Yazar:
Gül Hür
İddia şöyle;

Bir X kullanıcısı tarafından 7 Aralık 2025 tarihinde yapılan bir paylaşımda, evrimsel biyolog Jenny Graves’ın açıklamalarına göre birkaç milyon yıl içinde Y kromozomu yok olabileceği iddia edildi

İddia DOĞRU
Jenny Graves’in bazı çalışmalarında Y kromozomunun uzun vadede tükenebileceği bir olasılık tartışılsa da bu, kesin bir öngörü değil.
Son araştırmalar Y kromozomunun milyonlarca yıldır büyük ölçüde stabil kaldığını ve kendini onaran mekanizmalara sahip olduğunu gösteriyor.
Jenny Graves’in Y Kromozomu ile İlgili Çalışmaları Akademik Olarak Tartışılıyor
Sosyal medyada bilimsel kavramlar çoğu zaman karmaşık bağlamlarından koparılarak dolaşıma giriyor. Özellikle teknik alanlara dair iddialar, birkaç kelimelik çarpıcı başlıklarla geniş kitlelere ulaşabiliyor. Bu başlıklar, bilimsel bir makaleden ya da uzman bir araştırmacıdan alıntı gibi sunulduğunda daha da hızlı yayılıyor. Son yıllarda dijital kültürün etkisiyle cinsiyet rolleri üzerine yürüyen yoğun tartışmalar, görsel kültürün erkekliği dönüştürdüğü, geleneksel cinsiyet kavramlarının çözülmeye başladığı ya da erkeklerin artık eskisi kadar “erkek” olmadığı gibi sosyal medya tartışmalarını da beraberinde getiriyor. Bu nedenle cinsiyetle ilgili bilimsel iddialar çok daha hızlı yayılıyor. Böylece uzun yıllara yayılan araştırmaların nüansları, belirsizlikleri ve hâlâ süren bilimsel tartışmalar göz ardı edilerek tek bir kesin sonuca indirgenmiş oluyor. Bu ortam, özellikle genetik ve evrimsel biyoloji gibi sürekli güncellenen alanlarda, yanlış bilginin hızla yayılması için elverişli bir zemin yaratıyor.
İlgili gönderide de evrimsel biyolog Jenny Graves’in bir araştırması kaynak gösterilerek birkaç milyon yıl içinde Y kromozomu yok olacağı iddia edilmiş. Konunun detayına girmeden önce Jenny Graves’e dair bir araştırma yapmakta fayda var. Jennifer Ann Marshall Graves, memeli genomlarının nasıl oluşup evrildiğini anlamaya büyük katkılar yapmış, dünyanın önde gelen evrimsel genetikçilerinden biri. Kanguru, ornitorenk, Tasmanya canavarı gibi Avustralya’ya özgü hayvanların genetik çeşitliliğini kullanarak insan da dahil tüm memelilerde ortak olan gen yapıları ve süreçlerini ortaya çıkarmasıyla tanınıyor. İnsanlardaki X ve Y kromozomlarının kökeni ve evrimi üzerine geliştirdiği teoriler uluslararası alanda büyük ses getirmiş. Epigenetik, cinsiyet belirlenmesi ve yüksek sıcaklıkta cinsiyet değiştirebilen sürüngen modelleri üzerine yaptığı çalışmalar bugün bile alanın sınırlarını genişletiyor. Uluslararası genom projelerinde kurucu roller üstlenen Graves, 400’den fazla bilimsel yayını, birçok ödülü ve Avustralya bilim dünyasındaki öncü konumuyla çağımızın en etkili genetikçilerinden biri olarak kabul ediliyor.
Graves’in çalışmaları, memelilerde cinsiyet kromozomlarının nasıl ortaya çıktığını ve nasıl değiştiğini anlamada büyük rol oynuyor. 2010’da Veronica J. Murtagh ve Paul D. Waters ile birlikte yayımladığı bir çalışmada, keseli memelilerin Y kromozomunun az sayıda gene sahip sade ama önemli bir yapı olduğunu ve bu yapının Y’nin evrimini anlamak için güçlü ipuçları verdiğini göstermiş. 2016’daki incelemesinde ise kanguru ve ornitorenk gibi Avustralya hayvanlarının, insanlardaki XY sistemi dışında farklı cinsiyet kromozomu yapıları taşıdığını ve bunun XY’nin kökeninin çok eskiye dayandığını gösterdiğini açıklamış. 
