Nurettin Canikli AK Parti Başbakan Yardımcısı

Açık oy kullanılması Anayasa Mahkemesi tarafından iptal nedeni sayılmamakta ve (açık oy kullanmak) anayasaya aykırı değil.

9 Ocak 2017 tarihinde Ankara 'da söylendi.
Okuma Süresi    6 Dakika
Konu : Politika

Mecliste Açık Oy Kullanılması Anayasaya Aykırı

“Cumhurbaşkanlığı Sistemi” önerisini içeren Anayasa değişikliği teklifi, ilgili komisyondan geçerek, TBMM Genel Kurulu’nda tartışılmaya başlandı. 9 Ocak Pazartesi günü öğle saatlerinden itibaren devam eden görüşmelerde, maddelerin tek tek oylanma sürecine henüz geçilmedi ancak teklif henüz taslak haline gelmeden AK Partili milletvekillerinin imza atması muhalefet partileri tarafından eleştirilere konu olmuştu. Anayasa değişikliği teklifinin Genel Kurul’a gelme ihtimalinin güçlenmesiyle beraber, açık oylama ve gizli oylama konuları tekrar tartışılmaya başlandı.

Konuyla ilgili bir TV kanalında açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, açık oylama yapılmasının anayasaya aykırı olmadığını, bu konunun Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından da iptal sebebi sayılmadığını iddia etti.

Anayasa Değişiklikleri Anayasa Tarafından Düzenleniyor

Gizli oylama özellikle anayasa değişikliği gibi temel konularda oldukça önemli olan bir pratik. Nitekim, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk çok partili seçimleri olan 1946 genel seçiminde de oylamanın açık, ancak sayımın gizli yapılmış olması, ilerleyen yıllarda bir dizi eleştiriye hedef olmuştu. Dahası, 1950 yılında yapılan seçimlerde gizli oy, açık tasnif (sayım) yönteminin kullanılmasıyla, 1950 genel seçimleri ilk demokratik seçim olarak kabul edilmişti.

Anayasa’nın 175. Maddesine göre anayasa değişiklikleri Genel Kurul’da iki defa görüşülüp, gizli oylama yoluyla oylanıyor. Yani milletvekilleri, oylarını kimseye göstermeden ve açıklamadan kullanabiliyorlar. Burada amaçlanan şey ise, milletvekillerinin partilerinin duruşu dışında bir kararları olması durumunda, bunu hayata geçirebilmesini sağlamak. Canikli’nin iddiasında anayasa değişikliğine dair teklif veren vekillerin de aslında oylarının belli olduğu kabulü var. Bu anlamda pratikte teklifi veren milletvekillerinin gizli oylama olsa dahi oylarının ne olduğu bilinmekte. Ancak anayasal olarak bakıldığında, 175.maddedeki hüküm oldukça net bir şekilde, gizli oylamayı işaret etmekte.

Açık oy kullanılması Anayasa Mahkemesi tarafından iptal nedeni sayılmamakta ve (açık oy kullanmak) anayasaya aykırı değil. 1

Konuyla ilgili TBMM İç Tüzüğü’ne bakıldığında da aynı durumun söz konusu olduğu, gizli oylama hükmü olduğu görülüyor.

Açık oy kullanılması Anayasa Mahkemesi tarafından iptal nedeni sayılmamakta ve (açık oy kullanmak) anayasaya aykırı değil. 2

Anayasa Mahkemesi’nin Yorumu Oylama ile İlgili Değil

Anayasa’nın 148.maddesine göre Anayasa Mahkemesi’nin anayasa değişikliklerine dair yetkisi şekil denetimi ile sınırlı. Bu da anayasa değişikliklerinde teklif ve oylama çoğunluklarına ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartlarına dair bir denetim anlamına gelmekte.

Bu noktadan hareketle Canikli’nin iddiasında dile getirdiği diğer konu ise açık oylama yapılmasının AYM tarafından iptal gerekçesi sayılmadığı. Canikli’nin konuşmasında referans verdiği AYM kararı, milletvekili dokunulmazlığı ile ilgili. Mayıs 2016’da TBMM’de Genel Kurul’da kabul edilen anayasa değişikliği ile milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırılmıştı. 376 milletvekilinin kaldırılması yönünde oy kullanmasıyla, söz konusu değişiklik referanduma götürülmeden yürürlüğe girmiş oldu. Bu oylama esnasında da kimi milletvekillerinin oy pusulalarını göstermesi gibi olaylar yaşanmış ve gizli oylama hükmünün ihlal edildiği tartışılmıştı. Sonrasında bir grup HDP ve CHP milletvekilinin AYM’ye yaptığı iptal başvurusu ise Haziran ayında AYM tarafından reddedilmişti. AYM, iptal başvurusunu reddederken bu değişikliğin “özel” koşulları olduğuna dikkat çekmişti. AYM’nin şekil denetimi yapabilmesi için ise değişikliğin Resmi Gazete’de yayınlanması ve takip eden 10 gün sonrasında Cumhurbaşkanı veya TBMM üyelerinin beşte biri tarafından iptal talep edilmesi gerekiyor. AYM de bu koşulların geçerli olmaması sebebiyle iptal başvurusunu reddetmişti.

Bir diğer örnek teşkil edilebilecek AYM kararında (2010) ise talep edilen anayasa değişikliği iptal gerekçelerinden biri oylamanın gizli yapılmaması idi. AYM değişikliğin iptali istemini oy çokluğu ile reddetmişti. Red gerekçesinde yine AYM’nin şekil denetim sınırlarına dikkat çekilmiş ve AYM’nin sadece oylama usulüne dair inceleme yapabileceği belirtilmiş. Buna göre Anayasa’da gizli oylama öngörüldüğü için, Anayasa’ya uygun ve geçerli bir oylama çoğunluğunun yalnızca bu şekilde oluşacağı belirtilmiş. Yani, gizli oylama olması gerektiği belirtilmiş. Ancak, iptalin reddine dair gerekçenin devamında AYM’nin gizli oy verilmemesi sebebiyle Anayasa’ya aykırılık kararı verilebilmesi için, oylama sonucunun açık oy verildiği için etkilenmiş olması gerektiği belirtilmiş. Yani, açık oylama yapıldığı iddiasının AYM tarafından denetlenebilmesi için açık oylamanın oylama sonucunu net bir şekilde etkilemesi gerekmekte. Ancak bu kararda AYM, böyle bir etkiye dair net bir delil olmadığını belirterek, bu ilkeye dair iptal istemini reddetmiş. Diğer bir deyişle, AYM gizli oylamanın anayasal olduğunu kabul etmekte, ama açık oy vermeyi iptal gerekçesi saymak için başka kanıtlar beklemekte.

Her ne kadar AYM’nin gizli oylama yapılmadığı gerekçesiyle iptal istemlerini reddettiği kararları var olsa da bu kararlar üzerinden açık oylamanın anayasaya aykırı olmadığı sonucunu çıkarmak mümkün görünmüyor. Ayrıca AYM’nin referans verdiğimiz kararlarına bakılırsa açık oylama yapmak AYM tarafından başka şartlara (oylama sonucunun etkilendiğine dair açık kanıt) bağlı olarak iptal sebebi sayılabilir.

Sonuç olarak Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin iddiasında doğruluk payı yoktur.

Sonuç olarak;

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli'nin İddiasında Doğruluk Payı Yoktur.

Bu iddia kontrolüne dair itirazlarınız varsa bize ulaşabilirsiniz.
Yayın Tarihi:   9 Ocak 2017 Son Güncelleme:   10 Ocak 2017