İddia şöyle;

Bir Twitter hesabının 19 Temmuz 2023’te yaptığı paylaşımda, Osmanlı’da 1830-1914 dönemlerinde okuma yazma oranının %66 olduğu iddia edildi.

İddia YANLIŞ
→ Okuma yazma oranının %66 olduğu tablo, tarihçi Kemal Karpat'ın "Osmanlı Nüfusu 1830-1914" isimli kitabında okuma yazma bilmeyenlerin oranının gösterildiği bir tablonun yanlış şekilde yorumlanmasıyla oluşturulmuş.
→  Sonradan oluşturulan tablo, Karpat'ın dipnotları dikkate alınmadan, tablo tersine çevrilerek okuma yazma bilenlerin oranının hesaplanmasıyla elde edilmiş ve doğru veriler sunmuyor. Karpat'ın dayandığı istatistiklere göre okuma yazma bilmeyenlerin oranı Osmanlı nüfusunun %46’sını oluşturuyor.
→ Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ardından yapılan ilk nüfus sayımı aynı zamanda da okuma yazma oranını gösteren ilk resmi istatistik olma özelliğini taşıyor. Bu sayıma göre Harf İnkılabı’ndan önce Türkiye genelinde Arap harfleriyle okuma yazma oranı yüzde 8.61; 7 yaş üzeri nüfusta ise  %10,6 olarak ölçülmüş.
Tablo, Kemal Karpat’ın Bir Çalışmasına Dayandırılarak Oluşturulmuş
Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde okuma yazma oranının %66 olduğunu öne süren iddialar, çoğunlukla ele alınan iddiada da yer alan tablo ile birlikte paylaşılıyor. Tarihçi Kemal Karpat’ın bir çalışması olduğu öne sürülen tablo, aslında doğrudan Karpat’a ait değil, Kemal Karpat’ın bir çalışmasından esinlenerek oluşturulmuş. 

İddialar ile birlikte paylaşılan tablo

Referans verilen Kemal Karpat eseri, “Osmanlı Nüfusu 1830-1914” isimli kitap. Ancak kitapta böyle bir tablo yer almıyor. Karpat’ın bu çalışmasında söz konusu tabloya ilham olmuş olan tablo, okuma-yazma bilenleri değil, bilmeyenlerin oranını aktarıyor.

İddialar ile birlikte paylaşılan tablonun, Kemal Karpat’ın kitabında yer alan bu tablonun tersine çevrilmiş hali olduğu rakamlara bakılarak anlaşılabilir durumda. Birkaç vilayet incelendiğinde; Edirne’de, Erzurum’da ve Adana’da okuma yazma bilmeyenlerin oranının Karpat tarafından sırasıyla %42,94, %40,30, %42,77 olarak verildiği gözlemleniyor. Sonradan oluşturulan tabloda ise okuma-yazma bilenlerin oranı bu rakamlardan esinlenerek verilmiş. Bu vilayetler için sırasıyla okuma yazma bilenlerin oranı yine sırasıyla; %57,1, %59,7 ve %57,2 olarak verilmiş. Tablonun kalanı için de bu matematik geçerli. 
Sonradan oluşturulan tabloda, bu rakamlar toplanarak Osmanlı’da okuma yazma bilenlerin oranı oluşturulmuş. Ancak imitasyon tablo, Karpat’ın dipnotta aktardığı önemli bir noktayı atlamış. Karpat’ın yeni tabloda göz ardı edilen notu şöyle:
“Not; bu istatistiklerde yalnızca on yaşın üstündekiler dikkate alınmıştır. Bunların %34,3’ünün okuma yazma bilmediği görülmektedir. On yaşın altındaki çocukların sayısı 4.057.277 idi ve bunlardan yalnızca 853.125’i okula gidiyordu; geri kalan 3.204.152 kişi okuma yazma bilmeyenler arasında sayılmış olsa gerek. Bu nedenle rakam 12.382.502’ye yükselir ya da toplam Osmanlı nüfusunun %46’sını oluşturur.”
Bu hesapla, Karpat’ın dayandığı istatistiklere göre çalışmasında bulduğu okuma yazma bilenlerin oranı Osmanlı nüfusunun %54’ü şeklindedir, %66’sı değil.
Bunun yanında, bu rakamların Türkiye Cumhuriyeti’ndeki okuma yazma oranlarıyla karşılaştırılması da tarihsel olarak birçok açıdan hatalı pratikler içermekte: 1914’e dayanan ve Osmanlı İmparatorluğu’nun genelini kapsayan bir istatistiksel çalışma olduğu gibi yeni Cumhuriyete nakledilemez. Çünkü, bu aralıkta Türkiye topraklarının ve vilayetlerin sınırları, demografik yapısıyla birlikte hayli değişmiştir. İmparatorluk topraklarının önemli bir kısmını kaybetmiş, yeni Cumhuriyet bölgelere dair sınırlarını hayli değiştirmiştir. Osmanlı’daki vilayetler olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti’ndeki illere dönüşmemiş, yeni sınırlar konuya dahil olmuştur. Örneğin önceden günümüzde farklı illere ayrılan bölgelerde, tek bir Diyarbekir viyaleti bulunuyordu. Diyarbekir viyaletinin Diyarbakır iliyle kıyaslanması bu anlamda önemli bir tarihsel sapma ve safsata sebebidir. Diğer vilayetler için de bu geçerli.

Ela Özkan, 19. Yüzyılda Osmanlı Devleti'nin İdari Taksimatı (1839-1914), Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı Doktora Tezi, Elazığ, 2017 

1890 Osmanlı İmparatorluğu sınırları

1927 Türkiye Cumhuriyeti sınırları

Karpat’ın baz aldığı istatistiklerde Osmanlı nüfusu 27 milyonu aşkın olarak ölçümlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra yapılan 1927 nüfus sayımına göre ise nüfus 13 milyona kadar gerilemiştir. 
1927 Nüfus Sayımına Göre Okuma-Yazma Oranları
Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nde resmi ilk nüfus sayımı ve okuma-yazma oranının ölçüldüğü istatistiki araştırma 1927 nüfus sayımıyla yapıldı. 

Bu nüfus tahririnin aktarıldığı yayında, Harf Devrimi’nden önce Arap harfleri ile okuma yazma oranı Türkiye genelinde erkeklerde %12.9 kadınlarda ise yüzde 3.7 olarak belirtilmiş. Bu durumda Türkiye genelinde okuma yazma oranı yüzde 8.61 olarak ölçülmüş. 7 yaş üzeri nüfus olarak ise, oranlar erkeklerde %17,42, kadınlarda %4,63 ve toplamda %10,6’ya yükseliyor. 

Sonuç olarak;

Osmanlı son döneminde okuma yazma oranının %66 olduğunu gösteren tablonun doğru olduğu iddiası yanlış.