediklerinin altını çizmiş.
İddia Yanlış
Bir Twitter sayfası tarafından yapılan paylaşımda Oxford- Astrazeneca COVID-19 aşısının Oxford- Astrazeneca COVID-19 aşısının laboratuvarda DNA değiştirilerek üretildiği ve insanların DNA’larını değiştireceği iddia edilmişti. Oxford Üniversitesi’nde yürütülen çalışmalarda, şempanzelerden alınan adenovirüsü genetik olarak değiştiriliyor ve bir kişinin gerçek koronavirüsü tanıması için eğitecek bir gen geliştiriliyor. Eğitilen virüs, enfeksiyonun vücuda bulaşması durumunda koronavirüse saldırmasını sağlıyor. Adenovirüs hücrelere giriş yapabiliyor ancak hücre içinde çoğalmıyor. Yani, hücrenin DNA’sını değiştirmiyor.

Sonuç olarak;

Astrazeneca/Oxford COVID-19 aşısının DNA’yı değiştirmek için üretildiği iddiası