Yazar:
Gül Hür
İddia şöyle;

Bir X hesabı tarafından 22 Ocak 2024’te yapılan paylaşımda, Alper Gezeravcı’nın hiçbir güç harcamadan yukarı çekildiği iddia edildi.

İddia YANLIŞ

→ Uluslararası Uzay İstasyonu tamamen yerçekimsiz bir ortam değil. Dünyadaki yerçekimi ivmesinden %10 daha azdır.
→ Einstein'ın genel görelilik teorisi ve eşdeğerlik ilkesine göre yerçekimsiz bir ortamda bulunan biri ile serbest düşüş yapan birinin aynı deneyimi yaşar. Bu da yerçekimsiz ortam ile serbest düşüş arasında ayırt edilemeyeceği anlamına gelir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan - Alper Gezeravcı Görüşmesi

Alper Gezeravcı, Axiom Mission 3'te (Ax-3) görev uzmanı olan ve uzaya gidecek ilk Türk astronot. Uluslararası Uzay İstasyonuna (International Space Station, ISS) yönelik, tamamı Avrupalı ilk ticari astronot misyonu olan Axiom Mission 3 (Ax-3), alçak Dünya yörüngesine giden yolu yeniden tanımlayan bir görev. Bu görev, farklı ülkelerin uluslararası uzay topluluğuna katılmaları ve mikro yerçekiminde keşif ve araştırmaları ilerletmek için alçak Dünya yörüngesine erişmeleri için yeni bir fırsat dönemin işareti olarak açıklanmış. Uçuş, 18 Ocak 2024 tarihinde Falcon 9 Block 5 roketinin fırlatılmasıyla başladı ve yaklaşık 37 saat süren yolculuğun ardından astronotları taşıyan Crew Dragon uzay aracı 20 Ocak 2024 ISS'ye başarıyla kenetlendi.

Bu konuda şu içeriği faydalı bulabilirsin

Türkiye’nin İlk Uzay Yolculuğu: Axiom 3 Misyonu
Gezeravcı, 22 Ocak 2024 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile canlı bağlantıyla yaklaşık 20 dakikalık bir görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşmenin sonunda Gezeravcı’nın kendini itip yukarı doğru çıkması ve gözden kaybolması sosyal medyada çok konuşuldu. Görüşmenin bu kısmı ile ilgili görüntüler mizahi amaçla yayılsa da bazı kullanıcılar Gezeravcı’nın elinde tuttuğu mikrofon hemen aşağı düştüğü halde kendisinin kolaylıkla havalandığını belirterek aslında uzaya gidilmediği imalarında bulundu.

En Tanıdık Komplo Teorilerinden: Aya Hiç Gidilmedi, Uzaya Hiç Çıkılmadı

Türkiye ve dünyada en çok yaygınlık kazanmış komplo teorilerinden birisi uzay, aya çıkış ve 51. bölge ile ilgili iddialar. 

Bu konuda şu içeriği faydalı bulabilirsin

En Etkili 6 Komplo Teorisi
İlgili paylaşımı yapan hesap incelendiğinde, hesabı kullanan kişinin uzaya hiç gidilmediği ve uzayla ilgili tüm görüntülerin NASA’nın stüdyolarında hazırlandığına dair içeriklerle dolu olduğu görülebilir. Uzay ve aya yolculuklar ilgili komplo teorisi savunucuları Ay’a inişin de gerçek olmadığını düşünüyor. Onlara göre uzay yarışında Rusları yenmek isteyen ABD hükümetinin Ay’a inişi sahte. Bu inanışa göre görüntüler Hollywood Tepeleri'nde ya da 51. Bölge'nin derinliklerinde bulunan gizli bir film setinde gerçekleştirdi. 

