Küresel Isınma Gerçek Değil mi?

Bir Twitter hesabından 6 Ekim 2021 tarihinde yapılan bir paylaşımda küresel ısınmanın gerçek olmadığı, dünyanın sıcaklık ortalamasının yükselmediği ve 2012’den beri pek çok araştırmada ise dünyanın soğuma döngüsüne girdiği iddia edildi. Paylaşım 500’den fazla beğeni aldı.

Paylaşımda geçen metin şu şekilde:

İddiaki paylaşım incelendiğinde, paylaşımın Yeni Şafak’ta 18 Mart 2013 tarihinde yapılan bir habere dayandığı görülüyor. Buna göre, Daily Mail Gazetesi Birleşmiş Milletler bünyesinde faaliyet gösteren Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli tarafından hazırlanan rapora ulaşmış. İddia edilen rapora göre, 1997 yılından bu yana ortalama sıcaklıklarda önemli bir artış yaşanmamış. Daha önce bu yüzyıl içerisinde ortalama sıcaklığın 5 derece artacağını öngören bilim insanları ise şimdi fikirlerini değiştirmiş ve 2017 yılına kadar önemli bir artış yaşanmayacağını ve buzulların erimeyeceğini iddia ediyor.

Daily Mail’da 17 Haziran 2012 tarihinde yayımlanan bir haberde, küresel ısınmanın gerçek olmadığı, dünyadaki sıcaklık artışının ana sebebinin güneşteki solar hareketlilikten kaynaklandığı ve IPCC’nin son dönemde sıcaklık artışının durduğu ile ilgili raporları olduğunu yazmış.

Aynı gazete 27 Eylül 2013 tarihli haberinde, IPCC raporlarında dünya sıcaklıklarının neredeyse 15 yıldır hiç yükselmediğini iddia etmiş. Fakat haberin devamında, bilim insanlarının bu arayı bir yavaşlama dönemi olarak gördüğü ve küresel ısınma tehlikesinin devam ettiğini bildirdiği belirtilmiş. 1950 yılından bu yana sıcaklık artışı sebebinin %95 oranında insan kaynaklı olduğu, 1850 yılından bu yana sıcaklıkların düzenli bir şekilde arttığı, deniz seviyesinin 1901 yılından bu yana 19 cm yükseldiği ve bu oranın son iki bin yıldan daha fazla olduğu ifade edilmiş. Atmosferdeki karbondioksit, metan ve azot oksidin 800.000 yıldır en yüksek seviyede olduğu açıklanmış.

Küresel Isınma, atmosfere salınan gazların neden olduğu düşünülen sera etkisinin sonucunda, Dünya üzerinde yıl boyunca kara, deniz ve havada ölçülen ortalama sıcaklıklarda görülen artışa verilen isimdir. Her ne kadar bu ısınmanın uzun süredir devam ettiği belirtilse de son dönemde oldukça hız kazandığı da vurgulanıyor. Bu ısınmanın temelinde ise fosil yakıtların kullanımı olduğu belirtiliyor. Sera etkisi kömür, petrol, doğal gaz gibi fosil yakıtların yakılması sonucunda ortaya çıkan karbondioksit, metan ve su buharının atmosferde artması sonucu dünyadan yansıması gereken güneş ışınlarını hapsetmesi olarak tanımlanıyor. Böylece, dünya yüzeyinin sıcaklığı artıyor.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nde yer alan bilgiye göre, bilim insanları tarafından özellikle Sanayi Devrimi’yle beraber son 100 yılda atmosfere salınan sera gazlarının arttığı belirtilmiş. Sera gazlarının artışıyla yükselen sıcaklıklar sonucunda buzulların erimesi ve pek çok meteorolojik ve hidrolojik anomaliler tespit edilmiş. Bu nedenle temel tedbirin çevreye duyarlı enerji sektörlerine geçiş olduğu belirtiliyor.

NASA’nın yayınladığı bu grafiğe göre, en sıcak yılların dokuzu 1998 hariç 2000’den beri yaşanmış. 1880 yılından bu yana kaydedilen en yüksek sıcaklık ise 2016 yılında kaydedilmiş.

ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi tarafından yayımlanan grafiğe göre ise, Dünya sıcaklığı 1880 yılından bu yana her on yılda 0,08 derece artmış ve son 40 yıldaki ısınma oranı 1981 yılından bu yana iki katından fazla olmuş. 2020 yılı ise kaydedilen en sıcak ikinci yıl olarak kayıtlara geçmiş. Karada ve okyanusta 2020 yılında ortalama sıcaklık düzeyi, 20.yy ortalaması olan 0,98 dereceden ve sanayi öncesi döneme oranla 1,19 derece daha sıcak olarak tespit edilmiş. En sıcak yıllar 2005’ten bu yana yaşanmış.

BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) Ağustos 2021 tarihinde yayınladığı 66 ülkeden 234 bilim insanın hazırladığı rapor ise dünyadaki sıcaklık artışının geri döndürülemeyecek bir noktaya doğru gittiğine dair ciddi uyarılar içeriyor. Raporda iklim değişikliğinin yaygınlaştığı, hızlandığı ve yoğunlaştığı ifade edilirken, bunun nedeninin ise insan kaynaklı olduğu belirtiliyor.

Raporda yer alan bilgiye göre yerküre sıcaklığı 1970’ten bu yana son iki bin yıl içerisinde herhangi bir elli yıllık bir periyottan daha hızlı artmış durumda. Üstelik uzmanlar, deniz seviyesinin yükselmesi gibi bazı sonuçların yüzyıllar boyunca geri döndürülemeyecek olduğunu ve eğilimin devam ettiği takdirde ani ve sert hava değişimlerinin ve etkilerinin normalleşeceğini vurguluyor. İklimsel trend bu şekilde devam ederse, dünyanın ortalama sıcaklığı yüzyılın sonuna kadar iki derece artacak. Bir buçuk derecelik bir sıcaklık artışının bile sıcaklık dalgalarını artıracağı, daha uzun sıcak mevsimler ve daha kısa soğuk mevsimlere neden olacağı öngörülüyor. İki derecelik sıcaklık artışında ise tarım ve sağlık için kritik eşiğin aşılacağı vurgulanıyor. Karbondioksit ve diğer sera gazlarının emisyonunun güçlü ve sürdürülebilir bir şekilde azaltılmasının hava kalitesini arttırabileceği ve en azından hava sıcaklığını mevcut durumuyla istikrara kavuşturabileceği belirtiliyor. Bu nedenle, raporda “alarm zilleri sağır edici şekilde çalıyor ve kanıtlar ise bunun reddedilemez olduğunu gösteriyor” ifadesi geçiyor.

Bir Twitter hesabından yapılan paylaşımda; küresel ısınmanın bir yalan olduğu, sıcaklıkların düzenli bir şekilde yükselmediği ve 2012 yılından itibaren dünyanın bir soğuma dönemine girdiği iddia edilmişti. Çeşitli bilimsel çalışmalar küresel ısınmanın gerçek olduğunu, dünyanın bu trendi devam ettirmesi durumunda yüzyıl sonunda ortalama sıcaklığın iki derece yükseleceğini, bunun ise çok ciddi küresel sonuçlar ortaya çıkaracağını gösteriyor.