Katkıda Bulunanlar:
Koray Kaplıca
İddia şöyle;

Bir X hesabı tarafından 25 Temmuz 2024 tarihinde yapılan paylaşımda New York Liberty adasında 1886 yılında inşa edilen Özgürlük Heykeli’nin maliyetlerinin Osmanlı Devleti tarafından inşa edildiği iddia edildi.

İddia YANLIŞ
Özgürlük Heykeli’nin maliyetinin Osmanlı Devleti tarafından karşılandığı yönündeki iddia, somut tarihsel belgelerle desteklenmeyen, kökeni 2000’li yıllara uzanan spekülatif bir anlatıya dayanıyor.
Heykeltıraş Bartholdi, Süveyş Kanalı’nın Akdeniz’e açıldığı noktaya dikilmek üzere bir heykel fikrini Mısır Hidivi İsmail Paşa’ya sunmuş ancak proje, yüksek maliyet ve halkta yaratabileceği tepki nedeniyle kabul edilmemiş.
Heykel Süveyş Kanalı İçin Tasarlanmak İstenmiş
Özgürlük Heykeli, Amerika Birleşik Devletleri’nin en tanınmış simgelerinden biri. Fransa tarafından 1886 yılında ABD’ye hediye edilen heykel, New York Limanı’ndaki Liberty Adası’nda yer alıyor. Elinde bir meşale, diğer kolunda ise Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’nin ilan edildiği 4 Temmuz 1776 tarihinin yazılı olduğu bir tablet taşıyan heykelin başındaki yedi ışınlı taç, yedi kıtayı ve yedi denizi simgeliyor. Paylaşımda ise dünyaca ünlü bu ikonik yapının maliyetinin aslında Osmanlı Devleti tarafından karşılandığını öne sürmüş.
Kısa bir araştırma, bu iddianın kökeninin yaklaşık 20 yıl öncesine dayandığını gösteriyor. Murat Bardakçı, 2004 yılında Hürriyet gazetesinde yayımlanan “New York’taki Özgürlük Heykeli’nin parasını Sultan Abdülaziz ödemişti” başlıklı yazısında heykelin ilginç bir hikâyesini anlatmış. Bardakçı’nın aktardığına göre, Özgürlük Heykeli aslında 19. yüzyılda Fransız mühendis Ferdinand de Lesseps’in önerisiyle, Süveyş Kanalı’nın Akdeniz’e açıldığı noktaya dikilmek üzere tasarlanmıştı ve masraflarının önemli bir kısmı Sultan Abdülaziz tarafından karşılanmıştı. İlk tasarımda, Firavun giysileri giymiş bir kadının elinde meşale tuttuğu bir figür yer alıyor; bu figür “Asya’nın ışığı Mısır’dan yükseliyor” fikrini simgeliyordu. Ancak Mısır’daki yönetim değişikliği ve halkın tepkisinden duyulan endişe nedeniyle proje iptal edilmiş, heykel de Paris’te bir depoya kaldırılmıştı. Yıllar sonra Fransa, Amerika Birleşik Devletleri’yle olan dostluğunu simgelemek amacıyla bu heykeli ABD’ye hediye etmeye karar verdi. Heykeltraş Frédéric Auguste Bartholdi, depoda bekleyen bu eseri bazı değişikliklerle yeniden düzenledi ve 1886 yılında New York’ta Özgürlük Heykeli olarak dikti. Bardakçı, bu anlatımı Mahmut Esat Ozan’ın yaptığı bir çalışmaya dayandırsa da, söz konusu çalışmayla ilgili başka bir kaynak ya da detay paylaşmamış.
Ancak akademik ve tarihsel kaynaklara bakıldığında, bu hikâyeyi doğrulayan somut kanıtlar görünmüyor. Osmanlı tarihi uzmanı Klaus Kreiser’in 1997’de yayımladığı “Public Monuments in Turkey and Egypt, 1840–1916” başlıklı makalede, heykelin yaratıcısı Frédéric Auguste Bartholdi’nin Mısır Hidivi İsmail Paşa’yla yaptığı bir görüşmeden söz ediliyor. Bartholdi, Süveyş Kanalı’nın Akdeniz’e açıldığı noktaya dikilmek üzere bir anıt önerisiyle Paşa’nın karşısına çıkmış. Ancak İsmail Paşa, hem yüksek maliyet hem de bu büyüklükte figüratif bir heykelin halkta hoşnutsuzluk yaratabileceği endişesiyle teklifi geri çevirmiş. Süveyş için düşünülen bu heykel, biçim ve anlam açısından daha sonra New York’a dikilecek olan Özgürlük Heykeli’yle dikkat çekici benzerlikler taşıyor. Tarihçilerin çoğu bu bağlantıya işaret ediyor. Bartholdi ise yıllar sonra benzerliğin tamamen tesadüfi olduğunu söylemiş. Kısa bir literatür taraması da bu anlatıyı destekleyen kaynakların ağırlıkta olduğunu gösteriyor.
Bertholdi’nin Özgürlük Heykeli projesini ve bu süreçte yaşadığı zorlukları kendi ağzından aktardığı bir kitabı da bulunuyor. Bu eserde, Mısır Hidivi için yalnızca kaba bir taslak sunduğunu, bunun dışında detaylı bir proje hazırlamadığını açıkça ifade etmiş.

Sonuç olarak, Özgürlük Heykeli’nin Osmanlı tarafından finanse edildiği yönündeki iddia, somut tarihsel belgelerle desteklenmeyen, kökeni 2000’li yıllara uzanan spekülatif bir anlatıya dayanıyor. Bartholdi’nin kendi ifadeleri ve akademik kaynaklar, Süveyş için yalnızca ön taslak düzeyinde bir öneri sunulduğunu ve bu projenin hiçbir zaman hayata geçirilmediğini ortaya koyuyor. 

Sonuç olarak;

Özgürlük Heykeli'nin masraflarını Osmanlı Devleti'nin ödediği iddiası yanlış.