Uluslararası Uzay İstasyonu Tamamen Yerçekimsiz Bir Ortam Değil 

Dünya’dan 400 km uzaklıkta bulunan ve Dünya’nın yörüngesinde bulunan en büyük yapay uydu olan Uluslararası Uzay İstasyonu (International Space Station, ISS) tamamen yerçekimsiz bir ortam değil. Buradaki yerçekimi ivmesi, Dünyadakinden yaklaşık %10 daha az. Dünya'nın yer çekiminden etkilenen ISS, yörüngede sürekli hareket halinde olduğundan yerçekimi merkezkaç kuvveti ile dengelenir. ISS’de bulunan yerçekiminin Dünyadakinden çok daha az olmasının sebebi budur.
ISS’de yerçekimi ivmesinin Dünya’ya kıyasla %10 daha olması, bir kişinin kendini Dünya'da olduğundan 10 kat daha hafif hissetmesine yol açar. Bunun dışında Dünya’da rahatlıkla yaptığımız yürümek, yemek yemek, duş almak gibi basit aktivitelerin daha zor yapılmasına neden olur çünkü böyle bir ortamda yüzer gibi hareket edilir.

Kütleçekim, Genel Görelilik Kanunu ve Eşdeğerlik İlkesi

Gezeravcı’nın mikrofonu düşerken kendisinin yukarı doğru rahatça süzülmesinin birkaç temel kavram ve teori ile ilgisi var. Bunlardan ilki kütleçekim. Aslında yer çekimi, kütle çekimi ve kütleçekim gibi kavramlar arasında fiziksel olarak hiçbir fark bulunmuyor. Yer çekimi, Dünya üzerindeki cisimlerin yere, yani Dünya'ya doğru düşme eğilimine verilen isimken kütleçekim ise uzay içindeki iki cismin birbirine doğru hareket etmeye meyilli olmasını açıklayan bir yasadır. Buradaki temel nokta kütleçekimin bir kuvvet olmaması ile ilgili. 

Madde uzay-zamanı büker

Einstein’ın genel görelilik kanunu, Gezeravcı’nın yere düşen mikrofonu ile ilgili ikinci fizik kavramı. Einstein’a göre iki kütle birbirini çekmez, madde uzay-zamanı büker ve bu bükülen uzay-zamanda hareket eder. Genel göreliliğe göre kütleçekim bir kuvvet. Einstein, genel görelilik kuramını geliştirirken yerçekimsiz bir ortamda bulunan biri ile serbest düşüş yapan birinin aynı deneyimi yaşayacağını keşfeder. Başka bir deyişle yerçekimsiz ortamda bulunan biri ile serbest düşüş yapan biri ayırt edilemez. Buna ise Newton’un eşdeğerlik ilkesi denir ve ISS’deki durumu açıklar. Newton’a göre serbest düşen bir cisim için yere doğru bir çekim vardır. Benzer şekilde, yerde dururken ağırlığımızdan dolayı yer bize eşit ve zıt yönde bir tepki kuvveti uyguluyor. Oysa Enstein’in genel göreliliği yere düşerken bize bir kuvvet uygulanmadığını söylüyordu. Bu durumda düşme eylemi şöyle gerçekleşiyor: Dünya kütlesinden dolayı etrafındaki uzay-zamanı büküyor ve madde de bu uzay-zamanı takip etmek zorunda kalıyor.
ISS, sürekli serbest düşüş halinde olduğundan buradaki astronotlar da serbest düşüyorlar. Peki nasıl Dünya’ya çakılmıyorlar ama sürekli düşüyorlar? Bu sorunun yanıtı ise şu örnekler açıklanabilir: Eğer bir tabanca yere paralel olarak ateşlenirse, mermi parabolik bir yörünge izler ve yere düşer. Ancak, mermi yeterince hızlıysa, Dünya'nın eğriliği nedeniyle, sürekli olarak yere yaklaşır ve asla yere ulaşmaz. Bu durum, ISS'nin sürekli düşmesine rağmen Dünya'ya çakılmamasının nedenidir. Bugüne kadar serbest düşme ve yerçekimsiz ortam arasındaki deneyimleri ayırt etmenin bir yolu bulunamamış. Bu, genel göreliliğin temel bir sonucudur ve uzay istasyonundaki koşulların anlaşılmasına yardımcı olan da budur.

Sonuç olarak;

Alper Gezeravcı mikrofonu bıraktığında mikrofonun hemen aşağı düşüp Gezeravcı'nın hiçbir güç harcamadan yukarı doğru çekildiği iddiası yanlış.