
2025 Yılının Teknoloji Trendleri
Bilim & Teknoloji
İlk yayın :
26 Aralık 2024
2025 yılına kısa bir süre kala, yeni yılın teknoloji trendlerine dair öngörüler ortaya çıkmaya başladı. Info-Tech Araştırma Grubu, “Tech Trends 2025” adlı raporunda, bilgi teknolojilerinde büyük dönüşümlere yol açacak altı temel eğilime dikkat çekiyor. Araştırma, 2024 yılının Mart ve Temmuz ayları arasında dünya genelinde 1000’e yakın bilgi teknolojisi uzmanından toplanan verilerle hazırlanmış. Ayrıca, raporun şekillendirilmesinde Blockchain Araştırma Enstitüsü, Nubinary, Kyield, SAS, Xprize Quantum, IBM Quantum Industry & Technical Services, HP Inc, Voices.com, SWEAR ve British Columbia Üniversitesi gibi önemli kuruluşlardan temsilcilerle yapılan uzman görüşmeleri de etkili olmuş.
İşte 2025’te daha fazla konuşacağımız 6 teknoloji trendi;
1-) Yapay Zeka Avatarlar ve Sohbet Botları
Üretken yapay zeka, kullanıcı deneyimlerini dönüştürerek yazılımlarla daha doğal bir etkileşim sağlayan sohbet robotları ve ses teknolojileri sunuyor. Microsoft Copilot, Salesforce Einstein ve Amazon Q gibi araçlar, kullanıcıların karmaşık menü ve ikonlarla uğraşmak yerine konuşarak ihtiyaçlarını karşılamalarına olanak tanıyor. Ancak, bu teknolojiler hatalara ve veri gizliliği risklerine oldukça açık. Ayrıca, yapay zeka destekli ses klonlama teknolojileri sayesinde gerçek insan sesine benzeyen içerikler hızla üretilebiliyor ve bu, medya, sağlık ve reklam gibi sektörlerde büyük bir potansiyel sunduğu gibi tehditleri de içinde barındırıyor. Bu durum, yapay zeka tespitine yönelik daha güçlü sistemler ve savunma mekanizmalarına olan ihtiyacı artırıyor. Birçok kurumsal sisteme entegre edilen yapay zeka avatarları ve sohbet robotları, müşteri hizmetlerinden yazılım geliştirmeye, pazarlamadan kullanıcı deneyimlerine kadar pek çok alanda köklü değişimler sağlıyor. Info-Tech’in anketine göre, katılımcıların %70’i üretken yapay zeka sohbet robotlarını halihazırda kullanırken, Microsoft Copilot %78,84’lük bir oranla bu alanda en çok tercih edilen araç konumunda.
2-) Deepfake’ten Korunma
Yapay zeka araçlarıyla oluşturulan dijital personalar, genellikle meşru iş amaçları için kullanıldığında bireylerin onayını gerektiren güvenlik önlemleri içeriyor. Ancak, bu teknolojilerin açık kaynaklı sürümleri veya korsan yazılımları kötü niyetli kişilerin eline geçebiliyor. Bu durum, internet üzerindeki yanlış bilgi sorununu derinleştiriyor ve dolandırıcılıkta kullanılan sosyal mühendislik yöntemlerini daha etkili hale getiriyor.
Deepfake teknolojisi, insanların görsel bilgileri ele alış biçimi nedeniyle tehlike arz ediyor. İnsan beyni görsel verileri kritik düşünmeden kabul etmeye eğilimli olduğu için, bu tür sahte içerikler gerçekmiş gibi algılanabiliyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2024 Küresel Riskler Raporu, yanlış bilgi ve dezenformasyonu önümüzdeki iki yıl için en ciddi tehdit olarak değerlendiriyor. Deepfake’lerin siyasi seçimleri manipüle etmek, liderleri yanlış tanıtmak, hisse senedi manipülasyonu yapmak gibi birçok alanda toplumlara zarar verebileceği belirtiliyor.
Yapay zekanın ürettiği dijital insan figürleri giderek daha da karmaşık ve anlaşılması zor bir hal almaya başladı. Üretilen deepfake materyaller dolandırıcılık ve yanlış bilgilendirme için güçlü bir araç haline geldi. Hazırlanan raporda bilgi teknolojilerinin önde gelen isimlerinin, artan yapay zeka destekli siber saldırı tehdidi ile mücadele etmek ve verilerinin bütünlüğünü sağlamak için yapay zeka destekli tespit araçlarına, blok zinciri gibi içerik doğrulama yöntemlerine öncelik verdiği ifade ediliyor. Info-Tech'in bulgularına göre yapay zeka, 5 üzerinden 3,55'lik bir bozulma riski puanıyla, yetenek eksikliğinin hemen ardından iş operasyonları için en yıkıcı ikinci güç olarak yer alıyor.
