Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bakanlıkların bütçeleri görüşülmeye devam ediyor. Haftanın başında bütçesi komisyonda görüşülen ilk kurum Adalet Bakanlığı’ydı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yaptığı sunumda çeşitli veriler kullanarak AK Parti hükümetleri döneminde adalet alanında yapılan icraatların olumlu sonuçlar verdiğini kanıtlamaya çalıştı.
AİHM’de Bekleyen Dosya Sayısı Son 4 Yılda Yüzde 50 Azaldı
Bozdağ’ın Türkiye’nin performansını AİHM verileriyle karşılaştırdığı iki ana iddiasını mercek altına aldık. Bakanın ilk iddiası Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yapılan başvurularda son dört yılda ciddi bir düşüş yaşandığı üzerineydi.
“Reform niteliğinde yapılan bu çalışmalar sonucunda ülkemiz aleyhinde AİHM önünde bekleyen başvuru sayısı son dört yılda ciddi oranda düşüş göstermiştir. Bu kapsamda, 31 Aralık 2012 tarihinde 16.876 olan derdest başvuru sayısı, 31 Ocak 2016 tarihi itibariyle yaklaşık yüzde 50 oranında azalarak 8.650 olmuştur.”
Nedensellik ilişkilerini bir kenara bırakıp sadece 2012 – 2015 arasında AİHM’de derdest başvuru sayısındaki değişime bakıldığında 2012’de 16.876 olan başvuru sayısı 2015 Aralık itibariyle 8.446’ya düşmüştür ki bu da %50’lik bir düşüşe tekabül etmektedir.

Fakat AİHM’de son 4 yıldaki mevcut derdest başvuru sayısındaki değişime bakıldığında bu azalmada Türkiye’nin tek başına olmadığı da açıktır. 2012 – 2015 arası AİHM’de toplam bekleyen başvuru sayılarında tıpkı Türkiye aleyhinde olan başvurularda olduğu gibi %50 civarında bir azalma meydana geldi.
12 Eylül 2010 referandumu ile kabul edilen ve 23 Eylül 2012 itibariyle uygulamaya giren Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı da AİHM başvurularındaki değişimde etkili olabilecek başka bir gelişme. Zira AİHM Mayıs 2013’te verdiği Hasan Uzun / Türkiye kararıyla tüketilmesi gereken iç hukuk yollarına Anayasa Mahkemesi’ni de ekledi. Bu durumun da doğrudan AİHM’e başvuru durumundaki kişilere geçmesi gereken bir yol daha ekleyerek başvuru sayısını azalttığı söylenebilir. Eylül 2013 – Nisan 2015 arası Anayasa Mahkemesi, yapılan 38.067 bireysel başvurudan 19.529’unu karara bağladı. Nisan 2015 itibariyle, Mahkeme’nin önündeki toplam 18.538 derdest dosya bulunuyor.
AİHM’den Türkiye Aleyhine Her Yıl Ortalama 51 İhlal Kararı Çıkıyor
“AİHM tarafından ülkemiz hakkında verilen ihlal karar sayılarında da ciddi bir düşüş olduğu görülmektedir. 2012 yılında 117 ihlal kararı verilmesine karşın 2015 yılında verilen ihlal kararı sayısı, bugüne kadar en düşük seviyeye inerek 79 olmuştur.”
Bozdağ, derdest başvurusu sayısı yanı sıra AİHM tarafından verilen ihlal kararlarında da 2012 – 2015 döneminde ciddi bir azalma meydana geldiğini belirtti. Verilere bakıldığında da 2012’ye oranla bu düşüşün %32 seviyelerinde olduğu görülüyor. Azalan başvuru sayısına bağlı olarak gerçekleşen bir düşüş olduğu iddia edilebilir.

Fakat tablodan da görüleceği üzere 79 ihlal kararı Bakan Bozdağ’ın iddia ettiği gibi bugüne kadarki en düşük seviye değil. 2003’ten sonra AK Parti iktidarları döneminin en düşük seviyesi denebilir. 1959 – 2015 arası AİHM kararlarına bakıldığında da Türkiye aleyhine yılda ortalama 51 ihlal kararı verildiği görülüyor. Bu veri dikkate alındığında 2015’in genel ortalamanın üstünde ihlal kararının verildiği bir yıl olduğunu söyleyebiliriz.
Bu konuda bir diğer gösterge de ihlal kararı sayısının toplam karar sayısına oranı olabilir. Mahkemenin 55 yıllık tarihi boyunca Türkiye aleyhine açılan davalardan sonuçlananların %88’i Türkiye’nin herhangi bir alanda ihlal yaptığını karara bağlamış. 2015 yılında bu oran %90 seviyelerinde. Sonuç olarak oransal bazda bir iyileşmeden bahsetmek çok mümkün değil.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ AİHM ile ilgili verileri kullanarak AK Parti dönemi yapılan reformların sonucu olarak, hak ihlallerinde ve başvurularında azalma meydana geldiğini kanıtlamaya çalıştı. Bu göstergelerdeki azalmaların nedenleri için daha derin araştırmalar gerekmekle birlikte yapılan yüzeysel analizde bu tür bir nedensellik kurulmadan önce çok farklı nedenlerle azalmanın meydana gelebileceği açıkça görülüyor. Bakan Bozdağ’ın kullandığı tüm sayısal veriler doğru olmasına rağmen, ana iddiasını kanıtlayacak yeterli veriler olduğunu söylemek zor.
Kaynaklar
Türkiye Büyük Millet Meclisi: Plan ve Bütçe Komisyonu Tutanağı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi: Bireysel Başvuru İstatistikleri
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM): İstatistikler
Adalet Bakanlığı, İnsan Hakları Daire Başkanlığı: Türkiye’nin Yıllara Göre AİHM İhlal Sayıları