Graves’in çalışmaları arasında en çok bilinenlerden ve tartışma yaratanlardan biri “The degenerate Y chromosome — can conversion save it?” başlıklı, 2004 tarihli bir makalesi. Türkçeye “Çözülmekte olan Y kromozomu: Dönüşüm onu kurtarabilir mi?” olarak çevrilebilecek bu çalışmada, Y kromozomunun zaman içinde ciddi oranda gen kaybına uğradığını, uzun vadede ise genin tamamen yok olma ihtimalinin bulunduğunu öne sürüyor. Bilim dünyasında bu iddia geniş tartışmalara yol açmış: Kimi araştırmacılar Graves’in ortaya koyduğu karşılaştırmalı genomik bulguları güçlü ve ikna edici bulurken, kimileri de Y’nin dönüşümlü (gene conversion) mekanizmalar sayesinde sandığından daha dayanıklı olabileceğini savunmuş. Sonraki akademik çalışmalar da Graves’in hipotezini hem destekleyen hem de ona alternatif senaryoları tartışan geniş bir literatür oluşturmuş. Bilim dünyasında Graves’in hipotezine alternatif olarak, Y kromozomunun düşündüğümüzden daha dayanıklı olduğunu gösteren bir araştırma, Y kromozomunun dönüşümlü mekanizması sayesinde kendi içindeki hasarlı genleri onararak varlığını koruduğunu ortaya koymuş. Ayrıca insan ve makak Y kromozomlarının karşılaştırıldığı geniş çaplı bir analiz, son 25 milyon yılda neredeyse hiç gen kaybı olmadığını ve Y’nin sanıldığı gibi “çöküş” sürecinde olmadığını göstermiş. Şunu da belirtmek gerekir ki bazı memeli türlerinde Y kromozomu tamamen kaybolmuş olsa da erkeklik, başka kromozomlara taşınan genler sayesinde devam edebilmiş. Yani cinsiyet belirlenmesinin tek bir kromozoma bağlı olmadığını vurgulayan çalışmalar var. Bu nedenle Graves’in çalışması bilimsel bir olasılık ortaya koysa da, alternatif araştırmalar Y’nin geleceğinin çok daha karmaşık ve açık uçlu olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak, Jenny Graves’in Y kromozomuna ilişkin hipotezi, insan Y’sinin tarihsel olarak çok büyük oranda gen kaybettiğini ve bu eğilim sürerse uzun vadede tükenebileceğini öne sürüyor. Ancak bu çıkarım, sosyal medyada sıkça karşılaşılan “Y kromozomu yok oluyor, erkekler bitecek” gibi sansasyonel başlıklara indirgenebilecek kesin bir öngörü değil. Graves’in çalışması, Y’nin genetik izolasyonu ve rekombinasyon kaybı nedeniyle evrimsel olarak kırılgan olduğunu tartışıyor. Fakat aynı zamanda sürecin belirsiz olduğunu ve “gene conversion” gibi mekanizmaların Y’yi tamamen çökmekten koruyup korumayacağının net olmadığını vurguluyor. Buna karşılık pek çok araştırmacı, Y kromozomunun düşündüğümüzden daha stabil olabileceğini, erkekliğin tek bir kromozoma bağlı olmadığını ve cinsiyet belirleyici sistemlerin evrimsel olarak değişebildiğini hatırlatarak Graves’in hipotezine alternatif açıklamalar sunuyor. Bu nedenle iddia, Graves’in literatürde yer alan gerçek bir çalışmasına dayanıyor olsa da, çalışmanın içindeki ihtimaller ve tartışmalar göz ardı edildiğinden abartılı bir sonuca dönüştürülmüş.

Sonuç olarak;

Evrimsel biyolog Jenny Graves’ın açıklamalarına göre birkaç milyon yıl içinde Y kromozomu yok olabileceği iddiası doğru.