Belediyelerin asli görevlerinin başında su ve kanalizasyon hizmetlerinin sağlanması geliyor. Temel bir insan hakkı olarak görülen temiz su ve sanitasyona erişim konusu, aynı zamanda belediye başkanlığı yarışında adaylar için bir rekabet alanına dönüşüyor. Öyle ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde şehrin su kıtlığı sorununu çözmek için yapılan çalışmaları, konuşmalarında gündeme getirmeye devam ediyor. Seçmenlerin kendilerine sağlanan su hizmetinin kalitesi gibi, su hizmetleri hakkında güvenilir bilgiye erişebilmesi de önemli bir konu. Yaklaşan yerel seçimler vesilesiyle, İstanbul ve Ankara’nın su yönetimi performansını çeşitli yönlerden incelememize ve Avrupa’daki şehirlerle kıyaslamamıza olanak veren “Urban Water Atlas for Europe” (UWAE) başlıklı Avrupa Komisyonu Raporunu inceledik.
Ankara ve İstanbul’da Su Yönetimi Performansı Diğer Avrupa Şehirlerinin Gerisinde
UWAE çalışması 39 Avrupa şehrinin su yönetimi performansını 24 gösterge doğrultusunda değerlendiriyor. Çalışmada metodoloji olarak literatür taraması ve uzman görüşlerinin yanı sıra, su idareleri ve belediyelere yönelik anket çalışmaları da uygulanmış. Her göstergenin 0 (çok düşük performans) ila 10 (mükemmel performans) arasında puanlanması neticesinde şehirlerin ortalama performans skoru belirleniyor. Göstergeler arasında temiz suya erişim, su kalitesinin takibi ve atıksu arıtma tesislerinin verimliliği gibi su yönetimi ile doğrudan ilgili konuların yanı sıra, katı atık yönetimi, arıtma tesislerinde enerji verimliliği, yeşil alanların büyüklüğü ve iklim değişimine uyum gibi tali konular da yer alıyor. Ankara ve İstanbul’un 24 gösterge için performansını değerlendirmeden önce, tüm alanlardaki ortalama skorlarına bakıyoruz. Amsterdam, Helsingborg ve Malmö’nün başı çektiği listede Avrupa kentlerinin ortalama endeks skoru 5,7 iken, ortalamanın altında kalan Ankara ve İstanbul su performansı en zayıf olan kentler arasında sayılıyor.

Ankara ve İstanbul Su Sektörü Yatırımları İçin Cazibesini Koruyor
Çalışma Ankara’nın ortalama endeks skorunu 3,7 olarak belirliyor. Hızlı nüfus artışına rağmen, yeni su kaynaklarına erişimi kısıtlı olan Ankara’da 2007 yılında yaşanan kuraklığa dikkat çeken rapor, şehirde su kalitesi takibinin ve su kalitesinin iyi düzeyde olduğunu vurguluyor. Rapora göre Ankara’da şebeke kayıpları ve kaçak kullanım oranı %29’a ulaşıyor. Ankara’da kişi başı tüketilen su miktarı ise 205 litre/gün. Ankara’nın su yönetimi alanında en başarılı olduğu alanlardan biri ise nüfusun neredeyse tamamının atıksu artıma şebekesine bağlı olması. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin en düşük performans sergilediği alanlar ise katı atık yönetimi, yeşil alan miktarı ve karar alma süreçlerine halkın katılımı olarak belirlenmiş.

Rapor %2,8’lik nüfus artışıyla bu alanda diğer Avrupa şehirlerini geride bırakan, diğer taraftan son elli yılda giderek daha sıcak ve kuru bir iklime sahip bir hale gelen İstanbul’un endeks skorunu 3,5 olarak belirlemiş. İleriki yıllardaki su kıtlığı riskini Melen Çayından yapılacak su transferi ile çözmeyi planlayan İstanbul nüfusunun tamamı şebeke suyuna erişebiliyor. Yılda %3-4 arasında büyüyen ambalajlı su pazarında büyük payı olmasına rağmen, İstanbul’daki içme suyu numunelerinin %90’lık bir kısmının gerekli sağlık ve kalite standartlarını karşılıyor oluşu ise düşündürücü bir konu. Ankara’nın aksine, atıksu arıtma tesislerine bağlantısı olan nüfus oranı düşük olan İstanbul, katı atık yönetimi, yeşil alanların varlığı ve halkın katılımı göstergelerinde Ankara gibi zayıf bir performans sergiliyor. Raporun dikkat çektiği diğer bir nokta ise, büyüyen nüfusları ile Ankara ve İstanbul’un yeni su yatırımları için cazip şehirler olması.