Bu konuda şu içeriği faydalı bulabilirsin
3-) Kuantum Bilişim
Kuantum bilişim, teorik çalışmaların ötesine geçerek artık bulut platformları üzerinden erişilebilir hale geldi ve işletmeler için gerçek dünya iş deneylerini mümkün kılmaya başladı. Günümüz bilgisayarlarının aylarca hatta yıllarca sürebilecek karmaşık problemleri, kuantum bilgisayarları saniyeler içinde çözebilecek kapasitede. 2025 yılında, özellikle dijital altyapısı gelişmiş sektörlerde kuantum bilişime yönelik yatırımlar artış gösteriyor. Araştırmalara göre, ileri teknolojiye sahip şirketlerin %34’ü 2025 yılı sonuna kadar kuantum bilişim yatırımı yapmayı planlıyor. Ancak bu teknoloji henüz klasik bilgisayarların yerine geçecek bir seviyede değil ve sadece çok karmaşık problemleri çözmede daha etkili. Şirketler, bu teknolojiye geçişte uygun yetenekli çalışanları bulma ve kuantum sistemlerini mevcut sistemlerle entegre etme gibi zorluklarla karşılaşıyor. Yine de, ilaç keşfi, finansal modelleme, malzeme bilimi ve lojistik gibi alanlarda kuantum bilişim önemli yenilikler vadediyor. Medya, telekom ve teknoloji şirketlerinin %33’ü kuantum bilişim yatırımı yaparken, bunu %27 ile kamu sektörü ve %20 ile finans sektörü takip ediyor.
Bu yıl Türkiye, ilk yerli kuantum bilgisayarı “QuanT”yi tanıtarak önemli bir teknoloji atılımına imza attı. Tanıtım sırasında konuşan TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, QuanT’nin sağladığı işlem gücüyle savunma sanayi, finansal teknoloji, mobilite ve siber güvenlik gibi stratejik alanlarda Türkiye’nin küresel rekabet gücünü artıracağını vurguladı.
4-) Kuantum Sonrası Kriptografi
Kuantum bilgisayarlar gelecekte mevcut şifreleme yöntemlerini kırabilecek güce ulaşabilir, bu da bilgi güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturuyor. “Q-günü” olarak adlandırılan bu belirsiz tarihte, kuantum bilgisayarların günümüzde yaygın olan RSA gibi şifreleme standartlarını kolayca çözebileceği öngörülüyor. Bu durum, özellikle finans, sağlık, telekomünikasyon ve hükümet gibi hassas verileri korumakla yükümlü sektörleri ciddi şekilde etkileyebilir. Uzmanlara göre, Q-günü önümüzdeki 10-15 yıl içinde gerçekleşebilir. Bu nedenle, güvenlik standartlarını kuantum bilgisayarlara dayanıklı hale getirmek için şimdiden harekete geçilmesi gerekiyor. 2024 yılında NIST tarafından duyurulan kuantum dayanıklı şifreleme standartları, bu geçiş sürecine rehberlik etmeye başladı. Ancak, “Şimdi Hasat Et, Daha Sonra Çöz” saldırıları gibi gelecekteki tehditlere karşı bugünden önlem almak da kritik öneme sahip.
Kuantum teknolojisinin gelişme hızı göz önüne alındığında Kuantum sonrası kriptografinin benimsenmesi, özellikle finans, sağlık ve kamu gibi hassas verileri işleyen sektörler için artık kritik bir öncelik haline geldiği görülüyor. Info-Tech hazırladığı raporda bilişim teknolojileri departmanlarının %16'sına kıyasla gelişmiş bilişim teknolojileri departmanlarının %31'inin 2025'in sonundan önce kuantum sonrası kriptografiye yatırım yapmayı planladığını bildiriyor.
5-) Uzman Modeller
Yapay zeka teknolojileri, işletmelerin iş süreçlerini geliştirmesi ve müşteri beklentilerini yükseltmesi açısından büyük bir potansiyele sahip. Özellikle bilgi teknolojisi firmaları bu alanda yatırımlara öncülük ediyor. Yapay zekadan en iyi şekilde faydalanmak isteyen kuruluşların, yapay zekanın teknik zorluklarının ötesinde, iş süreçlerine entegrasyon, doğru veri yönetimi, özel modeller geliştirme ve çalışanlara bu teknolojiyi kullanma yetkinliği kazandırma gibi konulara odaklanmaları gerekiyor. Yapay zekanın güçlü yanları arasında büyük veri kümelerini analiz etme ve hızlı sonuçlar sunma yeteneği bulunsa da, başarının anahtarı insan desteğini tamamen kaldırmadan mevcut süreçleri yapay zeka ile desteklemek. Ayrıca, yapay zekanın herkes tarafından erişilebilir ve kullanılabilir hale gelmesi (demokratikleşmesi), iş yerlerinde daha fazla verimlilik sağlanmasına olanak tanıyor. Info-Tech hazırladığı raporda yüksek olgunluğa sahip bilgi teknolojisi departmanlarının %80'inin halihazırda yapay zekaya yatırım yaptığını veya 2025'in sonuna kadar bunu yapmayı planladığını belirtiyor.
6-) Yapay Zeka Hakimiyeti
Yapay zeka, işletmeler için hem büyük fırsatlar hem de ciddi tehditler sunuyor. Özellikle müzik ve haber gibi yaratıcı sektörlerde yapay zeka, iş modellerini tehdit etmeye başladı. Örneğin, yapay zeka ile müzik üreten programlar, kullanıcı taleplerine göre yeni şarkılar oluşturabiliyor, bu da sanatçılar ve müzik endüstrisi için gelir kaybına yol açabilir. Benzer şekilde, haber siteleri de arama motorlarının yapay zeka tarafından üretilen cevapları sayesinde daha az ziyaret alarak reklam ve abone gelirlerini kaybetme riskiyle karşı karşıya. Bunun sonucunda müzik ve haber endüstrisindeki bazı şirketler, yapay zeka üreticilerine telif hakkı ihlali nedeniyle dava açıyor. Ancak tehdit sadece yaratıcı sektörlerle sınırlı değil; müşteri hizmetlerinden eğitime, finanstan yazılım geliştirmeye kadar birçok alanda yapay zekanın iş yapış biçimlerini değiştirebileceği düşünülüyor. Şirketler, yapay zekanın potansiyel faydalarından yararlanırken, veri gizliliği, maliyetler ve performans standartları konusunda kontrolü elde tutmaya çalışarak bu değişime hazırlanıyor.
Info-Tech raporda, kuruluşların hassas verileri korumak, maliyetleri düşürmek ve yapay zeka performansını artırmak için yapay zeka benimsenmesini yönetişim ve kontrol ile dengelemeye odaklandığını açıklıyor. Kısacası firmalar, yapay zekâyı etkin bir şekilde kullanabilmek için hem teknolojik hem de yönetimsel dengelerin kurulması gerektiğini vurguluyor. 2026 yılına kadar, daha fazla şirketin yapay zeka girişimleri üzerinde kontrolü sürdürmek amacıyla yerelleştirilmiş yapay zeka modelleri çalıştıracağı tahmin ediliyor. Gizlilik ve güvenlik endişeleri, yapay zeka yatırım kararlarını etkileyen faktörler listesinin başında yer alıyor, Info-Tech’in araştırmasına katılan firmaların %65'i bunu önemli bir husus olarak belirtiyor.
2025 yılı, bilgi teknolojilerinde çığır açan gelişmelerin yaşanacağı bir döneme işaret ediyor. Tech Trends 2025” raporu, yapay zeka avatarları ve sohbet botlarından kuantum bilişime, deepfake’lerden kuantum sonrası kriptografiye kadar uzanan altı temel trendi öne çıkarıyor. Bu teknolojiler, iş süreçlerini dönüştürme ve büyük fırsatlar sunma potansiyeli taşıyor olsa da, aynı zamanda veri güvenliği, gizlilik ve etik gibi önemli riskleri de beraberinde getiriyor. Şirketlerin, bu yenilikleri benimserken iş süreçlerine entegre etmek, doğru veri yönetimini sağlamak ve teknoloji ile insan katkısını dengede tutmak gibi zorlukları çözmeleri gerekiyor.
İLGİNİ ÇEKEBİLİR
DASK Depremin Maddi Kayıplarına Bir Çözüm mü?
Video Hindistan'dan THY Uçağının Kanadına Binerek Türkiye'ye Gelen Hindiyi mi Gösteriyor?
Video Los Angeles Yangınında John Cena’nın Yanmayan Evini mi Gösteriyor?
Video Moskova Metrosu’nda Tanıtılan Yapay Zeka Kasiyerleri mi Gösteriyor?
Video Arizona'da Yaşanan UFO Kazasını mı Gösteriyor?
Video Rusya’da Bulunmuş Yüzü Olan Bir Balığı mı Gösteriyor?
Video Antarktika'da Donmuş Halde Bulunan Canlıların Keşfedildiğini mi Gösteriyor?
Kadına Yönelik Şiddette Veriler Nasıl Toplanıyor?
Video Çernobil Reaktöründe Bulunan Mutasyonlu Kediyi mi Gösteriyor?
Video Tarlada Çalışan Bir Robotu mu Gösteriyor?